Bugünümü ful Ece'ye ayırmıştım.Zaten geldiğimizde çok yorgun olduğumuzdan oturduğumuz yerde uyuya kalmıştık.Telefonumun sesini duyuyordum ama kolumu kaldırmaya bile mecalim yoktu.Yarı uykulu bir şekilde cevap verdim.
-Efendim..
-Nisan hadi seni bekliyorum aşağıda, gelsene.
Bu Ömer'in sesiydi.Az önce kolumu kaldıramayan ben hemen ayağa kalkıp pencereye koşmuştum.Gercekten de aşağıdaydı beni görünce sırıtıp el sallamaya başladı.
-Senin ne işin var bu saatte burada?Emre gelmeden hemen git yine bir kavga falan çıksın istemiyorum.
-Bende senin o Emre lavuğuyla aynı evde kalmanı istemiyorum.Hadi in aşağı yoksa ben gelirim oraya.
O öyle diyince hemen Arkama dönüp Ece'ye baktım.Hâlâ uyuyordu koltuğun üstünde.Uyanmaması için sessizce konuşuyordum.
-Ne söyleyeceksen söyle aşağı inemem.
-Seni bir yere götürmem gerek.Telefonda söylenecek bir şey değil.
-Bu saatte hayatta gitmem seninle.
-Tamam o zaman ben yukarı geliyorum.
-Sakın.! Dedim sesim yüksek çıkmış olmalı ki Ece kıpırdamaya başladı.
-Saat daha sekiz geç değil hadi bekliyorum seni.
-Ama hava karardı olmaz gelemem.
-İlla gel beni al mı diyorsun.
-Of tamam nereye gitcez ona göre giyineyim.
-Yani çok şık olmana gerek yok beni bekletme yeter. Dedi dalga geçerek.
-Of tamam beş dakika bekle.Üstüme pantolon,gömlek giydim aceleyle saçlarımı da yukardan toplayıp odadan çıktım.Masanın üstünde ki telefonu alıp çantama attım.Ece uyanmasın diye parmak uçlarım da ilerleyerek yavaşça kapıyı çekip odadan çıktım.Beni görünce hemen yanıma geldi.
-Sakın soru sorma gidince görürsün nereye gittiğimizi.
-Her istedigin de böyle elini kolunu sallayıp gelemezsin buraya.Tamam mı?
-Tamam hemşire hanım kızmakta haklısınız şimdi gidebilir miyiz? Dedi kolunu uzatarak.Koluna girmemi bekliyordu.Koluna çarparak "tabi" dedim ve yürümeye başladım.Biraz ilerleyince gelmediğini fark ederek arkama döndüm.
-Hadi canım bekleme yapma da gidelim.Koluna girmediğim için şaşırmış olamazsın harelde. Dedim gülerek.Ben öyle diyince gülerek yanıma geldi.
-Iyi ki beklemişim "canım" dedin bana dedi sırıtarak ve ilerlemeye başladı sonra arkasına dönüp "Hadi canım bekleme yapma da gidelim." Dedi.
-Çok gıcıksın.
-Öyleyimdir izninle üstüme alınıyorum.
-Alınmana gerek yok aslında direk seni bulması gerekiyordu.
Gülerek kafasını iki yana salladı şimdi konuşmadan ilerliyorduk beni nereye götüreceği hakkında bir fikrimde yoktu.Baya da yürümüştük..Yorulmaya başlamıştım..Tam pes edecekken elleriyle gözlerimi kapattı.
-Napıyosun. Dedim ellerini tutarak.
-Bir rahat dur birazdan göreceksin hadi yürümeye devam et.Bir beş dakika falan da öyle yürümüştük.
-Tamam ben sıkılmaya başladım ya! Dedim isyan ederek.
-Sakin ol az kaldı hatta geldik dedi ve gözlerimi yavaşça açtı o açar açmaz havayı fişekler patlamaya başladı.Sahile getirmişti beni..Şuan gülerek gökyüzüne bakıyordum.Gökyüzüne bakmaktan etraftaki balonları fark etmemiştim bile.Balonları da fark edince..Hemen Ömer'e döndüm.Elin de gitarla gülümsüyordu.Ve çalıp söylemeye başladı.Bir başka sevgiliyi sevemem sevemem sevemem...
Dudakların ne sıcak diyemem diyemem diyemem...
Şu kalbi başkasına veremem veremem veremem...O kadar mutluydum ki şuan içim içime sığmıyordu.Sonra balonların üstünde notların olduğunu fark ettim.Birisini elime aldım ne yazdığını okumak için.
Aşkından sırılsıklam oldum...Nisan yağmurum oldun...Aşkından deli divane olan şu garibana göz kulak ol..
Son cümleyi okuyunca kahkaha atmıştım.Başka bir balon aldım elime hoşuma gitmişti yazdıklarını okumak.
Hayatta değer verdiğim üç kadın var birisi annem diğeri kız kardeşim diğeri ise sen...Sana hayatım da olur musun falan diye de sormaya niyetim yok zaten her an aklımdasın hep benimlesin.Yanımdan gittiğin oluyorda kalbimden hiç gitmiyorsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜREĞIME DÜŞTÜN
RomanceAlıştık değil mi? Istediğimiz aşkı arayıp bulamamaya,çok sevdiğimizin bizi de sevmesini beklemeye,karşılıksız sevmelere...Alıştık... Peki ya hiç beklemediğimiz bir anda bu alışkanlığımız bozulursa?Alışkanlığımızın dışında bulursak birden kendimizi?I...