Bölüm 38

128 4 0
                                    

Media'daki kızların kıyafetleri

Gece olduğunda Jeff yanıma gelip "başlıyoruz" dedi ve planı anlatmaya başladı. İlk önce bir yeraltı geçidi ile yemekhanelerine açılan bölmeye geçip içeriye girecektik. Aslında önce kapılarına dayanmayı düşündük ama hepsiyle uğraşmaya üşendiğimiz için böyle bir plan yaptık.

Içeri girince "bunların fare delikleri bizim normal kapılar kadar" dediğimde güldü ve "bizim farelere uyguladığımız güç onlara yetiyor bir de buradan bak" dedi. Cidden komikti.

Önü kemerli büyük bir kapının önüne gelmiştik ve içeriden sesler geliyordu. Bu seslerden biri tanıdıktı.

Kazandığımız güçler sayesinde bütün dilleri anlayabiliyorduk ve içeride bahsedilen konu bendim. Jeff "içerideki sesi tanıdın mı?" Diye sorunca "tanıdık geliyor ama kim çözemedim. Konuşmalara bakılırsa Monocity'i çökertmeye çalışıyorlar." Diye karşılık verdim.

Bir süre sonra Jeff ses kayıt cihazını çıkartıp sesi kaydetti ve "hemen buradan çıkmalıyız" dedi. Çekiştirmeye başlayınca Ben de ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.

Jeff "herşeyi çıkınca anlatacağım" dedi. Sesi sinirli geliyordu. Bulunduğumuz yerden çıkınca hızlı bir şekilde şatoya döndük ve Jeff "Kora çabuk Anna ve Bay Robinson odama gelsin." Diye talimat verince Kora "Ama Liu-" Jeff sözünü bitirmesine izin vermeden "ne diyorsam onu yap Kora." dedi ve yola devam ettik.

Annem ve babam gelince toplantıya başladık. Jeff "şimdi öncelikle" diyerek söze girip devam etti. "Bu konuyu sadece sizinle konuşabilirim çünkü bizden sonra burada en güçlü sizsiniz. Mantıklı bir şekilde düşünen bir tek siz varsınız. Liu artık karşı tarafta. Bugün Carly ile gittiğimizde kapının ardından onun sesi geliyordu ve monocity'e saldırı düzenliyorlar. İşin kötü yanı Angevil ile iş birliği içerisindeler." Dedi. Annem "peki aklındaki plan nedir?" Deyince Jeff yeni planını anlatmaya başladı.

"Öncelikle size birşey sormak istiyorum. Anna evlenme teklifi aldığını ve olumlu karşıladığını duydum. İstersen düğününüzü bu hafta organize edelim. Bu şekilde hem hayatlarınızı birleştirirsiniz hem de trollerin lideri insan formatında geleceği için yakalamamız için kolaylık olur. Kimseye belli etmeden adamı indiririz." Dedi ve Annem "Aslına bakarsan olabilir. Biraz aceleye gelecek ama güzel bir plan yalnız kimseye belli etmemeniz gerek." Dedi ve anlaştık.

Hazırlıklara başladık ve Sam birden yanına çağırıp "kızlar toparlanın." Dedi. Nedenini sorunca da elinde bir makineyle bize doğru yaklaştı ve  Angel'ın ayağını açıp makineyle ayağına macun gibi birşey sürüp bezi yapıştırdı. Angel olayı anlamış olacak ki "sen ne yaptığını sanıyorsun!" Diye gürledi. Sam "gülümsee" dedi ve birden bezi yukarı doğru çekti. Caart diye bir ses geldi ve Angel "canın cehenneme!" Deyip odada Sam'i kovaladı.

Tam odadan çıkacakken Sam "hiçbir yere gitmiyorsunuz. O düğünde mükemmel olacaksınız." Dedi. Sinirlerimi bozmaya devam ederken "istediğiniz silahları size temin edebilirim." Dedi ve işler değişti.

Herkes yerlerine oturdu ve bacaklarımızı çekmeye başladı. Hepimizim bacakları kızarırken Sam'e küfür savuruyorduk ve her çekişinde daha da çok bağırıyorduk.  ağda yağından kullanıp bacaklarımızı kendine getirmeye çalışırken erkekler odaya birden bire dalarak "uzak durun lan onl-"  cümleleri yarıda kesildi ve şaşkın bir ifadeyle bakarkarken panikle odadan çıkarttık. İç çamaşırlarıylaydık ve odaya dalmışlardı. Yüzüm kızardı.

Kızlar bir kahkaha patlattılar gülmemek elde değildi ve ilk defa dolu dolu birşeye güldüm. Yastık savaşı yapmaya başlayınca işler değişti ve yorulana kadar savaş yaptık. Daha sonra da işlere devam ettik malesef. Kız olmak ne kadar zormuş.

Sonunda düğün günü geldi ve üzerime rastgele birşeyler giyerken Sam kolumdan tutup "hayır yaa" diye isyan edip elime siyah bir elbise ve ayakkabılar tutuşturdu. "Sam ben bunları hayatta giyinmem" dediğimde ise "o zaman elf gözyaşlarına da elveda de." Dedi. Sırf o şişe için böbreğimi bile veririm. Elinden kıyafetleri alıp giyinirken odadan çıktı. Elbiseyi geçirdim üzerime geçirmesine de arkası ne aptal birşey ya arkada fermuar mı olur.

Ben onunla uğraşırken Jeff kapıyı tıklayıp içeriye girdi ve pardon deyip tam çıkacakken "bir dakika gelir misin" dedim. Içeri girdiğinde üzerindeki takım elbiseye bir bakış fırlattım ve "yakışmış" dedim. Teşekkür edince fermuarı gösterip "şunu bir kapasana" dedim. Bir efsaneviyim ama elbisenin arkasındaki fermuara bir türlü ulaşamıyorum.

Fermuarı kapatınca teşekkür ettim ve odadan çıkıp bizim kızların yanına gittim. Sam onları da zorla giydirmiş olacak ki pek de rahat değillerdi. Yanlarına gidip "kızlar umarım yanınızda silah vardır" dedim ve Angel elbisesinin kuşağını işaret ederek oradaki tabancayı gösterdi. Ona özel bir yer yapmıştı ve kuşak sadece önünü kapatıyordu. Zero elbisesinin altındaki uzun namlulu silahın ucunu gösterdi ve şaşırttı. Ben de zaten bir lastikle eteğimin altına bıçağımı yerleştirmiştim. Sam'e sorunca "ne silahı" dedi ve bu cevaba pek de şaşırmadık.

Zero ona da bir silah ayarlamak için lavoboya götürdü ve Angel Bloody'nin yanına gidince ben de olduğum masada kalmaya karar verdim. Jeff sürekli bana bakıp duruyordu ve en sonunda ceketinin içindeki bıçağın bir kısımını gösterdi ve gülümsedi. Ben de aynı taktikle eteğimi hafif kaldırıp bıçağın ucunu gösterince daha da çok gülmeye başladı. Artık tek sorun düğünün başlamasını beklemekti.

Tekrardan merhabalar Cp'lerim 😊 umarım iyisinizdir. Yavaş yavaş finale yaklaşıyoruz. Yorumlarınız ve oylarınız benim için çok önemli. Bu arada yeni kitap yazsam mı yazmasam mı kararsızım. Sizce yazmalı mıyım ve neden? Yorumlarda belirtirseniz sevinirim. Hepinizi seviyorum😏

Donuk KuklaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin