Pencerenin yanına gittim ve perdeyi aralayıp simsiyah olan gökyüzüne baktım.Yıldızsız gece...Sanki içimin sıkıntısı yansımıştı gökyüzüne.'Yarın kesin yağmurlu olacak!'diye düşünüp küçük bir of çektim ve geri yatağımın yanına gelip yüzüstü attım kendimi yatağa.Nevresimlerin temiz kokusunu iyice almıştım yeni yıkanmış olmalı.Biraz sonra iyice yayıldım ve yatağın yumuşaklığında huzuru aradım.Ve o huzurla uykunun derinliklerine inmek üzereyken telefona gelen mesaj sesiyle irkilip zorla gözlerimi araladım.Tahmin ettiğim gibi Emre'den gelmişti mesaj.Elim istemeye istemeye telefona gitti zoraki bir şekilde mesajın üzerine tıkladım.
'Bu sessizliğini ağır ödeyeceksin, biliyorsun değil mi?'
Aklı sıra gözümü korkutmaya çalışıyor ama ona istediğini vermeyeceğim,kararlıyım.Aynı zamanda endişeliydim de sonuçta dediklerini yapma ihtimalide vardı."Pekiya gerçekten anlatırsa!" Işte şimdi kalbim hızla atmaya başlamıştı."Ece'yi aradımı acaba?""Peki ya anlatırsa Ece'nin tepkisi ne olur?" Bu soruları olası durumların önüne erkenden geçebilmek için soruyordum kendime ama daha da paniklememe yol açmıştı.Sinirle yumduğum ellerimi açtığımda terden sırılsıklam olduğunu gördüm.Pijamama hızla ellerimi silip huzuru bulduğum yataktan yeterince huzursuz olarak kalkıp lavobaya gittim.Kimse uyanmasın diye sessizce in gibi karanlık evin içinde ilerlerken bir yandan da tüm bu olanlardan nasıl sıyrılacağımı düşünüyordum.Aslında onu biraz oyalayıp zaman kazanabilirdim hatta yüzyüze konuşsam daha da ikna edici olabilirdim.Kafamla aşağı yukarı yapıp kendimi onayladım ve hızla soğuk suyu yüzüme vurup odaya geri döndüm.Suyla birlikte birazda olsa sakinleşmiştim buna üşümekte dahil tabi.Kapıyı kapatıp yeniden yatağa girdim iyice sarıldım yorgana ve Emre'ye 'bekle' yazıp mesajı yolladım.Geri ne yazacak diye düşünürken merakla kemirdiğim tırnaklarımı gelen mesaj sesiyle birlikte ağzımdan çekip hızla mesaja baktım.Sesli bir şekilde gelen mesajı okudum.
'Yani cevabın ne oluyor şimdi bana?'
"Canın cehenneme oluyor." Dedim bağırarak.Sinirden gözlerimden süzülen yaşlara mani olamadım.Yeniden kendime olan inancımı kaybettim ve en kötüsü bunu hissettim.Hayat ne garip!Geçen sene bu zamanlar Emre için aşkımdan deli olurken şuan gerçekten beni delirtiyordu ama bu sefer kötü anlamda tabi.Dudaklarımı son kez kemirdikten sonra;
'Emre bu böyle olmaz yarın ben buradan gidiyorum sende geldiğin vakit güzelce konuşur hallederiz bu mevzuyu.'
Onunda yumuşamasını sağlamak için atmıştım bu mesajı.Ama Emre'den gelen mesajla birlikte hiçte öyle olmadığını,aksine daha da sert ve kararlı olduğunu gördüm.
'Sen istersen şuan bana beni tatmin edecek olan mesajı güzelce at?Ben de Ece'ye karşı üç maymunu oynayayım,ne dersin?'
Mesajı okuyunca o kadar sinirlendim ki;
"Of off !! Allah kahretsin seni şeref yoksunu! Yok yok direk şerefsiz!" Diye ardı arkası kesilmeyen hakaretleri bağıra bağıra söylemeye başladım.Biran evde olduğumu hatta gece yarısı olduğunu unutmuştum.Tabi bunları hatırlatan ise panikle içeri giren annem oldu.
"Kızım avaz avaz ne bağırıyon gecenin bu saatinde bir şey mi oldu?"
Annemi görünce utançla kafamı önüme eğdim ve karşıdan mesaj bekleyen Emre zorbasına aceleyle 'Tamam,kabul ediyorum.'yazıp anneme gülümsedim.
"Önemli bir şey değil anne ya.Eski sınıftan kızın birisi hakkımda olur olmadık şeyler anlatmışta ona saydırıyordum."
"Ah be kızım neyse uyu hadi saat gecenin kaçı oldu."
"Tamam anneciğim hemen uyuyorum şimdi özür dilerim seni de uyandırdım."
Yatağın içine girip yorganıda üstüme çektim sonra kafamı biraz dışarı çıkarıp "Allah rahatlık versin." Dedim zoraki bir gülümsemeyle.Annemde iyi geceler dileklerini ilettikten sonra odadan çıktı ve hemen Emre'ye bir mesaj daha attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜREĞIME DÜŞTÜN
RomanceAlıştık değil mi? Istediğimiz aşkı arayıp bulamamaya,çok sevdiğimizin bizi de sevmesini beklemeye,karşılıksız sevmelere...Alıştık... Peki ya hiç beklemediğimiz bir anda bu alışkanlığımız bozulursa?Alışkanlığımızın dışında bulursak birden kendimizi?I...