ESARET

Bölüm 4

  Mina

Başım öylesine keskin ağrıyordu ki gözlerimi zar zor araladım ve dün gecenin dehşet anılarıyla yatakta hızla doğrulup etrafı taradım. Ama bu nasıl olurdu. Kendi odamdamıydım gerçekten!Sevinmeli miyim başka bir yerde uyanmadığım için. Peki tüm bunlar nasıl oldu aklım almıyor. Rüya mıydı yoksa?

'Anne tüm bunlar nasıl oldu?'

'Tam olarak neden bahsediyorsun tatlım?'annemle babam kahvaltı masasında keyifsiz bir şekilde tabaklarıyla oyalanıyordu.
'Ama...ama ben...'Ne diyecektim ki! Gecenin bir yarısı evden kaçtım. Sonra kaçırıldım. Ama kaçıran kaçtığım yere kaçırdı mı???
Sanırım deliriyorum.

Hiç birşey oturmuyordu ama biraz daha evde durursam çıldıracağım. Bu saçma durumdan kurtulmalı hatta bizim grupla konuşup bir beyin fırtınası yapmalıyım.
Ve tüm bu saçmalıklar bir son bulduğunda ayrı bir eve çıkıp yeni bir düzen kurmak yeni uğraşım haline gelecek.

Kendimi cimri davranmayarak köpüklediğim küvetin içine attım. Dinlenmeliydim unutmalıydım en azından bir süreliğine. Akşam çıkmalı belki biraz olsun eğlenmeliyim. Gözlerimi kapatıp anın tadını çıkarmaya başlamıştım ki lacivert gözler beliriverdi karanlıkta. Ne yani bu neydi şimdi. Lanet herif zihnimin derinlerine kadar işlemişti.

Derin bir nefret ve öfkeyle çıktım sudan.

Pislik...zorba...aşağılık içimden tüm kötü sıfatları sıraladım. İçine soktuğu durum yetmiyormuş gibi şu anki keyfimin de içine etmişti.

Aynadaki yansımam keyif duymama sebep oldu. Siyahı sanırım her zaman yakıştırıyorum kendime.Makyajımı bitirdiğimde tatmin olmuş gözlerle süzdüm kendimi. En azından geceleri böyle hoş görünmeyi ilgi çekmeyi hakediyordum öyle değil mi!Sanki herşey yolundaymış gibi bir boşvermişlikle minik çantamı da elime alıp evden çıktım.

Mekana geçtiğimde bizimkiler çoktan yerleşmiş ilk içkilerini yudumluyorlardı. Kendimi Melis in kollarına bırakıp beni sarsarak sevmesine izin verdim. Melis; Tam bir çılgın. Sevgi dolu. Aynı zamanda en iyi arkadaşım. Erkek arkadaşı yok ama flörtleşecek birileri muhakkak etrafında bulunur. En belirgin özelliği ise derin mavi gözleri. Fazlasıyla güzel ve çekici bir kız. Ee bir de başarılı bir iç mimar olduğunu göz önüne alırsak hem güzel hem zeki.

Ondan ayrılıp Mete ye döndüm ve yanaklarına sıcak öpücükler bıraktım. Ne yalan söyleyeyim belki de bu güne kadar gördüğüm en yakışıklı ve kaliteli adamlardan biridir Mete. Tabi aynı zamanda çapkın. Çok önceleri kısa bir ilişki denememiz olsa da arkadaş olarak daha iyi anlaştığımız kararına varmıştık sonunda. Babası erken emekli olamaya karar verince oldukça iyi kazançlar sağlayan otomotiv işini devralmak ona düştü.

Mete'nin iç gıcıklayıcı parfümünün etkisinden kendimi kurtarıp Aslı'ya döndüm. Aslı gruptaki belkide en aklı başında insan. Hepimizin toparlayıcı akıl ablası konumunda. Gruptaki bir diğer arkadaşımız Emre'yle uzun süreli bir ilişki sürdürmekteler  başarılı birer mühendis olan arkadaşlarımız.İkisini de kucaklayıp kendimi boştaki koltuğa atıp bir içki söyledim kendime.

