Efsanenin aşkı, baş belası Ecrin ile Aşk Tanem'in Yağmur'u girsin mi sahneye :)
---
Senli benli değil,
Bizli olmalı cümleler...
Masal hikaye gibi değil,
Destansı olmalı sevgiler...
Üzerindeki ağırlık kıpırdanmaya başladığında uykulu gözlerini araladı. Birden üzerinde resmen sere serpe yatan ve geceliği beline kadar çekilen kızı gören Yağız gözlerini acıyla geri kapadı. Şu acınası haline inanamıyordu... İçinden okkalı bir küfür etti. Tam da tahmin ettiği gibiydi şu anda; oldukça baştan çıkmış ve her an kızla sevişebilecek durumda. Kendi haline kahkahalarla gülebilirdi, hani küçüktü kız, hani olmazdı şuan, o zaman kavramını önüne süren aklı hangi cehennemdeydi acaba? Aman ne güzel aklı da başında değildi. Bir an önce duşa girmesi gerekiyordu, bunun için de yataktan kalkması gerekiyordu tabi -Ha bir de kızın üzerinden inmesi gerekiyordu. Bu arada kendi de az değildi, kızı sarmalamıştı kolları ile. Dudaklarını alnına değdirdi ve gülümsedi. Neyseki ateşi düşmüştü. Güzel ve sağlıklı şeylerle hazırlanan bir kahvaltı ile daha çok toparlanırdı. Acaba iyice toparlanana kadar burada kalmayı mı teklif etse? Sonra 'Saçmalama Yağız, kızı huzursuz edeceksin' diye geçirdi içinden. Hem her gece böyle olacaklarsa... İşi işti yani!
Tam bir hamle yapıp kızı yana doğru kaydıracağı an, Eyşan daha bir yerleşti adamın üstüne ve adamın erkekliğine yapılan baskı ile bu sefer canı cidden çok acımıştı. "Ah!" diye inleyip, istem dışı yataktan kalkmaya çalıştı. Şuan kıza rezil olmak üzereydi. Hayır ne zamandır öpüşmeden, okşanmadan tahrik olmaya başlamıştı. Lanet olsun!
O sırada kız da uyandı ve adamla durumunu önemsemeden adamın acı çeken suratına baktı, "Hi bir şey mi oldu? Tekme mi attım? İnanmıyorum ne yaptım?" sesi panik doluydu.
"Ya üstümden kalk ya da altıma-" ofladı ve gülümsemeye çalıştı, "Eyşan... İyi değilim," dedi anlamasını umarak.
Kız üzerinden doğrulunca adam hızla kalkmıştı yataktan, ama ne yazık ki Eyşan adamın halini anlamamış ve tedirgin olmuştu, "Ne? Ne oldu? Dur yardım edeyim Yağız," deyip o da yataktan kalkıp onun peşinden gitti.
"Yardıma geleyim diyor ya, valla ateşle oynuyor bu küçük şey. Sonra suçlu ben olacağım."
Yağız banyoya girmeden kapıda durunca Eyşan da durdu. "Yağız, ne oldu? Neren acıyor? Söyle de yardımcı olayım," demişti ki adam kıza döndü ve onu fazla sert olmamaya gayret ederek duvara yapıştırdı. Kendini de kadına bastırıp, kulağına dudaklarını yanaştırdı. Böyle bir şeyi neden yaptığını gerçekten bilmiyordu. Resmen kendine işkence çektiriyordu. Kısık bir sesle "Neyim olduğunu hissediyor musun?" diye sordu. "Ve hala yardım etmek istiyor musun küçüğüm? Gerçekten bu kadar cesaretli misin?" Kız gözlerini pörtletmiş adama bakıyordu. Bu hali Yağız'ı güldürmüştü, ama gülümsememeye gayret etti. Şuan tek istediği onu öpmekti, ama Eyşan'ın gözlerindeki o korku onu durduruyordu. Tek bir onay bekliyordu, tek bir istek belirtisi... Ama beklediği o onay gelmeyince yavaşça uzaklaştı ondan, "Şimdi ufaklık, iki saniyen var sadece, ya hemen yanımdan uzaklaşırsın ya da benimle duşun altına girer..."
"Tamam tamam gidiyorum. Edepsiz, terbiyesiz. Ben sanki onu mu kastettim?"
"Sen sordun, neyin var, yardım edeyim mi diye? Şimdi edepsiz, terbiyesiz ben mi oldum? Aa..." derken yalancı bir alınganlık vardı yüzünde ve eğlendiği çok belliydi. Kız ise kızgın yüzü, utançtan kızarmış yanakları ile şuan seyirlik bir tablo gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜZGAR'ın BESTE'si / Y.S.S. I - FİNAL
Storie d'amoreBir sonbahar klasiği... Bir Eylül senfonisi... Geçmişi silinen bir adam. Kendi geçmişini silen bir kadın. Rüzgar ve Beste... Aşkın her halini yaşayan iki genç... Arkadaş, dost ve iki inatçı aşık... Gençliğini onun abisi ile yaptığı çapkınlıkları...