Beste eve Rüzgar’dan önce gelmişti ve var olan stres artık tavan yapmıştı. Ellerini birbirine çırptı. “Yandım ben yandım. Düşün Beste düşün!” dedi salonun içinde sağa sola giderken. “Uyumuş numarası yapsam? Yemez. Unutmuş gibi yapsam? Ya da hiçbir şey olmamış gibi? Tövbe bu sefer yüzüme bakmaz.” Sonra sırıttı, “Acaba ‘hadi anlat bakalım’ oynatıp, öyle mi desem? Yada mektup yazsam, aslında farklı ve romantik olur...” demişti ki... Kapı sesi duyuldu. Kendini koltuğa attı önce. Sonra kalktı. Evet ayakta beklese daha iyiydi. Yok ya otursa daha iyi. Rahat rahat. Daha karar verememişti ki Rüzgar içeri girdi.
“Selam, kıskanç cadım. Nasılsın bakalım?”
“Daha oturma pozisyonumu ayarlamamıştım, konuş der şimdi,” dedi kendi kendine.
“Ne dedin, duyamadım küçüğüm?” ceketini çıkarıp, kravatıyla birlikte koltuğa bıraktı.
“Başlama yine diyorum, zaten rezil oldum.”
Rüzgar güldü ve kızın yanına gelip belinden sarılarak kendine çekti onu, “Sen rezil olunca daha mı bi tatlı oluyorsun acaba?”“Rüzgar...” dedi nefes nefese.
“Efendim...“
“Yapma şunu, ne yapıyorsun?” derken adamın kollarında kımıl kımıldı.
“Neyi yapmayayım, mesela şunu mu?“ dudağının yanından öptü. “Veya bunu mu?” Boynundan öptü. Sonra gözünün içine baktı. “Artık durmak istemiyorum. Sana söyleyeceklerimde de yapacaklarımda da özgür olmak istiyorum Beste. Anladık birbirimizi değil mi?”“Hıı, an-anladık,“ derken adam tekrar boynundan öptü onu.
“Beste... Ben... Seni...” her kelimenin ardından dudağına bir öpücük bırakıyordu, “İlk... Gördüğüm... Andan... Beri... Aklımdan çıkaramıyorum. Beste ben sana aşık oldum. Hemde çok ama çok uzun zamandır aşığım...”
Beste duyduğu şeyle gülümsedi. Bu kadarını beklemiyordu. Belki hoşlanma, etkilenme sözcükleri bekliyordu, ama Aşk... İşte bu rüya gibiydi.Rüzgar kaç günün -hatta yılın- özlemi ile yanıyordu. Bugünü, Beste’ye aşkını ilan ederken ki kızın şu mutlu ifadesini kelimelere dökemezdi, çünkü hayalinde bile bu kadar kusursuz değildi. Sonunda kavuşmuştu Beste’sine.
“Rüzgar...”
“Aşkım?”
“Ben de seni sevi...” Sözünü bitirmeden adam onun dudaklarına kapandı. Yıllarca susuz kalmış gibiydi. Böyle bir duyguyu daha önce yaşamamıştı sanki. İlk kez birini öpüyor, ilk kez öpülüyordu sanki. Kızın bal dudaklarında kaybetmişti kendini ve bu kayıp hali çok sevmişti. Kızın dilini esir aldı ve dakikalarca sürdü o esaret. Alt dudağını kavrıyor, kızın inleyişi ile de kendinden geçiyordu.“Beste... Beste’m...” diye inlerken, elleri yavaşça kalçasına indi ve gözleri kapandı o an. “Kalçana bayılıyorum.” Yutkunamıyordu bile şuan, ağzından çıkan seslere de sözlere de inanamıyordu. Dudaklarındaki tat, boynundaki teninin kokusu, ensesindeki küçük, acemi dokunuşlar Rüzgar’ı delirtmişti. Yeniden kızın adını mırıldandı, “Beste’m...”
“Hıı...”Rüzgar gülümsedi ve onu kucakladı. Beste ayaklarının yerden kesildiğini fark edince, bacaklarını Rüzgar’ın beline sardı ve öpüşmenin üstünlüğü Beste’ye geçmiş oldu. Rüzgar’ın sabrı kızın bu hareketiyle son noktaya geldi ve adımları odaya doğru harekete geçti. Durmak istemiyordu. Allah aşkına neden duracaktı ki? Seviyordu, seviliyordu ve bu kızdan ayrılmaya hiç mi hiç niyeti de yoktu. Eli kızın kalçasına ve bacaklarına gidince yavaşça okşadı onları. Bu rüya olmalıydı, inanması zor ama yaşadığı inanılmaz güzellikte bir hayaldi.
Odaya geldiklerinde kızı nazikçe yatağa yatırıp onu izledi. Bal rengi saçları kendi yastığına dağılmış, dudakları öpülmekten kızarmış ve nefesleri düzensizdi. Buğday teni yazdan kalma bronz rengindeydi, bedeni titriyordu. Bu hali de Rüzgar’ı delirtiyor, sabretmesi gerektiğini unutturuyordu.
Üstüne eğilirken tedirgindi ama aynı zamanda mutluydu, korkuyordu ama bu kızı deli gibi seviyordu. Başını boynuna gömdü, derin bir nefes çekti içine; işte yine o koku, diye geçirdi içinden. Bu koku kendi yuvası gibiydi. Bu koku onun unutamayacağı aşkın kokusuydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜZGAR'ın BESTE'si / Y.S.S. I - FİNAL
RomanceBir sonbahar klasiği... Bir Eylül senfonisi... Geçmişi silinen bir adam. Kendi geçmişini silen bir kadın. Rüzgar ve Beste... Aşkın her halini yaşayan iki genç... Arkadaş, dost ve iki inatçı aşık... Gençliğini onun abisi ile yaptığı çapkınlıkları...