Adam çıktıktan sonra uzun süre kendine gelemedi Mina. Artık duyguları allak bullak olmuş haldeydi.
Demir söz konusuyken nasıl davranması gerektiğini bilemiyordu. Bazen son derece çekilmez oluyorken bazen de karşı konulmaz etkisine kapılıyordu. Hatta her ne kadar kabul etmek istemese de bir parça ürküyordu.
Olduğu yerde tilkilerini yarıştırırken midesinden gelen sesler gerçek dünyaya dönmesini sağladı. Artık birşeyler yese iyi olacaktı.
Merdivenlerden inerken kızarmış ekmek kokusu burnuna doldu. Ve o kokuları takip ederek mutfağın yerini buldu.
Demir arkasını dönmemiş olsa da kızın geldiğini anlamıştı. Raftan tabakları alırken sanki biraz evvel hiçbirşey olmamış gibi konuşmaya başladı.
"Birkaç gün yardımcılar olmayacağı için başımızın çaresine bakmak zorundayız. " masaya fincanları koyarken devam etti " kocana bakabilirsin değil mi karıcığım " tüm sempatikliğiyle konuşurken kız da sert çıkamadı adama. Cevap vermek yerine dilini çıkarmakla yetindi.
Bu masum hareketi Demir için hiç de masum değildi. Ama şimdilik daha fazla üstene gitmemeye karar kıldı. Birşeyleri oluruna bırakmak en iyisiydi. En azından bir süre.
Sessizlik içinde masaya oturdular.
Bir hayli acıkmış olan karnını doyururken oldukça iştahlıydı Mina.Ufak bakışmalar eşliğinde kahvaltılarını bitirdiler. Masayı Demir hazırladığına göre toplamayı da kendine görev bildi. Kaldırdıklarını makineye dizerken Demir de salona geçip telefonla görüşme yapıyordu.
Kızın eşyalarını aldırmak için birini yönlendirmişti Demir.
Şimdi önlerinde uzun bir gün vardı. İki yabancı için oldukça uzun.
Demir ne yapmaları gerektiğine karar verirken Mina yanına gelmişti. " Eşyalarımı almaya gitmeyi" Demir dönüp kızı yanıtladı " Bir saate burda olur eşyaların "
Konuşabilecek birşeylerinin olmaması ortamı gergin hale getiriyordu. En iyisi eşyaları gelene kadar bir duş almalıydı. Belki çıkıp etrafta gezinebilirdi.
Tabi ya bütün gün durup bu adamla birbirlerine bakamazlardı. Üst kata yöneldi."Nereye sevgilim?"
Arkasını dönmeden merdivenleri tırmanmaya devam etti. "Duşa"Demir çapkın kahkahasını koyverdi "Eşlik etmemi ister misin?"
"Rüyanda görürsün" Mina adımlarını hızlandırıp bir an evvel işini bitirmek için duşa attı kendini. Tabi kapıyı kilitlenmeyi de ihmal etmeyerek.
Duştan çıktığında valizleri yatağın ayak ucunda onu bekliyordu. Hemen küçük olanını açıp kişisel eşyalarına kavuşmanın rahatlığını duydu. Tam giyinmek için eşyalarını çıkarmıştı ki Demir girdi içeri.
Hayır yani neden en olmadık zamanlarda gelmek zorundaydı? Hışımla ekindeki iç çamaşırlarını arkasına sakladı.
Adam kızın çabasını munzur gülümsemeyle izledi tam ona yaklaşıp biraz eğlenmek istiyordu ki cebinde titreyen telefonu hayallerini suya düşürdü.
"Evet. Nerde? Tamam geliyorum."
O sırada Mina da çabucak üzerine salaş elbiselerinden birini geçirdi.
Kıza yaklaşıp başının üstünü öptü. "Sadece birkaç saat olmayacağım canım. İdare edebilirsin değil mi"
Mina başını salladı. Tabiki idare ederdi. Ondan uzakta olması zaten çok iyiydi.
Saçlarını örerken evin içinde dolanmaya başladı. Madem bir ay burda kalacaktı biraz keşif fena olmazdı. Odaların hepsi çok zevkli dekor edilmişti. Ve herbir köşesi onun erkeksi izlerini taşıyordu. Çalışma odasına girince onu biraz daha tanıma dürtüsüyle masasının başına geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESARET
Romance'Güzel de bir gül uğruna sunulmamışmıydı çirkinin kollarına. Gül müydü peki yüreğini kanatan yoksa dikenleri mi?' Modern zamana uyarlanmış Güzel ve Çirkin'in hikayesi...