Media'daki Toby
Bugün uyanır uyanmaz başımda bir ağrı vardı. Telefonuma baktığımda "camı aç" diye bir mesaj gördüm ve tabiki mesaj Jeff-chan den geliyordu. Onunla dalga geçmeye bayılıyorum.
Camı açıp "Efendim jeff-chan" diye neden geldiğini sordum. "Benimle geliyorsun" dedi ve kolumdan çekerek 2. kattan atladık. İşin garibi kapıdan da çıkabilirdik.
Bir süre sonra zindan görünümlü bir yeraltı mağarası gibi bir yere girdik ve yuvarlak bir koridordan içeriye girdik. Koridor 8 tane odaya açılıyordu.
Jeff odalardan birine soktuğunda önümüze çıkan kapıya 3 kere ritimli bir şekilde vurdu. Kapıyı Toby açtı ve "sonunda gelebildiniz. Oğlum manyak mısın böyle çekiştirilir mi kız" dedi. Sonunda beni anlayan birisi.
Jeff "iyiliği için uğraşıyoruz değil mi. Sen ne zamandan beri beni sorgulamaya çalışıyorsun?" Diye yükselince onları durdurdum ve "ben neden burdayım?" Diyerek direkt konuya girdim.
Bloody "seni kurtarmak için bir plan yaptık." Dedi ve planı anlatmaya başladı. Bu tür bir şeyi Monocity'de ancak çözebilirmişiz çünkü Monocity'de gerekli ekipman ve bilgi sahibi varmış. "Bir şey unutm-" başımda oluşan inanılmaz ağrıyla yere kapandım.
Bu acı daha önceki hiçbir acıya benzemiyordu. Beynim sanki benden bağımsız bir parça gibi davranıyor ve gözlerim oyuluyormuşcasına sızlıyordu. Acıdan bağırmaya başladığımda Jeff "BLOODY ÇABUK!" deyince Bloody farklı bir dilde birşeyler söyledi ve sırtıma dokundu. Bir an nefes alamasam da o acıdan kurtulduğuma sevinmedim değil.
"Bloody neler oluyor? Bu acı da neyin nesiydi?" Dediğimde Toby "başlıyor. Aman tanrım aman tanrım" diyerek panik yapinca panik yapmamak için kendimi zor tuttum. O acıyı bedenimin bir daha kaldıracağını sanmıyorum.
Jeff "Toby kes sesini! Hiçbirşeyin başladığı yok. Bloody geçici bir iyileştirici uyguladı. En azından ağrın biraz diner. Yarın yola çıkıyoruz. Sen, ben, Bloody ve Carly." Dedi ve "ben hiçbir yere gelmiyorum. Sam'in babası buradayken olmaz." Dedim. Bu ağrıya bir süre katlanmak zorundayım. Jeff "Sen kafayı mı yedin! O herif yüzünden canını tehlikeye atıyorsun." Deyince "Sadece 2 gün Jeff. Buradan onlar gidene kadar" dedim. Gelmeyeceğimi bildiği için "2. Günün akşamı yola çıkarız." Dedi ve oradan çıktım. Eve geldiğimde Bay Robinson çoktan gelmişti. İçeriye girer girmez "hoşgeldiniz" dedim ve odama geçip üzerimi değiştirdim. İçeriye geçip oturduğumda "nasılsın Carly?" Diye sordu. "İyiyim siz?" Dedim ve "ben de iyiyim." Dedi. Bana karşı bayağı iyi davranan nadir insanlardan birisi. Belki de sadece Sam'e sahip çıkıyorum diyedir. Bambam (lakabı bambam. Sam'in büyük abisi) içeriye girip "Cehennem meleğimiz de teşrif etmişler" dedi küçümseyerek. Bay Robinson "yeter bambam. Lütfen." Diye uyardı. "Cehennem meleği olduğum doğrudur ama kimine göre de cehennem meleğini aratacak biriyim." Diye cevap verdim ve Bay Robinson "Carly seninle özel bir konuda konuşabilir miyiz?" Dedi. Şaşırmadım değil.
Odama geçer geçmez "farklı bir tarzın var. Diğer kızlar gibi değilsin ve hep toplusun. Şaşırtıcı." Dedi ve "Lafı fazla uzatmadan. Carly Sam ile çok yakın bir dostluğunuz var ve onu sanki öz kardeşin gibi kendinden bile koruyorsun. Aynı zamanda benim de kızım gibisin. Kısacası Carly senin velayetini almak yani artık senin baban olmak istiyorum kızım" dedi. "Peki neden ben? Yani sadece Sam'i koruyorum diye ise eğer böyle birşey yapmanıza gerek yok. Sam'i hayatım boyunca koruyacağım." Dedim. "Bak kızım sadece kızımı koruyorsun diye istemiyorum bunu. Aynı zamanda sen her zaman yanımızda oldun. Iyi yada kötü zamanımızda. Şu anda holdingim ayaktaysa bunu sana ve pratik zekana borçluyum mesela. Herşeyi bir kenara bırak ben seni kızım olarak görüyorum." Deyince Sam içeriye dalıp "Evet evet evett yaşasınn Carly kabul et ne olur ne olur ne olurr" diye yalvarmaya başladı. "Sam milyonlarca notayı aklında tutuyorsun ama lütfen kapıları dinleme cümlesini yine unuttun" dedim.
"Ya hadi Carly nolur bunu benim için yap." Dedi. O cümleyi kurunca bana istediğini yaptırabilir ama bu sefer durum cidden başkaydı. "Düşünmem la-" off yine o lanet ağrı. Yere kilitlendiğimde bağırmamak için kendimi tutsam da istemsizce bağırdım ve Bay Robinson Bambam'a "ÇABUK ARABAYI HAZIRLA." Diye bağırdı. Son hatırladığım Tim'in beni kucağına aldığıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Donuk Kukla
FantasíaNeyle karşı karşıyasın? Ya da karşılaştığın kişileri ne kadar iyi tanıyorsun? İşte tam da burada bir çelişki var. Carly hakkında pek bir bilgi veremem ama yaşadığı onca şeyden sonra nasıl ayakta kalabildi onu söyleyebilirim. Tek kelime. "creepypast...