24. BÖLÜM - GERÇEKLER...

18K 1.2K 21
                                    


İntikam ateşi yakar seni de beni de...


Sen benim tenimde yan kadın,


Ben kül olayım yüreğinde...


Yeniden sev, al beni kat kendine...


Eyşan ve Yağız anlaşmış gibi tüm yol sessizdiler. Arada birbirlerine kaçamak bakışlar atıyor, sonra da yeniden önlerine dönüyorlardı. Eyşan'ın yanakları al aldı, bu da Yağız'ın hem hoşuna gitmiş hemde öfkelendirmişti. Hoşuna gitmişti çünkü küçük bir kız çocuğu gibi tatlıydı bu haliyle, öfkelenmişti çünkü onun kocasıydı ve ondan utanmasını istemiyordu.


Eve geldiklerinde kız sessizce indi arabadan, Yağız da peşinden. Asansörün yanına geldiklerinde Yağız sabırsızca ayağını yere vurup, ritim tutuyordu bu da Eyşan'ı daha çok geriyordu. Sonunda asansör geldiğinde önce Eyşan, ardından Yağız bindi. Yağız göz ucu ile onu izliyordu, tedirgindi, ürkekti ve elleri titriyordu; bu görüntü gülümsetti onu. Poyraz kesinlikle haklıydı, bu kız onu seviyordu. Sonuçta Eyşan önüne gelene kendini teslim edecek bir kız değildi. Ama demin ona resmen kendini teslim etmişti. Hem de ona o kadar kızgınken.


Son kata geldiklerinde yine anlaşmış gibi önce Eyşan ardından Yağız çıktı. Eyşan kapıyı açıp, içeri girdikten sonra kenara çekildi, Yağız da içeri girip kapıyı kapadı ve öylece birbirlerine baktılar bir süre. Eyşan ne yapacağını bilemez gibi kapıda duruyor, nereye gideceğini bilemiyordu. Hayır kocası da bir şey yapmıyor, öylece duruyordu. Tam şuan bir şey demesi ya da en azından tutup ona sarılması gerekmiyor muydu? 'Allah'ım Eyşan, iyice azıttın ha' diye inledi içinden.


Yağız elini ensesine koyup, ovaladı. Sonra gülümsedi, "Burada öylece daha çok mu bekleyeceğiz canım?"


"Ha... Hayır. Odama gideceğim şimdi ben," derken neden kekelemişti ki sanki. İstemiyormuş gibi. "Şimdi giderim yani. Hemen..." of... Kal desene be adam!


"Odana mı?" dudağını ısırdı gülmemek için. "Peki." -Gerçekten odasına mı gitmek istiyordu?


Eyşan ne yapması gerektiğini bilmiyordu, adam da sağolsun ona hiç yardımcı olmuyordu. Sonra odasına doğru yürümeye başladı, başı öndeydi ve adamla göz temasına girmemeye çalışıyordu. Sağa dönüp, koridora doğru ilerledi.


Yağız ise kararsızdı. Çok istiyordu; hem de çok. Onu tedirgin eden de buydu. Bu kadar çok istemesi. O daha tecrübesizdi, canını yakmak istemiyordu. Ama boşanmayacaklardı sonuçta, bir ömür onunla olacaktı ve yakınlaşmaları kaçınılmazdı, bunu bu gece aralarındaki tutkunun yoğunluğundan fazlasıyla anlamıştı. Artık onsuz olmazdı, bundan kesinlikle emindi.


Bir süre salonda bekledi. Sağa sola gitti. Kahve yapıp içti ve balkonda öylece şehrin ışıklarını izledi. Saat gece yarısını geçince aldığı bir kararla hızla kızın odasına gidip, sessizce kapıyı açtı ve içeri süzüldü.


Üzerindeki gömleği çıkarıp, kenara koydu. Kendi giyinme odasından aldığı tişörtle eşofman altını giydikten sonra kızın yanına gelip bir süre onu izledi. Sonra da yatağın diğer tarafına geçti, yavaş yavaş yatağa girdi. Kızı arkadan sarıp, kollarına alınca Eyşan bir an ürkmüştü. Ama Yağız ona doğru dönmesine izin vermedi. Çünkü o kocaman açılmış gözlerini görürse onu öperdi ve asla ama asla durmazdı, duramazdı.


"Şişş... Benim..." dedi sakin bir ses tonuyla. "Sadece seninle uyumak istiyorum."


Adam görmese de Eyşan gülümsemişti ve daha da sokuldu ona. "Tamam," diye yanıtladı aynı ses tonuyla.

RÜZGAR'ın BESTE'si / Y.S.S. I - FİNAL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin