Zamansız Biten Zaman

186 130 25
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Zamansız Biten Zaman


Günlüğü okudukça anılar tazeleniyor, zaman geçtikçe de kendimi daha iyi hissediyor, güçleniyor deyim yerindeyse yeniden var oluyor gibiydim.

Geçmişin gizemli gölgelerinde kaybolmayacaktım tam aksine tüm gerçekleri öğrenip yeniden başlayacaktım yaşamaya.

Günlüğün sayfalarına güzel bir uçurtma resmi karalamışım. Sanki onu çizdiğim geceyi hatırlar gibi oldum. Hatta uçurtmayı bile...

Uçurtmanın ipini tüm gücümle çektiğimi hatırlıyorum ama rüzgar fazla şiddetli, uzaktan bir ses rüzgarın sesiyle birleşiyor bana doğru "ipi sakın bırakmaaa" diye bağırıyordu. Ama yapamadım... rüzgar çok güçlüydü daha fazla dayanamadım ve ipi bıraktım. İpin ellerimden kayışını hissedebiliyorum. Gökyüzüne doğru uçup gitti. Yuvasına gider gibi, annesine koşar gibi, özgürlük gibi...

FLASBACK

Tanrım dün olanlardan sonra onun yüzüne nasıl bakacağım ben. Bir de aynı sırada oturacağız. Off... resmen zaman akıp gidiyor. Evden nasıl çıktığımı bile hatırlamıyorum. Resmen aklımda yalnızca o var. Bir türlü onu düşünmeden edemiyorum.

Sokağın sonuna geldiğimde bir iki damla yağmur atıştırmaya başladı. Yanımda şemsiye de yok. Yağmur şiddetini artırmadan okula varsam iyi olur.

Neyse ki çok fazla ıslanmadan sınıfa girmeyi başarabilmiştim. Bugün hava çok kapalı ve rüzgar çok şiddetli umarım fırtına çıkmaz. Bu şehir yılın bu zamanları ani hava değişimleriyle ünlüdür.

Summer ve Crisse günaydın diyerek doğruca sırama geçmek istedim fakat onu görmemle donup kalmam bir oldu. Kendine gel Anna. Sonsuza dek ondan kaçamazsın öyle değil mi? Ne olacaksa olsun bitsin. Benimle dalga geçecekse de kendi bilir.

Oldukça yavaş bir şekilde sırama yöneldim göz göze gelmemek için yüzüne bile bakmadan yerime oturdum. Çantamdan defterimi ve kalemlerimi çıkarırken "günaydın Anna" sözleriyle içimde şimşekler çarptı resmen. Yutkunup cılız ve çekingen bir ses tonuyla "sana da günaydın Josep" diyebildim anca.

Josep konuşmaya devam etti; "dün için özür dilerim takım seçmelerinin son günüymüş bunu kaçıramazdım, derse bile gelemedim, ama en çok da buluşmaya gelemediğim için özür dilerim. Ben de telefon numaran da olmadığı için sana haber de veremedim." Diyerek cebinden çıkardığı yavru köpekli anahtarlığı bana uzattı. "lütfen özrümün karşılığı olarak bunu kabul et"

Başta hediyeyi almak istemedim ama onun bataklık yeşili gözlerine daha fazla karşı koyamadım. Titrek bir sesle "teşekkürler Josep buna gerek yoktu" dedim.

KALPSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin