Bölüm 7

217 37 10
                                    


"İngilizlerin ahmak oyunlarına karnım tok benim!"

Siyah saçları ve süt beyazı tenine eşlik eden mavi gözleri alevlendi. Ellerini arkasına aldıktan sonra derin bir nefes aldı ve salonun diğer ucuna yavaşça gitmeye başladı.

"Ruslar, İngilizlere nazaran bizim büyüklüğümüzü daha iyi anlamış gibi. İngilizlere bir ders vermek istiyorum. En iyi adamlarınızı dedektifin evine yollayın ve orada ki İngiliz tutsağının sol göğsüne kuzgun çizin."

Otuzlu yaşlarında saçlarında hafif beyazlıklar olan adamın dudaklarında beliren sinsi tebessüm yüzünde korkunç bir görüntü çizdi.

"Onların oyunuyla onlara mı gidiyoruz..."

Salonu inleten bir kahkaha çıktı dudaklarından. Emrini alan er edasında telefonunu çıkardı ve talimatları verdi. Hiç kimsenin gerçek ismiyle birbirine seslenmediği, merkezi nerede olduğu bilinmeyen gizli bir dünyanın baş karakterleriydiler.

"Ajanlarımıza söyleyin en detayına kadar raporu bizzat kendi ağızlarından duymak istiyorum. Yeni bir döneme giriyoruz. Kanlı büyük bir savaş kapıda."

Duvarın kenarında durduktan sonra mavi alev gözlerini kendisini dinleyen adama yöneltti. Sağ eliyle yeni çıkmakta olan sakalını okşarcasına çenesine götürdü. Gözlerini kapadı ve derin bir nefesin ardından gözlerini açtı.

"Atalarımız bize neden kuzgun demiş bilir misin?"

Hızlı adımlarla, patronuna yaklaşırken konuşmaya başladı:

"Kuzgunun küçüklüğü gizliliğimizi, rengi geceye hâkim olduğumuzu temsil ediyor."

"Sadece bu kadar mı?"

Kaşlarını çattı ve yutkundu. Başka bilgi bilmediğinden dolayı gözlerini keskinleştirdi ve patronuna dikkatlice baktı.

"Dediklerin doğru lakin en önemlisini kaçırdın. Her ülkeyi ve yahut ırkı temsil eden bir hayvan vardır. Mesela Rusları ayı, İngilizleri aslan, Türkleri ise bozkurt temsil eder. Bizler ırklarını, ülkelerini bırakmış insanlar olarak bizi temsilen kuzgun seçilmiştir."

Boş bir arazinin üzerinde kale gibi heybetli villanın en üst katındaydılar. Mavi gözlü adam bakışlarını dışarıya yönlendirmek için yavaş adımlarla pencereye yaklaştı. Gözlerinin alabildiğince uzanan bahçe ve belli sırayla yerleştirilmiş adamları. Dini, dili, ırkının bir önemi olmadan en zekilerin ve güçlülerin girebileceği devletleşmiş gizli bir dünyanın sadece görülen bir kısmı...

****************************************

Ankara Gölbaşında ki evine varan kuzgunlar kapıyı kırıp içeriye girdiler. Evin her yerini ararken onları dışarıda bekleyen dört adam kolaçan ediyorlardı. Bodrum kapısına sıra geldiğinde kilitli olan kapıyı kırarak İngiliz'in yanına indiler. Ağzı bağlanmış adamın ağzınızda ki bandı çıkardılar.

"Bende sizi bekliyordum. Beni bırakmayacağınızı biliyordum!"

Adamın ağzına tekrardan bandı yapıştırırken arkasında ki kendi adamına baktı. İkisi de iğrenç kahkahalarıyla gülerken, cebinden jileti çıkardı ve adamın üzerindekileri yırttı.

Sol göğsüne jilet hamlelerini yaparken mahkûm çırpınmaya başladı. Bu çırpınışlar ona terlemekten başka bir sonuç vermiyordu.

Jileti tekrardan cebine koymak isterken yanlışlıkla yere düşüren adam mahkûmun kulağına eğildi.

İlk Davam: Kuyu PrensesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin