Geçmişten Gelen Yabancı

105 70 67
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Geçmişten Gelen Yabancı

GÜNÜMÜZ

Elimdeki kupayı dikkatle inceledikten sonra üzerinde yazan plakete gözüm kaydı. Üzerinde Summer yazılıydı. Peki bu ödülü Summer kazandıysa neden benim evimin vitrinindeydi ki...

İçinde bulunduğum durum yeterince kasvetli değilmiş gibi, yine yeni sorular yankılandı zihnimde. Çaresizlik ruhuma işlerken, içimde kalan son anılar da ölüyordu sanki...

Kafamın içindeki boş odalarda çıktığım yolculuk, yeni karanlık bir odaya çıkıyordu. Çaresizliğimi gizleyemeyen bakışlarımla son kez elimde tuttuğum kupaya baktım. Bu yolculuk beni hangi karanlık odaya doğru götürecekti şimdi? Bu oda da beni neler bekliyordu...?

Kupayı yine babama uzattım, elimden aldı ve vitrinin en üst rafına yerleştirdi. Elimde kalan son anılarda, kupadan sarkan bir ipin ucundaydı sanki. Hangi anıya elimi uzatsam boynuma dolanıyor ve hatıralar tarafından idam ediliyordum.

Bu karmaşık ve bir türlü anlam veremediğim gerçekleri öğrenmenin tek bir yolu vardı. O da Summer'a sormak...

Tüm gece çatıda oturduktan sonra sanırım bir de hasta oldum. Haftalardır doktora gitmiyorum. Hem kontrollerim için hem de soğuk algınlığı için hastaneye gitmeliydim. Babama doğru dönerek "baba benim bugün hastaneye gitmem gerek, kontroller için" dedim ve babam da "ben seni götürürüm, hazırlan birazdan çıkarız" dedi.

Ağır ağır çıktığım merdivenlerin ardından odamın kapısına vardım. Sanki bir başkasının odasına giriyormuşum gibi çekinerek açtım kapıyı. İçeri girdiğimde yatağın üzerinde oturan gerçek Anna'yı hayal ettim. Belki de hayatta en değer verdiği şey olan günlüğüne bir şeyler yazıyordu.

Öfkeli bakışlarla birden bana baktı. Odasına izinsiz girdiğimi fark etmiş gibi kinayeli bir gülüşle, "kapıyı vurduğunu duyamadım. Bir daha ben içerideyken, odaya böyle dalmamalısın" dedi. kendi hayalim tarafından azarlanıyordum. Dolabıma doğru ilerledim elime aldığım her kıyafette bana doğru dönüp "sakın bu eteği giymeyi aklından bile geçirme. Son giydiğinde olanları hatırlamıyor olamazsın" diyordu.

Onu görmezden gelmeye çalışarak hazırlandım. Babam arabayı garajdan çıkarıp, beni evin önünde bekliyordu. Arabaya doğru ilerledim. Babamın hemen yan koltuğuna oturdum. Yol boyunca fazla konuşmadık. Okuldaki başarılarımdan, koşu antrenmanlarından ve yarışlardan bahsetti durdu. Babam sürekli o büyük yarışı ben kazanmışım gibi anlatıyordu. Ama ben kazandıysam neden Summer'ın adı yazılıydı ki. Sanırım bana anlatılan yalanlardan biri. Şimdi babama bunu sorsam elli tane daha yalan söyleyecek gibi duruyor. En iyisi hiç sormamak.

Gözlerimi her kapattığımda kafamın içinde yankılanan seslere artık yeni yalanlar karışıyordu. Ailem tarafından bunca zamandır bir yalan ile avutuluyor olamazdım. Gerçek olduğunu sandığım bütün hikayeler, bir papatya falı gibiydi. Her bir yaprağını koparırken seviyor sevmiyor diyen aşıklar yerine, bu yalan bu gerçek diye söyleniyordu kalbim.

KALPSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin