Bölüm 35

109 3 3
                                    

Media'dakiler zamansız gelen dostlarımız troller

Kaleye vardığımızda bir hareketlilik vardı. Sam "Dikkat edin!" Diye bağırdı ve kalenin tam üzerine bir kaya fırladı. Bu neredeyse ufak bir dağ boyutunda bile denilebilirdi.

"NELER OLUYOR" Diye bağırdığımda "TROLLER" Diye bir ses geldi ve gökten yağan alevli kayaları görünce donakaldım. Tam biri üzerime düşecekken Jeff kucağına alıp bir köşeye çekti ve "Carly iyimisin?" Diye elleriye saçlarımı arkaya itti ve beni o panikle kendime getirmeye çalıştı.

"İyiyim" derken o da "SİVİLLERİ SIĞINAKLARA TAŞIMAYA DEVAM EDİN!" Diye bağırdı. Gabriel'a dönüp "seni hatırlıyorum. Her neyse. Size bir ekip göndericem ve en yakın sığınağa gidin. Efsanevileri koruma görevini size veriyorum" dedi.

"Gigram nerede?" Deyince "şu an sırası değil." Dedi ve diğerlerinin yanına gidip onlara katıldı.

Bir süre sonra sığınaklara yerleştik ve efsanevileri teslim ettik. Burası her sarsıntıda sallanıyor ve fazla sağlam durmuyordu.

"Ben gidiyorum" dedim ve Gabriel kolumdan tutup "nereye gidiyorsun? Dışarısı çok tehlikeli" diye söylendi. "Zaten tehlikeli olduğu için gidiyorum. Benim burada kalıp bu insanların korkularını yaşamalarını izleyeceğimi düşünmüyorsundur umarım" dedim ve kolumu geri alıp dışarıya koştum.

Jeff'in odasına çıkıp dolaptan bir tane kapüşonlu aldım. Onunkilerin bir özelliği vardı o da mühimmat için özel iç cepleri olmasıydı. Binevi bir depoydu.

Diğer dolabı açtığımda ufak bir silah deposuyla karşılaştım. Bu çocuk bir harika dostum. Uzun namlulu bir tanesini elime aldım ve yedek iki tane daha silah alıp pantolonun ceplerine yerlestirdim. Yedek mermileri de yerleştirip odadan çıktım ve çatışmaya girdim.

Jeff ile karşılaştığımızda "benim cephanemi mi yürüttün sen?" Diye sordu ve çatışma devam ederken "napsaydım trollerden mühimmat mı dilenseydim?" Dedim. Aptalca sırıtırken "bak ne dicem cp ye dönüşelim ve ne kadar troll öldürebileceğimize bakalım. Tek bir silah seçme şansın var." Dedi ve ekmek bıçağını cebinden çıkardı.

"Tamam" dedim ve üzerimdeki beyaz kapüşonluyu çıkartıp sporcu atletiyle kaldım. Cebinden tıpkı Jeff'inkine benzeyen bir bıçak çıkartıp "sıra sende" dedim.

Üzerindeki kapüşonluyu çıkartıp içini boşalttı ve geri giydi. "3, 2, 1, başla" diye komut verince başladık.

Bizim yaklaşık 10 katımız olan troller zorlu düşmanlardı ve Gigram yanıma geldi. Yaralanmıştı ve olduğu yere yığıldı.

Yanına gittiğimde diz çöktüm ve başını dizlerime koydum. Ellerimi yalayıp ağlayarak inliyordu. Canım hiç bu kadar yanmamıştı.

Dayanamayıp ona sarılmıştım. Ağlıyordum çünkü onu kaybetmek üzereydim. Öpüyordum onu. Öpüp sarılıyordum ama bu onu kurtarmaya yetmedi.

Son nefeslerini aldığını hissediyordum ve içinden yeşil bir küre çıkıp benim içime girdi. Sanırım bütün güçlerini bana devretmişti ve birden bire gözleri kapandı.

"AAAAAAAAA!!!" Havaya karşı bağırmaya başladım. Çok fazla bağırıyordum ve ağlıyordum. Herkes dönüp bana baktı ve sağanak yağmur başladı.

Onun cansız bedeni kollarım arasından kaydı ve ıslak zemine düşünce Troller neye uğradıklarını şaşırdılar. Sanki yas tutuyorlardı.

Efsaneviler sığınaktan çıkarak havaya yükseldiler ve etrafımda çember kurdular. Jeff yanıma gelip beni kaldırmaya çalışırken birden bire yıldırım çarpmışa döndük ve bilincimizi kaybederek olduğumuz yere yığıldık.

Liu'nun ağzından

Bütün efsaneviler Gigram'ın talimatı ile Carly'e güç transferi yapmaya çalışmış ve Jeff'in araya girmesiyle güçlerin ikisi arasında pay edildiğini ve ağır geldiği için geçici baygınlık geçirdiklerini düşünüyorum.

Troller açığa çıkan güçten korkup ülkelerine dönmeye başlamışlardı ve biz de bir an önce harekete geçtik. Büyü ile işlemler daha kolay olduğu için büyücülerin yardımı ile hasarları 2 günde onardık ve geriye bir tek onların uyanmalarını beklemek kaldı.

Donuk KuklaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin