Sevgi , özlem , nefret ve öfke...
Hatırı sayılır büyüklükteki salonun atmosferi oldukça yoğun ve karmaşıktı.
Neyseki ilgi büyük ölçüde Erim üzerinde olduğu için kendisiyle pek fazla muhatap olunmamasına şükran duyuyordu Mina.
Nerden bilebilirdi ki bu sessizliğin büyük hesaplaşmalar ve restleşmelere gebe olduğunu.
Bir kez daha Defne ile kesişen bakışları ile tüm vücudunun buz tuttuğun hissetti.Genç kız derin bir solukla başını çevirince Mina da usulca üzerinde gezdirdi bakışlarını.
Oldukça değişmiş , daha ciddi bir duruşa bürünmüştü siması.Eskiden onun fiziken Demir'e benzemesine rağmen içinde bir yerlerde Emir'in izlerini taşıdığını düşünürdü.Onun kadar eğlenceli ve pozitif bir doğası vardı.
Ancak şimdi oldukça oturmuş yüz hatları ve beden diliyle Demir'in bir kopyası gibiydi.
Bakışlarını usulca hemen çaprazındaki Zeynep Hanımda gezdirdi.Yılların ona kazandırdığı kırışıklıklara yenilerinin eklenmiş olmasına rağmen naif ve alımlı güzelliğinden hiçbirşey kaybetmemişti.
Keyifli bir kahkaha ile oğluyla şakalaşan Emir ise neredeyse hiç değişmemişti.Farklı görünen tek şey serbest bıraktığı kirli sakallarıydı.Ama onlar bile ona ciddi bir ifade kazandırmaktan çok daha da karizmatik bir hava katmıştı.
Birden onun da kendine dönen bakışları ile çekimser bir gülümseme sundu.Neyseki ondan da en az onunki kadar sıcak bir gülümseme ile karşılık almış olmak içinin huzurla dolmasını sağlamıştı.
Mina'nın sessiz gözlemi sürerken kendi üzerindeki bakışlardan bihaberdi.Fakat onun aksine abisinin kadın üzerindeki bakışlarının farkında olan Defne bu durumdan oldukça rahatsızdı.Çünkü şu an içinde bulundukları saçma durumun tek suçlusu bu kadındı.Sadece oğlundan ve onun babasından değil , hepsinin hayatından çalmıştı yaşayabileceklerini.
Asla onu affetmeyeceğinin sessiz sözünü verirken tekrar nefretle süzdü kadını , düşüncelerini ve hissettiklerini gizleme gereği duymadan.
"Erimcim okula gidiyor musun?" hazırladığı çikolatalı sütü çocuğa uzatıp kendini cevaplamasını bekledi Zeynep Hanım.
"Evet. Ama kreş diyorlar oraya ve büyük okula gitmeden önce bu kadar daha gidecekmişim" iki parmağını kaldırarak oldukça sevimli bir şekilde herkesi bir kez daha gülümsetti.
Oğlunun küçük bir kopyası gibiydi adeta.Yaşlı kadın yıllar öncesine gittiğini hissetti.Tıpkı onun gibi zeki ve hazır cevap bir çocuktu oğlu da.
"Anlıyorum canım.Yeni bir kreş baktınız mı oğlum?" dikkatini Demir'e yöneltti bu kez.
"Hayır anne henüz bunlar için vaktimiz olmadı.Ama herkes için uygun lokasyonda iyi bir yer olacak." Cevap hakkı doğmasına rağmen Mina'nın hala sessiz kalmış olması onun ne kadar gergin olduğunun cevabını veriyordu adama.
Herkesin merak ettiği soru nerede yaşayacak olduklarıydı fakat hiçkimse bunu dile getirmek niyetinde değildi.
"Sen nasılsın kızım? Biliyorum daha yeni geldiniz ama ne yapmayı düşünüyorsun?" ilginin bir anda kendine yönelmesinden oldukça sıkıntı duyarak yavaşça yutkundu.
"Şimdilik ailemin yanına yerleştik.Öncelikle birkaç iş görüşmesi yapmam gerekiyor.Neyseki iyi sayılabilecek bir referans mektubuna sahibim , çok uzayacağını düşünmüyorum.Ama uygun şartlarda Erim'e daha çok vakit ayırabileceğim bir sistem oturtmalıyım" kuruyan boğazını yumuşatan bir yudum su içerek devam etti " Eğer yaptığım görüşmeler tatmin edici şartlar sunmazsa küçük bir klinik açabilirim.Yani şu an biraz karmaşık bir durumdayım."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESARET
Roman d'amour'Güzel de bir gül uğruna sunulmamışmıydı çirkinin kollarına. Gül müydü peki yüreğini kanatan yoksa dikenleri mi?' Modern zamana uyarlanmış Güzel ve Çirkin'in hikayesi...