Playlist: Lucia - Silence
Laura Pausini - It's Not Goodbye
Not: Kötü Çocuk tanıtım için soundtrack hazırlanıyor. Dinlemek için instagramda furkantr61 profiline bakabilirsiniz!
Seriyi okuyan, oy veren, yorumlayan, onlarla büyüyen, onlarla yeni tanışan herkese selam ve teşekkürler! Bu gençlerin yolculuğuna eşlik ettiğiniz için ayrıca teşekkür ederim 🧡 Minnettarım!
Kayla ve Meriç'in devam hikayesini okumak isterseniz Turuncu kitabına bakmayı unutmayın 🫶🏻
▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬
Melehan'ın batı tarafındaki gösterişli caddelerden birinde, altmış yıllık bir konağın ışıkları otuz beş yıl sonra ilk kez o gece yanıyordu. Korkunç hikâyeler vardı etrafta, dilden dile değişen hikâyeler... Etrafında modernleşen binaların yanında, tarihten bir virgül gibi durmaya devam eden konağın içi yıllar sonra yeniden insanla dolmuştu.
Sanat için bir geceliğine ölümden dönmüştü konak.
Şehrin köklü ailelerinden oluşan misafir kısmı, sergi yerini biraz demode ve ürkütücü bulsa da diğer taraf meraklı ve hevesliydi. Kulaktan kulağa fısıltıların arasında, meraklı gözler her yerdeydi.
Kadeh, cam sehpanın üstüne bir erkek tarafından nazikçe bırakıldı. "Neden? Neden? Herkes bunu soruyor."
Meriç Tuna sigarasını epey derin içine çekti, bir gözü kapalı olsa da kıstığı diğeriyle arkadaşlarına bakıyordu. Sergi, sahibinin istediğinden daha kalabalıktı. Bu kalabalığa sebep olan ailesi onun için kaçamak odası da hazırlamıştı. Misafirler gelmeye başladığından beri, Meriç o odadan dışarı çıkmamıştı.
"Efsane bir şey ortaya çıkarmışsın, Meriç. Acayip bir şey..." Çocukluktan beri arkadaş olan üç delikanlı bir odadaydı. Semih, bir dönemi hiç konuşmadan geçirdiği kardeşinin sergisini gezerken, içinde bulundukları konağın gerginliğini üstünden atamamış misafirlerin yüzlerinde bile hayranlığı ve takdiri görmüştü. Meriç'le gurur duyuyordu. Bu gururu saklama ihtiyacı duymadı. Gözünden akan yaşı baş parmağıyla sildikten sonra burnunu çekti. "Seninle gurur duyuyorum, kardeşim."
Küçük bir tebessüm Meriç'in yüzüne yayılırken, sigarayı dudağından ayırdı ve dumanını halkalar oluşturarak dışarı bıraktı.
"Yeniden eskisi gibi olacağımız kimin aklına gelirdi?"
Kıvırcık, parmağındaki yüzükle oynuyordu. Semih'in gözyaşıyla dalga geçmek istiyordu. Böyle fırsatları çok sık yakalayamıyordu ama bir kelime daha etse ondan daha fazla gözyaşı akıtacağını hissettiğinden bu isteğiyle mücadele etmeye çalıştı.
Aynı saatlerde şehrin diğer yakasında Kayla, ona sımsıkı sarılan kolların arasında, gözyaşı dökmemek için dişlerini birbirine bastırıyordu.
"Gitmek zorunda mısın?"
Arkadaşının burnunu çekerek kurduğu cümle haddinden uzun sürmüştü. Kayla, doğum kusuru gibi gördüğü büyük, yuvarlak gözlerini gökyüzüne dikti. Yıldızlara baktı. "Sonsuza dek sürmeyecek."
Artık birilerinin hayatını mahvetmek istemiyordu. Melehan ona iyi gelmemişti. Babasını bulması ve onu babası gibi hissetmesi, onun en büyük kazancıydı. O, hiçbir zaman Melehan'a ait olmamıştı ama Meriç öyleydi. Meriç'in hayatı buradaydı. Onu elinden almayacaktı.
"Arada bir geleceğim."
Bir aile olup zor bir karar vermişlerdi. Bu kararı almaları hiç kolay olmamıştı. Şirketin yurt dışındaki işlerinin başına geçecek olan Vural, ailenin tek şansıydı. Kayla artık yabancı bir ülkede, yabancı insanlarla birlikte yeniden diyecekti. Korkuyordu. Hayatında bu son dediği her keskin virajdan sonra bir tanesiyle daha karşılaşmıştı. Gideceği yere alışamamaktan, o hayata tutunamamaktan korkuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kötü Çocuk IV
Genç KurguBu siyahlığın içinde kaybolmuş beyazın hikayesi. Kayla dünyaya gözlerini yeniden açtığında her şey eskisi gibiydi ama kendi öyle değildi. Meriç ile ilişkileri bir aile sırrıyla toparlanamayacak parçalara ayrıldığında artık geri dönüşü yoktu. Bazen...