'Bu halin ne böyle?Birşey olmuş sarılırken de hissettim.'Melis kuşku dolu bakışlarını üzerime doğrultup diğerlerinin de pür dikkat kesilmesine sebep oldu. Derin bir soluk alıp olan biten herşeyi anlattım. İlk tepki Mete'den geldi.
'Bu nasıl bir saçmalık aklım almıyor. Ama Ekrem amcanın böyle birşey yapması için gerçekten zor durumda olması gerek'
'Bu yine de hiçbir ebeveynin bunu yapması için yeterli değil' diye hislerime tercüman oldu Aslı. Emre ise sessizliğini koruyor belki de yapacağı yorumların boş kalacağını düşünüyordu.

Yaklaşık 2 saat sonra elimizde bir planla çakırkeyf olmuş şekilde gülüşüyorduk.Melis elimden tutup beni piste sürükledi. Çılgınlar gibi dans ediyor kalabalığın içinde kendimi müziğin ritminde kaybediyordum ki belimde hissettiğim bir el tarafından sarmalanıp geriye döndürüldüğüm an dudaklarımdan mühürlenmiş bir şekilde olduğum yere çakıldım. Bu da neydi şimdi!!!!

Demir

Uzayan toplantılar yüzünden saat epey geç olmasına rağmen hala ofisimde ve yığınla projenin içinde kayıp durumdaydım. Bir hayli yoğun olan işlere yoğunlaşmam gerekirken zihnimi gereksiz meselelerle meşgul ediyor olmak sinirlerimi iyiden iyiye bozuyordu. Kapı hafifçe çalındı ve asistanım Reyhan kahvemi masaya bıraktı. Belki de etrafımdaki aklı başındaki nadir kadınlardan biriydi. Zaten bu yüzden uzun süredir yanımdaydı ya.

'Demir Bey ben artık çıkabilir miyim?'
'Hı hı'
'İyi akşamlar efendim'
'İyi akşamlar Reyhan bizim çocuklara söyle bıraksınlar seni. '
'Teşekkürler '

Kahvemi alıp ayağa kalktım ve şehrin hareketliliğini seyretmeye başladım.
Masanın üzerinde ısrarla çalan telefonumu açıp karşımda konuşan Ali'yi dinlerken derin bir iç çektim. Neden bu kız en huzurlu anlarda keyfimi kaçırmak zorundaydı!

İlk saatler ondan uzak durup sadece kontrol altında tutmakla yetiniyordum.
Arkadaşlarıyla öyle hararetli bir konuşma içindeydi ki sergilediği mimiklerden gündem konusunu tartıştığı çok belli oluyordu. İçten içe sevindiğimi hissettim. Her ne şekilde olursa olsun dudaklarından adımın döküldüğünü bilmek ve aklının benimle meşgul olduğunu bilmek iyi hissettiriyordu. Öfkeli her cümlesiyle açılıp kapanan dudakları hayal gücümü hareketlendirmeye yetmiyormuş gibi pantolonumun içindeki sertliğin dayanılmaz bir hale gelmesine neden oluyordu.
Zaman sonra dans etmeye başladı. Dur bi dakika ne giymişti o öyle!!!
Bu kız ne yapmaya çalışıyordu. Otururken farketmediğim etek boyu ve sırtındaki boylu boyunca açıklık sinirlenmeme yetmişti. Bardağımdaki içkiyi tek dikişte bitirip ayağa kalktım.

Aslında yanına gidip gitmemek konusunda kararsızdım fakat etrafında dönen iki zibidi kararımı çoktan vermemi sağladı.

Ona adım attıkça toy bir delikanlı gibi heyecan duymaya başladım ve beline dokunduğum an parmak uçlarım yandı. Çevirip dudaklarını hapsettim kendime. Tam bir öpüşme değildi belki ama benim olduğunu etrafa duyurmaya yeterdi.

Bıraktığımda kocaman açılmış gözleri hala tadını hissettiğim dudakları ve kızarmış yanakları öyle yakınımdaydı ki nefesini hissediyor ona sarılmamak için zor duruyordum.

'Bu şekilde rahat davranamazsın. Bir sonraki sefere uyarım böyle yumuşak olmaz artık kabullensen iyi olur Sen benimsin!'