11∞

613K 8.7K 3.4K
                                    

Playlist: Love Me Again - Nina Nesbitt 

*BİR SORU? - Kötü Çocuk'ta bir sürü şehir geçiyor. Siz hangi şehirdesiniz? 

▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬

Yeniden Eskişehir'de olmak güzeldi. Bir daha havasını ciğerlerime dolduramayacağım ihtimalini yaşadıktan sonra aldığım nefes bile farklı gelmişti.

Bazen çok seviyor bazen haksızlık ediyordum doğup büyüdüğüm şehrime. Oysa bir tarafım hep bu şehrin sokaklarına aitti. Kent Park'ta yaptığım yürüyüşten sonra oturduğum bankta hem düşünüyor hem de af diler gibi şehrime bakınıyordum. Aldığım nefesin değerini kendime hatırlatarak sık sık derin derin içime çektim havayı.

Buraya gelmek bana bir daha gelip görememe ihtimalini gösterdiğinde yaşadığım şeyin daha çok farkına varmıştım sanki.

Bol bol bir "mucize" yaşandığını düşünüp kendimi de buna ikna ettikten sonra yaşamanın bir anlamı olması gerektiğine emindim. Bu düşüncelerle annemin yanına dükkana gittim.

İçeri girdiğim sırada telefonla konuşuyordu. Etrafa dağılmış kolyeleri toparlayıp asmaya giriştim. Biraz sonra annem telefonu kapattığında "Anne ben, ben olmaktan çıktım mı?"diye sordum.

"Sadece büyüyorsun."

Yüzüklerin olduğu kadifemsi kutuyu camın önüne doğru ittirdikten sonra bilekliklerin dizili olduğu tarafa geçti. Yüzünde anne sıcaklığı dediğim konforlu o ifade vardı.

"Bazen kendimi tanıyamıyorum. Özellikle babam söz konusu olduğunda. Onu tanımadan önce hayatım çok daha basitti."

Evliliğe dair verdiğim kararı onunla paylaştıktan sonra bir daha bu konu üstüne ya da başka bir şey hakkında derinlemesine konuşmadan Eskişehir'e gelmiştim ve düşünmemeye çalışıyordum.

"Babanın yanında olmanı istedim çünkü büyürken ona da ihtiyacın vardı. Sadece benim etki alanımın uzandığı bir çevrede yeterince büyüdün. Buradan hayatını şekillendirecek temel düşüncelere sahip olduğunu düşünüyorum ama biraz da babana ihtiyacın vardı. Onun bir gün geleceğini biliyordum Kayla. O beni terk etmişti. Seni değil. Geldi de... Ne yapsaydım seni ondan mahrum mu bıraksaydım?"

"Beni terk etti. Sonra geldi ve şimdi yeniden terk ediyor."

"Acımasız olma."

Nasıl ona karşı bu kadar anlayışlı olabiliyordu ki!

Kapı açıldığında ikimiz de sustuk. Çetin elinde bir tepsiyle içeri girdi. "Kahveler geldi."deyip sırıttıktan sonra bardakları tezgahın üstüne bıraktı. "Sağ ol Çetin."

"Ne demek efendim. Siz yokken yalnız kahve içmek berbattı. Şu tepsiyi bırakıp geliyorum."

Kahvemizi içerken mahallede olanlardan bahsettik. Babamın mevzusu kapandığı için tekrar açmaya yeltenmedim. Buradayken kendimi dinlendirmek istiyordum. Bunları tekrar düşünüp yormak değil.

Tezgahın arkasına geçip kolyeleri askılarına takmaya başladığımda içeri bir müşteri girdi. Ortaokul çağındaki kızlar anneme ismiyle seslendiğinde buraya sık sık geldiklerini anladım. Kızlarla kısa bir sohbet ettikten sonra bileklikleri çıkarıp onlara gösterdi. Arada bir bana kaçamak bakışlar atan kızlar bir yandan da bilekliklerle ilgileniyordu.

Yakın arkadaş oldukları her hallerinden belli oluyordu. Annem onlara üzerinde kelebekli bir taş olan farklı renklerde iki bileklik sattıktan sonra dükkandan ayrılmışlardı.

Kötü Çocuk IVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin