Elinde ki oku kot pantolonunun cebine koydu ve notu hemen fırlatarak açık olan pencereye yaklaştı. Koşmakta olan siyahlı bir gölge gördü pencereye ayağını koydu ve aşağıya baktı. "Fazla yüksek sayılmaz." Hiç düşünmeden pencerenin hemen altında ki çıkıntıya ayaklarını uzattı ve hafifçe aşağıya inen bedeni, alt kattaki pencerenin çıkıntısına ayaklarını koymak için hazırlandı.
Kontrollü şekilde ayaklarını alt pencereye yerleştirirken, elleriyle bastığı çıkıntıya tutundu. Ayaklarıyla pencerenin camına sürtünerek önce pencere çıkıntısına sonra da bir alt kattaki çıkıntıya bastı ve oradan da kendisini aşağıya savurdu. Kontrollü atlayışının neticesinde iki ayakları üzerine düştü ve ardından durmadan koşmaya başladı.
Sol omzuna giren ağrıyla dişlerini sıktı. Acı onu yavaşlatmıyor aksine daha da hızlandırıyordu. Gölün kenarında ki ağaçlık yere gelmelerine beş dakikalık mesafenin kaldığını bilen Boran önünde koşmakta olan siyah giyinmiş adama, arka cebinden çıkardığı oku sol bacağına gelecek şekilde fırlattı.
Sol bacağına giren okla yuvarlanan adam acılar içinde yerde kıvranırken, Boran adamın yanına geldi. Dudaklarına başarının verdiği tebessüm belirirken omzuna giren ağrının izleri de kaşlarında çatmaya neden oluyordu.
Adamın yakasından tuttu ve kendisine doğru yaklaştırdı. "Görünüşe göre birleri bir süre misafirimiz olacak. Benimle geliyorsun."
Sağ eliyle adamın yakasını tutarken sol eliyle de adamın kafasındaki siyah yüzünü tamamen örten bereyi çıkardı.
Kaşları kalın yüz hatları olabildiğince keskin kırklı yaşlarında muhtemelen bir katil. Boran'ın bakışları adamın dudakları kenarında belirginleşen çizgilere yöneldi. Kaşlarını çattı, sitemlice haykırdı: "Belli ki iğrenç bir katilsin pislik!"
"Hahaha..."
Adamın üzerine hızlıca aradıktan sonra sol bacağında ki yara sebebiyle kan akmaması için üzerinde ki kıyafeti çıkarıp bacağına sardı. Kollarını arkaya birleştirerek önünde yürüttü. Çekiştirerek evin kapısına kadar geldi. Adamı kenara yasladıktan sonra hızlıca kapıyı çaldı.
Kapıyı açan abisi şaşkınlıkla gözlerini kapının kenarında yaslanmakta olan yaralı adama yöneltti. Gözlerini açıp kapadı ve yutkundu. O esnada adamın yakasından tutan Boran hızlıca içeriye adamı attı. Boran'ın abisi Bilal Duruhan arkaya birkaç adım attı.
Sert şekilde kardeşine bakarken bir yandan da yerde yatan adamı göstererek:
"Bir açıklama yapacağını umuyorum Boran."
Kapıyı kapatıp içeriye giren Boran, abisine iç çekerek bakıp yanından geçti. Yerde yatan adamı kaldırarak:
"Bodrumun müsait mi? "
Ellerini kaldırarak müsait anlamında bodrumun orasını gösterdi. Hızlıca bodrum kapısına yöneldiler. Kapıyı açtıktan sonra adam çırpınmaya başlayınca Boran merdivenlere adamı itti. Yuvarlanan adama bakan Bilal:
"Adam yaralı Boran bacağında ok var ya daha çok..."
Cümlesini bitirmesine izin vermeden merdivenlerin aşağısında bulunan adamın yanına varan Boran kanaması arttığını görünce yüzünü somurttu.
"Bir dahaki itaatsizliğinde seni gebertirim. Abi sandalye getirir misin?"
"Ahmak konuşacağımı falan düşünüyorsan yanılıyorsun!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Davam: Kuyu Prensesi
Gizem / GerilimKaranlık bir zamanın bilinmeyen sokaklarında ilerlerken korkunç bir kaza olur. Amerika da eğitim almış bir dedektif olan genç delikanlı, işini yapmak için Türkiyeyi ana vatanını seçmiştir. Geldiği akşam ağlayan bir kızı görmesi ve onun kaçmasıyla k...