Hani bazen hayatı sorgularsınızya,ışte şuan o günlerden birindeyim sanırım.Pencerenin önünde ki tekli koltuğa oturmuş,bacaklarımı kendimi korurmuşçasına karnıma dogru çekmiş kollarımı dizlerime sarmış vaziyette dışarıyı izliyorum.Az ileride tavuklar vardı.Önlerine geleni yemekle meşguldüler,biraz sonra bir inekle gözgöze geldim acaba beni nasıl görüyordu.Onların gözünden dünya nasıl dı?Yine aklımda deli sorular...Ben böyle hayatı sorgularken kardeşimin sesiyle irkildim.
-Abla yarın pikniğe gidelim.Baksana havada çok güzel.Hadi annemi ikna edersin sen.
-Off tamam,bakarız.
Dediği gibi de oldu,annemi ikna etmem uzun sürmemişti.Yarın cumartesiydi zaten,babamda gelirdi.Sabah erkenden kalktık, annem baya hazırlık yapmıştı.Babam ise arabaya mangalı hazırlamış bizi bekliyordu.Salaş bir tişört ve şort giydim.Saçlarımı özensiz bir at kuyruğu yaptım.Birazda göz makyajı..Herkes hazırdı.Her zamanki gibi babamın yanı benimdi,radyo da "sana dair" şarkısı çalıyordu ve aklıma yine o geldi.Kolumu arabadan dışarıya sarkıtmış kendimi şarkıya esir bırakmıştım.Bana o yeşil gözleriyle bakışı geldi aklıma.Ona göre belki sadece göz göze gelmekti ama bana sorarsanız bir saniye de olsa zamanın durmasıydı.O yeşilin her tonunda boğuluyordum.Ah olamaz yine nerden geldi ki aklıma...Ama bir ayrıntıyı yine kaçırmıştım,aklımdan hiç çıkmamıştı ki...Piknik alanına geldiğimiz de çok kalabalık olduğunu fark ettim.Top oynayanlar,mangal yapanlar az aşağıda maç bile yapıyorlardı.Gölge bir yer bulup bizde yerleşmeye başladık.Annemle babam hemen kolları sıvadı.Babam arabadan mangalı aldı.Annem salata,tavuk vs. onları hazırlamaya koyuldu.Ablam ağaca yaslanmış kitap okumaya koyulmuştu.Ahh zeynep o arkadaşlarını bulmuştu bile birde bana sırıtıp el sallayıp gitmez mi?Herkes bir şeylerle uğraşıyordu ben ne yapsaydım?En iyisi şarkı dinlemekti.Hatta şu radyodaki şarkıyı dinlemek güzel olurdu.Hemen kullaklığımı aldım ve şarkının etkisiyle yürümeye başladım.Her yerde çiçekler,çocuklar,eğlenen insanlar,kısacası şöyle bir dönüp baktığınızda mutlu insan tabloları vardı karşımda.Birde ben şuranın tadını çıkarabilsem iyi olacaktı.Şarkıda ne güzel diyor"onu görünce başlar bir yürek çarpıntısı."diye... Geçen yaz Emre "naber" diye mesaj atmıştı. O zaman kalbimin sesini sadece ben duyuyorum sanmıştım.Zeynep;"O ses senin kalbinden mi geliyor?"diyince çok utanmıştım.Ama bana mesaj atma sebebi beni yıkmıştı.Bir arkadaşımı sormuştu bana,neymişte arkadaşı için soruyormuş.Çok üzülmüştüm oysaki ne kadar sevinmiştim."Beklediğime değdi" diye çığlık bile atmıştım o sevinçle.Erken sevinçler işte hep kursakta kalır...
-hey topu atar mısın?
Biran sesle irkildim.Sesin geldiği tarafa yöneldim ki onunla gözgöze gelmem bir oldu.Emreydi bu...Şaşkın bir sekilde ve heyecanımı saklamaya çalışır vaziyette ona bakıyordum.Ne demişti evet topu istemişti,çokta terlemiş.Bana bir şey demeye hazırlanıyordu.
-Aa Nisan? Merhaba,napiyosun burda.
Meraklı gözlerle bakıyordu sanki, eli de ensesine gitmisti napiyosun dedikten sonra.
-aa şey... e..emre,biz şey ya..piknik..
Arkadan sesler gelmeye başladı..
-hadi Emre gelsene...
-Benim gitmem lazım maç yapıyoruzda.
Dedi ve koşarak uzaklaştı ben ise arkasından bakakalmıştım ne yani bu muydu? Allah'ım hiç mi umursanmaz bir insan.Ama görcekti o gününü,bana deli gibi aşık olacak...Inanıyorum buna...
Biraz daha dolaştıktan sonra ailece mangal keyfi yaptık.Artik gitme vaktiydi ama onu görebilme umuduyla biraz daha kalmak istiyordum.Biraz daha kalmak,biraz daha bakmak...doyasıya sevmek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜREĞIME DÜŞTÜN
RomanceAlıştık değil mi? Istediğimiz aşkı arayıp bulamamaya,çok sevdiğimizin bizi de sevmesini beklemeye,karşılıksız sevmelere...Alıştık... Peki ya hiç beklemediğimiz bir anda bu alışkanlığımız bozulursa?Alışkanlığımızın dışında bulursak birden kendimizi?I...