VE SONUNDA FİNAL...
Kalbimin içinde saklıyorum mutlu anlarımızı.
Hadi gel yanıma bekliyorum.
Gözbebeğimde saklıyorum mutluluk yaşlarımızı.
Gülümse birtanem, öpüyorum.
Eve geldiklerinde Rüzgar Çınar’ı, Beste de Meltem’i uyuttu. Odalarına girdiklerinde ikisi de anlaşmış gibi sessizdiler. Rüzgar Beste’yi gözleri ile takip ediyor, Beste ise gözlerini ondan kaçırıyordu ve Rüzgar bunun da ne anlama geldiğini biliyordu, karısı heyecanlıydı şuan.
Beste giyinme odasından eşyalarını alıp çıktı ve “Ben duşa gireceğim,” dedi kaçmak için.
Rüzgar kadının ona bakmadığını bildiği için sırıtmıştı. Bu kadın delirmiş olmalıydı, bu gece gerçekten ondan kaçabileceğini mi sanmıştı? O masum ve akıllı hali sadece dün geceye mahsustu. Bu gece oldukça ateşli ve yaramazdı. Hafifçe öksürdü ve ciddi bir ses tonu ile “Bende gireceğim, bekle birlikte gireriz,” dedi, sanki çok doğalmış gibi bir tavrı vardı.Beste tam banyoya girecekti ki, durdu ve arkasına baktı. Adam üstünü çıkarmıştı bile ve şuan ona doğru yürüyordu. “Anlamadım,” dedi şaşırmış gibi görünerek. Oysa şuan heyecandan ölebilirdi. Bu adamı deli gibi istiyordu.
Rüzgar yavaş bir hareketle pantolonunun üst düğmesini açtı, “Nesini anlamadın? İlk defa mı birlikte duş alalım dedim sana?”
“Hayır da...” Beste bir an eliyle yüzünü yelledi. Neden açılmıştı şimdi o düğme öyle seksi bir hareketle. Allah’ım, bu adam onu öldürecekti aşktan.Yanına yaklaştı Rüzgar, elini saçlarının kenarında gezdirip, yavaşça boynuna indirdi, “Çok güzelsin...” elleri elbisesinin üzerinden göğüslerine indi ve orada da oldukça oyalandı. Beste gözlerini yumacaktı. “Beni özlemedin mi karıcığım?” diye sordu fısıltı ile ve kadını belinden yakalayıp, kendine çekti. “Çünkü ben seni çok özledim Beste. Deli gibi özledim hemde.” Dudakları kadının dudaklarıyla buluştuğunda Beste’nin de elindekiler yere atılmış ve adamın ensesini kavramıştı. “Bence duşu gecenin sonuna saklayalım bebeğim,” diye homurdandı Rüzgar. Kadının üzerindeki elbiseyi sabırsızlıkla çıkarıyordu. “Tabi bu gecenin bir sonu gelirse...” Beste de konuşamadığından başı ile onayladı onu. “Harikasın!” Adam geri geri yürüyüp yatağa attı kendini, kadını da üstüne çekti. “Evet bebeğim,” dedi iki yanına ellerini açarak. “Bu gece seninim. Bana ne istersen yapabilirsin.”
Beste kaşlarını havaya kaldırdı, “Emin misin?”“Kesinlikle. Seninim...”
Beğeni ile dudaklarını büzen Beste, “Harika,” dedi. “Peki kocacığım. Azıcık oyun oynayalım o zaman!” diyerek de ayağa kalktı ve giyinme odasına geçti. Rüzgar da dirseklerinin üzerinde doğrulmuş o tarafa bakıyordu. Karısı görünmüyordu.
“Beste! Hadi bebeğim! Çok özledim seni! Sabırsız bir kocan var, biliyorsun.”
“Geliyorum,” dedi ve beş dakika sonra kapıda göründü. “Geldim...” diye mırıldandı. Bir elini havaya kaldırmış duvara dayarken, diğer elinde bir kelepçe sallıyordu.Rüzgar kadını süzerken yutkundu, “Bunları ne ara aldın?” dedi konuşmaya çalıştığı kadarı ile. Üzerinde siyah bir jartiyer, onu patlatan bir kırmızılıkta iç çamaşırları ve siyah topuklu ayakkabılar vardı. Kafasında da polis şapkası ile, üzerine de polis ceketi giymişti. Altından gözüken sutyeni adamın aklını başından alabilecek derecede seksiydi.
Beste küçük bir kahkaha attı ve elindeki kelepçeleri sallarken “Bugün,” diye mırıldandı. “Seni cezalandırmak için. O olaydan öyle cezasız kurtulacağınızı mı sandınız Rüzgar Soylu? Müebbet yediniz. Sizi aşkın namına kendime mahkum ediyorum!”
Rüzgar kahkaha atarak kendini yatağa attı, “Kanundan ve aşktan kaçılmaz memur bey, sizinim! Hadi verin cezamı!”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜZGAR'ın BESTE'si / Y.S.S. I - FİNAL
RomanceBir sonbahar klasiği... Bir Eylül senfonisi... Geçmişi silinen bir adam. Kendi geçmişini silen bir kadın. Rüzgar ve Beste... Aşkın her halini yaşayan iki genç... Arkadaş, dost ve iki inatçı aşık... Gençliğini onun abisi ile yaptığı çapkınlıkları...