Bölüm 13

186 10 10
                                    

Media'daki Liu'nun dönüşmüş hali

Odama geldiklerinde hazırlardı. Ben sırt çantamı almıştım. Diğerlerinin de buna benzer şeyler aldığını gördüm. Tabi Sam büyük toz pembe bir valizle gelene kadar.

"Sam bu ne?" Diye sordum. "Ne demek bu ne? Bavul işte. Kaç gün gideceğimiz belli değil demiştin" deyince Toby "Sonsuzluğa gitmiyoruz ki biz. Bu valiz benim 2 katım." Dedi. "Sam bir bakabilir kiyiz valizin içine?" Diye sorduğumda valizi açtı ve bir aydınlanma çağı yaşadık. Jeff "bu ne?" Diye eline makasa benzer birşey aldı ve Sam "dokunma ona! O benim kirpik kıvırıcım" deyip jeff'in elinden aldi ve yerine koydu. Sanarsın taşınıyoruz.

Sırt çantalarından birini uzattım ve "ya bütün alacaklarını bu çantaya koyarsın ya da kendin de valizle burada kalırsın" dedim ve o an büyük bir panik yaşadı.

Sonunda hazırlandıktan sonra Jeff "son bir işlem kaldı." Dedi. Ne olduğunu sorduğumda "yolculuk boyunca uyuman gerekiyor. Peter gerçekte yerini bulabilir ama rüyadayken net bir şekilde bulamaz. Zaten vardığımızda iş biter" Dedi. Bu zor olacaktı. Yolculuk 3 gün sürecekmiş. Bu süre zarfında Sam ve Bloody beni yere oturttu ve etrafıma bir çember çizdi. Tek ellerini bana uzatırken diğer elleriyle de dirseklerini kavradılar. Tek elleri bana dönüktü ve tam başlayacakları sırada Bay Robinson nefes nefese içeriye daldı ve "DURUN!" diye son nefesiyle seslendi ve soluklandı. Herkes ona bakarken yanıma gelip sarıldı. Fısıltıyla "neden daha önce söylemedin" dedi. Sesi üzgün ve yorgun geliyordu.

Ben hareket edemezken sarılmayı bıraktı ve "ben de geleceğim" dedi. "Bizim gitmemiz gerek. Buradakilerin sana ihtiyacı var. Lütfen burada kal ve yokluğumuzu fark etmemelerini sağla... Baba." Baba derken yutkunmuştum ama ağzımdan çıktı. Bir kez daha Sam ve bana sarıldı ve onlarla aynı hareketi yaparak büyüye yardımcı oldu.

3 gün sonra...

Gözlerimi açtığımda ormanlık bir alanda Bloody'nin kucağındaydım. Ve yola devam ediyorduk. Jeff "ileride bir grup seoya var ben onların icabına bakıp geliyorum" dedi ve durduk. Bloody benim uyandığımı fark edince yere indirdi ve direkt çöktüm. Ayakta durmakta zorlaniyordum. Burası da neresi ve seoya ne? Diye sordum. Toby bana Seoya Angevil'in deneylerine maruz kalmış ve vahşileşmiş hayvanlara verilen isimmiş. Zavallı hayvanlar için şimdilik bilinen bir tedavi yokmuş ve Jeff geldi. "Bloody kızı niye indirdin?" Diye sorunca "ben istedim " dedim. Ayağa kalktıktan sonra devam ettik. Son olarak mavi renklerin yoğun kullanıldığı açık renk bir yere geldik. Burası galiba bir saray. Öyle olmasa bile bayağı geniş görünüyor.

Kapıdaki muhafızlar durdurduklarında Jeff'i görünce açıldılar. İçeriye girerken "Jeff burası da neresi?" Diye sormadan edemedim. Gerçekten de içeriden gözlerimi alamadım. Jeff "burası element sarayı. Yani diğer element saraylarının başında olan ve her elementi eşit miktarda yönetebilen bir saray. Meclis bu sarayda toplanır ve karar alır." Diye açıkladı. "Peki biz buraya nasıl girebildik?"

Karşı taraftan bir kapı açıldı ve bir adam (bizden biraz büyük ama bay robinson kadar da değil.) Yanımıza gelip "Jeff sizi burada görmek ne hoş. Sanırım misafirlerimiz var. Peter, jack ve benny nerdeler?" Diye sorunca Jeff "abi uzun hikaye. Ben sana herşeyi anlatacağım. Bu arada Carly ve Sam" diye bizi tanıştırdı. Abisiymiş ve adı Liu. Ne kadar acayip bir isim. Liu "Kora! Misafirlerimizin rahat etmesini sağla." Dedi ve yanımıza bir adam gelip bizi yukarıya çıkarttı. Sam ile aynı odayı istediģimi söylediğimde itiraz etmeden bizi aynı odaya yerleştirdi. Burası gerçekten de çok güzel.

Birkaç saat sonra...

Kora kapıyı tıklatarak odamıza girip "aşağıdan bekleniyorsunuz." Dediğinde aşağıya indik. Liu bana bakarak "İsimin Carly di sanırsam değil mi?" Diye sordu ve kafamı salladım. Gerçekten de etkileyici bir sesi vardı. "Şimdi eğer bu düşündükleriniz doğruysa pek de iyi şeyler olmaz. Ama eğer peter çıkmazsa daha büyük bir sorun var demektir. Jeff en doğru olanı yaptın." Dedi ve "Carly izinin olursa kim olduğunu bulmamız gerekiyor." Dedi. "Benim ne yapmamı istiyorsunuz" diye sorduğumda "sadece uzanmanı" dedi. Kabul etmekten başka şansım yoktu.

Liu ile üst kata çıktık. Tabi sonradan jeff de yanımıza geldi ve deney koltuğu gibi bir koltuğa uzandım. Yarı yüksek olan koltuk beni ürkütmüştü. Jeff yanıma gelip "korkma. Sadece bakmamız gerekiyor." Dedi ve ellerimi, ayaklarımı ve karınımı sabirledikten sonra Liu birkaç kelime söyledi. yerden hafifçe havalanıp değişime uğradı ve elinde mavi bir küre oluşturdu.

Donuk KuklaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin