Sevmek...Her insanın içinde vardır derler,vardır bilirim.Kim bunu inkar ederse halt etmiş.Bu sevgi illaki sevgiliye olmak zorunda değil onu da bilirim.Bazıları işini sever işkolik derler onlara,bazıları ise sıcak bir yuva hasreti içinde olur ailesini sever. Kimisi de bağlanır çoğu şeye.Kimisi ne de alışır.Vazgeçmek ise zordur bunlardan.Halbuki bağımlısı olduğumuz şeylerden birisinin ipi kopsa diğerleri de çorap söküğü gibi gelecek.Sanırım bende bağlandım Ömer'e ve koparacak bir tane ip arıyorum ama bulamıyorum.Koparacak ip ararken, Emre'nin önceden alışkanlığım olduğunu fark ediyorum ve Ömer beni bu alışkanlığımdan uzaklaştırıp bana yeni bir dünya sunduğunu anlıyorum.Kısa süre içinde bir sürü yer keşfettiğim bu dünyaya bağlanıyorum.Sonra unutur gibi oluyorum.Yalan söylememek lazım ara ara aklımdan çıktığı oluyor.Ama sonra bir film her şeyi başa sarıyor.Göz pınarlarımın ıslandığını hissediyorum ve gözlerimi kırpmamak için uğraşıyorum çünkü biliyorum kırparsam yanaklarım ıslanacak bu sefer."Hayır,ağlamak yok." Diyorum sesli bir şekilde. Kendimi teselli etmek bu sıralar en çok uğraş alanım oluyor.Teselliden sonra kumandayı alıp bir üst kanalı açıyorum.Bu sefer bir belgesel çıkıyor karşıma.Bu belgesel Afrikada ki açlık üzerine.Evet yine kendime isyan ediyorum."Küçücük çocuklar açlıkla,susuzlukla,hastalıkla savaşırken sen burda aşk acısı çek.Salaksın kızım sen valla bak senden bir şey olmaz." Günlük azarımıda kendime attıktan sonra televizyonu kapatıp koltuğun üstüne uzanıyorum.Gözlerimi kapatıp usulca uykuya dalıyorum.Bir süre sonra annemin seslenmesiyle yerimden doğruldum.
-Kızım kalk hadi,Ece telefonda seni merak etmiş sana ulaşamamış.
Uzattığı telefonu alıp kulağıma götürdüm diğer elimlede zaten karışık olan saçlarımı iyice karıştırdım.
"Efendim Ece.."dedim uykulu sesimle.
-Nisan, nerelerdesin sen bakim o telefonun niye kapalı apar topar niye gittin sen köye?
-Çok bunaldım derslerden falan zaten yarın geliyorum merak etme.Asıl sen nasılsın?
-Nasıl olayım beni o halimle bırakıp gittin sana çok kırgınım.Yasemin de olmasa kendime geleceğim yoktu.
Son cümleyi duyunca gülümsedim.Beni kırmayıp gitmiş demek ki Yasemin Ece'nin yanına.
-Heyy ordamısın? Dedi kızgın bir şekilde.
-Canım ne desen haklısın gerçekten ama söz yarın hatamı telafi edicem.Seni çok seviyorum. Dedim sesimi olduğunca yumuşatarak.
-Sen gelde ben sorucam sana.
-Tamam canım ne yaparsan ne söylersen kabulüm hadi şimdi ben kapatıyorum görüşmek üzere.
Telefonu anneme verip kendi telefonumu açtım.Açar açmaz ardı arkası kesilmeyen bir sürü mesaj geldi ekrana.Ömer'in mesajlarını açmadan sildim çünkü biliyorum ki attığı her mesaj canımı yakacak.Gözlerim yine doldu tam o sıra da Yasemin aradı.Bir iki saniye bekledim toparlanmak için.Derin bi nefes alınca açtım.
-Efendim Yasemin.
-Tatlım nerelerdesin sen Allah aşkına.
-Canım ben sana söylemiştim ya telefonum kapalı kalacak diye.Ne oldu böyle telaşlısın?
-Şey...Hani ben Ece'nin yanına gitmiştim ya.
-Ee..
-Eesi şu ki..Biz otururken kapı çaldı ve ben açmak için gittiğimde gördüğüm kişiyle birlikte elim ayağıma dolaştı,ne yapacağımı şaşırdım.
-Yasemin direk konuya girsene.
-Gelen Ömerdi.
Duyduğum isimle birlikte aklımdan bir sürü şey geçmişti.Sesim titreyerek;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜREĞIME DÜŞTÜN
RomanceAlıştık değil mi? Istediğimiz aşkı arayıp bulamamaya,çok sevdiğimizin bizi de sevmesini beklemeye,karşılıksız sevmelere...Alıştık... Peki ya hiç beklemediğimiz bir anda bu alışkanlığımız bozulursa?Alışkanlığımızın dışında bulursak birden kendimizi?I...