Mina'nın itiraz çığlığı yankılandı evin duvarlarında. İçinde babasına duyduğu öfkeyi tüm şiddetiyle kelimelere dökmüş ama yine de içi soğumamıştı.
Hışımla odadan çıkarken babasına dönüp
'beni bir mal gibi pazarlık masana döktüğün için seni asla affetmeyeceğim!!!'
Sinirle odasının kapısını çarptı. Öfkesi bir türlü dinmek bilmiyor tüm bu olanların kendine yapılmış çılgınca hatta kaçıklık derecesinde bir şaka olmasını umuyor fakat olayın ciddiyetini kavrayabilecek kadar da soğuk bir konuşma geçirmişti.Hızlı karar vermeli kendini bu saçma pazarlıktan sıyırmalıydı.Evet sonunda kararını vermişti. Ebeveynleri nasıl ki onu hiçe saymışlardı neden onları düşünmeliydi ki. Evden ayrılmalıydı. Hem de bir an evvel. Sırt çantasına tıkıştırdıydı bir kaç parça eşya ve bir miktar parayla akşamın olmasını beklemeye başlamıştı.
Akşam yemeği tam bir ölüm sessizliğinde geçti. Daha fazla dayanamayacağını hissederek hışımla masadan kalktı annesinin dudaklarından eleştirici bir nida yükselecekti ki kızının kor almış gözleriyle olduğu yere geri çöktü ve salondan çıkışını çaresiz gözlerle izledi.Kapandaki bir hayvan gibi sürekli volta atıp zamanını kolluyordu. Kolundaki saati kontrol edip yeterince beklediğine karar verip çantasını sırtına yerleştirdi. Parmak uçlarında kapıya ilerleyip durdu arkasına bakmaması gerekiyordu bakarsa çıkamazdı. Ama çıkmalıydı. Üzerindeki hayal kırıklığı öyle büyüktü ki derin bir iç çekip kapıdan dışarı attı.
Demir bakışlarını karanlık ormana çevirmiş elindeki içkisinin soğukluğunun içini de soğutmasını bekliyordu. Bu durum artık fazlasıyla canını sıkıyordu. Kızı bir türlü aklından çıkaramamak iyiden iyiye öfkelenmesini sağlıyordu. Cebinde titreyen telefonla dikkati biraz olsun dağıldı.
Gelen görüntüyü açtığı an çarpık bir gülümseme yapıştı dudaklarının kenarına. Tam da beklediği gibi kız kaçmaya çalışıyordu.
Planladığı gibi adamları harekete geçmişti bile.
Gecenin karanlığı içini ürpertse de geri dönmeye niyeti yoktu.
'Hayır yani neden bu kadar aptal olabildim. Arasana bir taksi. Uf ya neden tek bi tane geçmez. '
Hızlı adımlarla ilerliyordu ki arkasındaki adım sesleriyle irkildi. Bu da neydi şimdi.
Hızlandıkça sesler de yaklaşıyordu. Koşmaya başladı. Nefesi kesilene kadar koşmaya devam etti. Tam bir başka köşeyi dönüyordu ki bir araba tam da önünde durdu. Daha ne olduğunu kavrayamadan yaka paça minibüsün içinde buldu kendini ve nefesini kesen mendille karanlığa doğru süzüldü.Demir önünde duran arabaya öfke dolu gözlerle baktı. Her ne kadar normal karşılasa da kendinden kaçmaya çalışması öfkelenmesine neden oluyordu.
Kızı kucağına alıp eve doğru sert adımlarla ilerledi.Ekrem Bey geçe çalan kapının şokunu üstünden atamamışken karşısında Demir ve kucağındaki kızını görmeyi hiç beklemiyordu.
'Sahip çıkamayacaksanız bir an evvel gereksiz prosedürleri halledelim de benim sorumluluğum altına girsin. 'Ayla Hanımın içi burkuldu. Kızının böyle bir adamla evlenecek olduğu gerçeğine kahroluyordu. En değerli varlığını ölesiye sevip aşk dolu gözlerle bakacak bir eşi olmalıydı. Tüm bu düşüncelerin altında ezilip kendini odasına attı.
Kızı yatağına yerleştirip doğruldu. Kokusu saçları tam bir ziyafet sunuyordu gözlerine. Biraz daha böyle onu seyrederse odadan çıkıp gitmek yerine kızın üzerine atlayıp içinde şahlanan hayvanlığını dindirecekti. Ağzının içinden okkalı bir küfür savurup arkasına döndü ve seri adımlarla evden ayrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESARET
Romance'Güzel de bir gül uğruna sunulmamışmıydı çirkinin kollarına. Gül müydü peki yüreğini kanatan yoksa dikenleri mi?' Modern zamana uyarlanmış Güzel ve Çirkin'in hikayesi...