Sabah olunca ilk aklıma gelen Ömer oldu.Daha doğrusu yanındayken hissettiğim o mutluluğun hazzını hissettim.Bu haz Ece'nin de Ömer'i seviyor olması gerçeğiyle kısa sürdü ve yerini tarifsiz bir hüzün sardı.Yatağın içinde yorgana sarılmış oturuyordum.Hiç kalkmasam, hep uyusam ne güzel olurdu.Nasıl söyleyecektim ben Ömer'e ondan ayrılmak istediğimi.Ne onsuzluğa dayanabilirdim ne de onu yarı yola bile gelmeden,başlar başlamaz bu ilişkiyi bitirebilirdim.Ya da en doğrusuydu her şeyi başındayken sonlandirmak.Bunu nasıl yapacağım bende bilmiyorum.Zaten cesarette edemiyorum söylemeye.Tepkisinden de korkuyordum.Ah Ece ikimizde aynı kişiyi severek, uzaktan hasretle izleyerek,ömür mü geçirecektik?!Ömer'e Ece'nin onu sevdiğini ve bu yüzden ondan ayrılmak istediğimi söyleyemezdim çünkü bu sebepten dolayı benden ayrılmazdı hatta Ece'ye sevgili olduğumuzu bile söylerdi.En iyisi bir kaç günlüğüne buradan gitmekti.Aklıma gelen bu fikirle yanıma bir kaç eşya aldım.Hüzünle Ömer'in bana hediye etmiş olduğu muhabbet kuşunuda yanıma aldım tabi bir de Ece'ye ufak bir not bırakıp evin yolunu tuttum.Hem annemlere de sürpriz yapmış olurdum.Tam evden çıkarken Yasemin'le karşılaştım.
-Nisan nereye böyle?
Şaşkın ve korkulu gözlerle sormuştu.O kadar dolmuştum ki,o soruyu sorar sormaz hızla sarılıp ağlamaya başladım oracıkta.
-Nisan..Ne oldu böyle sana hemen anlat bakalım.
-Uzun mesele böyle ayak üstü anlatamam ki.
-O zaman bi kafeye gidelim orada anlat.
-Tamam çok vaktim yok ama.
Dedikten sonra Yaseminle vakit buldukça gittiğimiz kafede buldum kendimi.O kadar dalgın olmuştum ki.Acımı hafifletmenin en kolay yoluydu belki de kendimi hayattan soyutlamak.Öylece duvarda kimsenin kolay kolay fark etmeyeceği bir noktaya odaklanmıştı gözlerim.Gerçi bende şuan bu kafeye Ömer'le gelmiş olsaydım bende fark etmeyecektim bu noktayı.Acaba nasıl oluştu diye düşünürken Yasemin'in "Hadi anlat" demesiyle irkildim.
-Dile dökünce kalbimin daha çok acımasından korkuyorum.Bazı şeylerin farkına varmaktan korkuyorum.Onu kaybetmekten korkuyorum.Ece'yi düşündükçe de kahroluyorum.
Bunları söylerken güçlü durmaya çalışıyordum.Ama usulca akıyordu gözyaşlarım.Sonra karşı masadan bir kadınla gözgöze geldim.Acıyarak baktı bana.Neden ağladığımı merak ediyor olmalıydı.Şuan bende acıyordum kendime.Çaresizliğim giderek filizleniyordu.
-Ece derken? Konu da Ece de var demek, hadi anlat.En azından içinde kalmamış olur canım hadi anlat bana.
Bu ısrarlardan sonra elimi tuttu.Büyük ihtimal Ömer'i ona anlatmadığım için bana kırılacaktı.
-Hani hastaneye bi çocuk gelmişti ya.Pansumanını yapmıştım ben.Hatta o istemişti benim yapmamı.
-Ha evet şu çocuk, motosiklet kazası yapan.Ee nolmus ona..
-Nolsun aşık oldum ona..oda bana yani öyle görünüyor..Dünde sevgili olduk yani bunu en azından hissettik karşılıklı olarak..
Bunları tırnaklarımla oynayarak, masaya bakarak anlatıyordum.Sonra kafamı kaldırıp Yasemin'e baktım.Şaşkınlığı her halinden belliydi.
-Ay sakın sende ben onu seviyordum deme düşüp bayılırım yoksa. Dedim espiriyle karışık.
-Saçmalama,tanımam etmem."Sende" derken. dedi merakla.
-Işte Ece de konuda vardı ya hani,tam olarak konunun burasında geçiyor.
-Inanmıyorum simdi siz ikiniz aynı çocuğu mu..
Devamını getirmedi,ağzını tutup şaşkınlığını iyice belli etmişti.
-Evet ikimiz aynı kişiyi seviyoruz ve ben ona Ömer'le sevgili olduğumu söylemeden o bana onu sevdiğini söyledi dün gece.Biz zaten Dün akşam yeni sevgili olmuştuk.Ama öncesi de var tabi.Sana anlatmadım kusura bakma ama kimseye anlatmadım.Bir şey netleşmeden kimseye anlatmak istememiştim,iyi halt etmişim. Dedim yakınarak sonra devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜREĞIME DÜŞTÜN
RomanceAlıştık değil mi? Istediğimiz aşkı arayıp bulamamaya,çok sevdiğimizin bizi de sevmesini beklemeye,karşılıksız sevmelere...Alıştık... Peki ya hiç beklemediğimiz bir anda bu alışkanlığımız bozulursa?Alışkanlığımızın dışında bulursak birden kendimizi?I...