Ardından 2. Sarsıntı da gelince herkeste bir panik oluştu. Kora odaya girip "liu sizi koordinat kaydı bölümünde bekliyor" dedi ve oraya yöneldik. Burası şatonun öbür kanadındaydı bu yüzden ilk defa geliyorduk.
Liu "ilk sarsıntı ve ikinci sarsıntının rotasını belirlemeye çalıştık ve birbirinden çok uzak yerler." Dedi. Patlama yerlerini haritada görünce herşeyi anlamıştım. "Bence Angevil'in hedefinde dünyaya açılmak var. İki nokta birbirinden çok uzak ve diğer nokta daha da uzak olacak. İki nokta arasındaki uzaklık ne kadar?" Diye sorunca görevli uzaklığı söyledi.
"Şimdi kuzeybatı yönünde ilerliyorsa ve uzaklığını da katarsak bir dahaki saldırısı tam olarak" haritada elimle göstererek "şurası" dedim. Bana şaşkın bir ifadeyle bakarlarken "bakacağınıza tedbir alsanıza" dedim ve hepsi işine döndü.
Ekipler tam hazırken 3. Patlama gerçekleşti. Herkes neye uğradığını şaşırırken "patlamalar arasındaki dakika farkı kaç?" Diye sordum. O arada da yer hesaplaması yapıyordum. "3 dakika" deyince "güzel. Dünyanın öbür ucuna gidebilmek için 3 dakikamı-" cümlemi tamamlayamadan radardan bir sarsıntı daha göründü.
"Yeter artık. Bulun şunları" dedim ve jeff "zaten 5 kopya vardı 1 tane kaldı o da ulaşamadan patlayacak. Bu işi tek başına yürütemezsin" Dedi. Beni deli etmekte üzerine yok bu aptalın. "Oldu o zaman nasıl olsa ölücez deyip hiçbirşey yapmayalım değil mi. Aptal saptal konuşma bana Jeff." Dedim.
Sonuncu sarsıntı sert olmuştu ve bay robinson düşmeden annemi tutmuştu. Ne yapacağımı şaşırmış bir vaziyette Jeff'e baktım.
Sen haklıymışsın. Bu görev benim boyumu aşarmış. Deyip oradan çıktım. Şu anda sayamayacağım kadar seoya dünyaya yayıldı ve bu benim yüzümden.
Birkaç saat sonra Jeff yanıma gelip "Liu bizi çağırıyormuş" dedi. Liu'nun yanına gidince Kora'yı dışarıya çıkarttı ve oturmamızı işaret etti.
Liu "söze başlamadan önce lütfen yorumlarınızı sona saklayın" dedi. Başımızla onaylayınca söze başladı "öncelikle Angevil'in yaptıkları beklediğimizden de hızlı oldu. Buna karşı bizi-" cümlesini toparlamadan jeff araya girdi. "Asıl konuya gelsek?" Dedi. Tamam haklıydı ama bu kadar hızlı beklemiyordum.
Liu derin bir nefes aldı ve söze girdi. "şimdi başımızda iki tane bela var. ilk bela hepinizin bildiği üzere angevil belası. " ikincisini sorduğumda "ikincisi ise efsanevi canlılar." dedi. "asira, golem, fiona ve diğerleri. öncelikle gidişhatımız hiç de iyi yerlere gitmiyor. Sizce ilk olarak nereden başlamalıyız? bunu önceden konseyde oylamaya sundum ama henüz mantıklı bir yanıt alabilmiş değilim." deyince jeff "monocity yıkılmak üzere ve sen bizden mantıklı bir açıklama bekliyorsun?" dedi. her ne kadar zor bir durumda olursak olalım düşünmeden hareket etmek birnevi intihar gibi birşey. Söze girip "jeff yaptığın birnevi intihar. kendine gelmelisin. ayrıca bence ilk efsanevileri bulmamız lazım. nedenini mi soruyorsun? çünkü şu anda bütün seoyaları öldürene kadar onların ellerine bir tane bile efsanevi geçerse işimiz daha da zorlaşır" dedim.
Jeff "o zaman bana gerek yokmuş. beni niye çağırdınız" dedi. "sana ihtiyacımız olmadığını kim söyledi?" deyince Liu ile bana farklı bir bakış fırlattılar.
"Jeff tamam ben nereden başlayacağımızı söyledim ama bunu kast etmedim." deyince Liu söze girdi ve "işte bu yüzden ikinizi bu iş ile görevlendiriyorum." deyince beynimden vurulmuşa döndüm. "Liu sen ne dediğinin farkında mısın?" diye karşı çıkınca "gayet farkındayım. farkında olmayabilirsiniz ama ayrı ayrı hata ihtimaliniz var ama beraber karar alınca o ihtimal ortadan kalkıyor. Bunu sadece az önceki konuşmaya dayanarak söylemiyorum ve zaten laf olarak da kalmayacak. istediğiniz kadar kişi alın yanınıza. Bana efsanevileri bulmadan dönmeyin." Deyince tam itiraz edecekken Kora'ya seslendi ve bizi odadan çıkarttı.
Aslında olay trajikomikti. Önce istemediğimiz bir görevi bize veriyor ve sonra da cevap veremeden odasından çıkartıyor. Jeff bana bakarken "eee süper zeka ne yapacağız?" Dediğimde bana acayip bir bakış attı.
"Şimdi nutella kavanozu ilk olarak bizim çocukları toplayalım. Daha sonra da benim odama gelin. Orda herşeyi anlatıcam." Deyince sinirlerim bozuldu.
"Nutella kavanozu ne ya" deyince "ne biliyim öyle demek istedim. Hadi bizimkileri çağır" dedi ve bizimkileri çağırmaya gittim. Umarım mantıklı bir planı vardır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Donuk Kukla
Viễn tưởngNeyle karşı karşıyasın? Ya da karşılaştığın kişileri ne kadar iyi tanıyorsun? İşte tam da burada bir çelişki var. Carly hakkında pek bir bilgi veremem ama yaşadığı onca şeyden sonra nasıl ayakta kalabildi onu söyleyebilirim. Tek kelime. "creepypast...