Playlist: Elton John- Someone Saved My Life Tonight
Cem Adrian: Beni Affet Bu Gece
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬
∞
Konuşmadığım için hayatımı yönetemeyeceğimi sanan insanların arasında kalmak can sıkıcıydı. Sadece konuşmuyordum. Çevremdekilere kalırsa yemek yemeyi, dışarı çıkıp hava almayı, uyumayı, dinlenmeyi akıl edemeyen bir varlığa dönüşmüştüm. İstemiyor olabileceğimi düşünmüyorlardı. Onların fikirlerine ihtiyacım varmış gibi kendilerini benim için düşünmeye programlamışlardı. Meriç, ondan dört adım geride olan babam, Semih, Caner ve Berkan dışında. Meriç bu konuda kesinlikle ilk sıradaydı.
Annem ve diğer tüm hemcinslerim bebekmişim gibi davranırken kendimi daha da kötü hissediyordum.
Uyandığım anda tüm işkence başa sarıyordu, bu yüzden yatakta daha uzun vakit geçirir hale gelmiştim. Uyuduğumu düşündüklerinde o kadar karışmıyorlardı neyse ki. Yataktan dışarı çıkmak zorunda olduğum anlarda yakalanmamaya çalışıyordum. Yakalandığımda ise tüm o şunu ister misin, buna ihtiyacın vardır saçmalıkları yeniden başlıyordu.
"Çok iyi ya."
Bakışlarımı yanımda oturan ve koltuğu uzun bacaklarının yardımıyla sallayan Caner'e çevirdim. Yüzünde herhangi bir kavganın hatırası olacak tek bir çizik dahi yoktu. Çenesinde çıkmaya başlamış sakalları dışında yüzü pürüzsüzdü. Dolgun dudaklarını hareket ettirmeye devam etti. "Konuşmaman. Böyle bir kız olacağını tahmin etmezdim. Sen buna programlanmış gibiydin ama şu an bir buluşu ilk görenlerden biri gibi heyecanlıyım."
Dudaklarım yukarı kıvrıldığında gözlerini büyütüp "Vay canına! Gülebiliyorsun." dedi. Utanarak elimi dudağımın üstüne kapattığımda yüzümü saklamaya çalışıyordum.
"Hey! Gerçekten gülüyorsun."
Elini uzatıp yüzümü saklamada bana yardımcı olan saçımı nazikçe tuttu. Kulağımın arkasına sıkıştırırken "Bunu ilk kez yapıyorsun değil mi?"diye sordu ve hemen ekledi. "Annen hiç tepki vermediğinden bahsetti."
Annem herkese durumumun özetini değil de detaylarını anlatıyordu anlaşılan. Endişelendiğini görebiliyordum ama biraz abartıyordu. Sonuç itibariyle yaşıyordum, değil mi?
"Aramızda özel bir şey var biliyorsun. Meriç olsun ya da olmasın. Bu bağ bizimle."
Elimi yüzümden indirip ona bakarken refleks olarak geriye doğru çekilmiştim. Ne yaşamış olursak olalım ve geleceğimiz hala ne kadar öngörülmez olsa da Meriç ile olan bağıma ihanet edemezdim.
Bacakları bizi hareket ettirmek için görevini yerine getirirken çenesindeki seyrek çıkmış tüylerin olduğu bölgeyi kaşıdı.
"Merak etme bunu kimseye söylemem. Gülümsemen sır."
Önüme düşen saçı arkaya attıktan sonra bileğimdeki tokayla saçlarımı topladım. Üzerimdeki hırkaya biraz daha sıkı sarıldım. Son günlerde hava biraz soğuktu. Haberlerde gelecek haftanın çok sıcak geçeceğini söylemişlerdi. Annem buna seviniyordu çünkü Eskişehir'de yaşamıyormuş gibi soğuktan çok çabuk şikayet ederdi.
"Meriç ortalarda yok."
Bakışlarımı yeniden ona çevirdiğimde parmaklarıyla dizinde ritim tutturmuştu. Gözleri bahçenin diğer ucundaydı. "Seni önemsediğini söyleyip aranızın bozulmamasını istediğimden değil ama haklı."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kötü Çocuk IV
Fiksi RemajaBu siyahlığın içinde kaybolmuş beyazın hikayesi. Kayla dünyaya gözlerini yeniden açtığında her şey eskisi gibiydi ama kendi öyle değildi. Meriç ile ilişkileri bir aile sırrıyla toparlanamayacak parçalara ayrıldığında artık geri dönüşü yoktu. Bazen...