Tek Gerçeğim Yalanlar
GÜNÜMÜZ
Gecenin soğuğunda hayallere daldığım saçaklıkta, oturmaya devam ediyorum. Hala kafam karmakarışık. Haftalardır beni kendim yapacak tek bir şey hatırlayamadım.
Gökyüzü, yıldızlar, ay... hepsi biraz tanıdık, aynı zamanda her biri birer yabancı...
Yeterince oturduğumu düşündüğüm kiremidin üzerinden kalkmaya yeltendiğimde belli belirsiz sesler işitmeye başladım. Bir süre odaklanıp sesleri dinlediğimde annemin ağlamakta olduğunu fark ettim.
Saçaklığın hemen altında yer alan verandanın önünde, ağlayarak babama bir şeyler anlatıyordu. Dalgın bakışlarla, annemin sesine kulak kesildim. Hıçkıra hıçkıra bir şeyler söylüyordu.
Annemin "belki de her şeyi anlatmalıyız, onunda gerçekleri bilmeye hakkı var" dediğini işittim. Neyden bahsediyor olabilir.
Bana anlatmadıkları bir şeyler olduğunu biliyordum. Hava giderek soğumasına rağmen oracıkta oturmuş, ses çıkarmadan onları dinlemeye devam ettim.
Annem ağlayarak, titrek bir ses tonuyla "söylemeliyiz... eninde sonunda öğrenecek zaten, onu daha fazla kandıramayız" dedi ve verandadan inerek bahçeye doğru ilerledi.
Tanrım umarım beni fark etmezler. Artık onları görebiliyordum ve onlarında beni görmemesi için dua etmeye başladım. Sırtımı dayadığım şömine bacasının yanına kıvrılarak, başımı kiremitlere doğru eğdim.
Babam üzgün ve çaresizce "bunu ona yapamayız, daha çok erken. Yaraları bile tam iyileşmemişken onu daha fazla üzmeye hakkımız yok... lütfen biraz daha dayan. Biz bile bu gerçekle yaşamaya alışamadık, Anna nasıl dayansın" diyerek onunda gözlerinden yaşlar süzüldü.
Tanrım... ne... neyi saklıyorsunuz benden...
Derken ayağımın altındaki kiremit hareket etti ve olduğum yerden çıtırtılar geldi. Annemle babam etrafa bakarak "kim var orda..." diye seslendi. Olduğum yerden bir milim bile hareket etmeden sessizce beklemeye devam ettim.
Tanrım lütfen beni fark etmesinler lütfen...
Babam, annemin omuzuna sarılarak "kedidir... hem bu saatte başka ne olacak ki... Anna çoktan uyumuştur, bizi asla duyamaz. Endişelenme lütfen" diyerek annemi sakinleştirdi.
Acaba şimdi aşağı seslenip neymiş gerçekler diye bağırsam mı? Ne değişecek ki... yine hiçbir şey anlatmayacaklar, dahası yeni yalanlar söyleyerek zihnimi daha da bulandıracaklar. Neler döndüğünü kendim bulmalıydım... ama nasıl?
Bir süre daha bahçede fısıltıyla konuştular. Benden bir hayli uzaklaştıkları için ne söylediklerini duyamıyordum. Yavaş adımlarla uzaklaşıp mutfak kapısından içeri girdiler. Oturduğum yerde doğruldum ve neler olduğunu anlamaya çalıştım. Ama nafile, konuştukları hiçbir şeye anlam veremiyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALPSİZ
AventureBu kitabı bitirdiğinde, senin hikayen baslayacak... *** Sizce yaşamak nedir? Yaşamak anlamaktır... Dengini bulup anlaşılmaktır yada bir ömür bulmaya çalışmaktır... Aramaktır. Neyi? Senin için ne önemliyse onu... Tıpkı Da Vinci'nin Mona Lisa'yı aram...