Bölüm 22

113 8 7
                                    

Media'daki benim hikayemde kullandığım SmileDog

Uyandığımda üzerimdeki hırkayla neye uğradığımı şaşırdım. Bütün yorgunluğum gitmiş, yerine güneşin sıcacık kucaklaması gelmişti. Sanırım savaştan önceki son eğlencemiz buydu.

Jeff "hırkamı alabilir miyim?" Deyince "bu hırka senin mi?" Diye sordum. Evet anlamında başını sallayınca "peki benim üstümde ne işi var?" Diye sordum ve sadece "Gece titriyordun" dedi. Teşekkür edip hırkasını geri verdim.

Bloody ve Angel yanımıza gelip "hey! Birşey söyleyeceğiz" dediler. Herkes başına toplanınca Angel "biz bir süredir birlikteyiz" dedi. Bunu bekliyordum ama bu kadar erken değil.

Herkes sevinirken bir yandan da tebrik ediyordu. Tabi herkes derken bizim Cp işte.

Akşama doğru eve dönerken takip edildiğimizi hissetmeye başladım. Arkama döndüğümde bir çift gözün bana baktığını fark ettim. Cebimdeki küçük çakıyı açarak ona doğru fırlatınca bir hayvanın üzerime atlaması bir oldu.

Kolumdan ısırınca üzerimden fırlatırken Jeff ıslık çaldı ve köpek olduğu yere çöküp sakinleşti.

Üzerimdeki turkuaz t-shirt'ün kolu birden bire kan kırmızısına dönmüştü. Sam iyileştirme büyüsü yaparken Jeff de hayvanı azarlıyordu.

"Smiledog yaptığını beğendin mi?" Hayvan üzüldüğünü çok belli ediyordu. Daha fazla dayanamayıp Jeff'e "onun bir suçu yok Jeff. Ona çakı fırlatmasaydım bana saldırmazdı." Dedim. Bir hayvan bence bir neden olmadan saldırmazdı.

Jeff fazla üzerinde durmayıp uzatmadı ve "sana da merhaba dostum" diye köpeği sevmeye başladı.

Hayvan yanıma gelip ayaklarıma sürtündüğünde "Tanıştığıma memnun oldum" dedim ve biraz sevdim. Yüzüne dikkatli baktım da bu köpek gerçekten ürkütücüydü

Eve doğru yürüdüğümüzde Gece geldi ve Omuzuma kondu. Sırtında yine bir haber getirmişti.

"Mektup Angevil'den." Dediğimde herkes başıma toplandı. "Bence bunu Liu ile okumamız daha doğru olur." Dedim.

Bahçeden girer girmez Kora'yı yanımıza çağırıp Angevil'den mektup olduğunu söyledim ve Liu'nun yanına gitti.

İçeriye girer girmez mektubu açtım ve okumaya başladım.
"Menekşeler mavi
Liu'nun kanı kırmızı
Odanın camını açık tut
Yatağının altında olacağım"

Bu ne saçma bir şiir diye düşünürken Liu Kora'yı çağırıp "derhal bütün krallıklara haber gönderinŕ. Savaşa girmiş bulunmaktayız. Ne kadar asker veya diğer türden savaşçı varsa toplasınlar. Herşey bu gece başlıyor" dedi ve tam hızlıca odadan çıkarken "Bütün Creepypasta'lar hazırlansın. Bu gece 2 de aşağıda olun." Dedi ve çıktı.

Herkes Liu'nun odasından dağıldı. Daha Cp'mi ortaya çıkaramamışken bu savaş çok ani oldu.

Hazırlandıktan sonra spor salonuna indim. Çalışabildiğim kadar çalışmam gerekiyordu. Bir an durdum ve birinin sarılıp saçlarımdan öptüğünü hissettim. Arkamı döndüğümde bu kişinin babam olduğunu fark ettim. Onun bu savaşa girmesini istemiyordum.

Gözlerim dolarken ona sarıldım. Bu ona son sarılışım olabilirdi.

"Nasılsın?" Diye sorunca "yorgun" diyebildim sadece. "Liu ile konuştum. Yanınızda olacağım ve artık Cp enerjini dışarıya çıkarman gerek. Sana sadece birkaç kelime söyleyeceğim" dedi ve devam etti. "Bilekliğinin içindeki taşın içine dikkatli baktın mı hiç?" Dedi. "Evet de bunun konumuzla ne alakası var?" Dediğimde "sepia" dedi ve bir görüntü taşın üzerinde belirdi. Dikkatli baktığımda Babam "bu resimdeki Anna." Dedi. Gözyaşlarım bir bir akıyordu. Onu ilk defa görüyordum.

"Bu taş senin yeni nesnen. Unutma burada bir tane amacın var. O da Anna'ya ulaşmak. Onun yaşadığından bu taş sağlam oldukça emin olabilirsin. Taşa birşey olursa bil ki Anna'ya da birşey olmuştur." Dedi ve Sam'in yanına gitti.

Taşa tekrar bakıp "sepia" dediğimde annem yine belirmeye başladı. Jeff yanıma gelip "bakıyorum yeni objeni bulmuşsun" dedi. Baktığımda görüntü gitmişti.

Donuk KuklaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin