Sevgiyi yüreğe düşürmek kolay da onu söze dökmek zor,
Ayrılmak iki kişiye kolay da onu yaşamak olmak zor...
Bir alevden farksızdı yokluğu, içinde yanan bir kor...
Şimdi onsuzsun, mutsuzluğun içinde benden beter ol!
Rüzgar kucağında Çınar ile eve girerken Beste'ye bakıp, fısıldadı; "Bence annemlerde kalabilirdi bu gece Beste."
"Ya ben biliyorum onu, uyanınca sorun çıkarır Rüzgar. Susmaz!" ofladı, "Ya yatağına uyut gel işte, uyanmaz zaten."
"Sakın o elbiseyi çıkarma sevgilim, hemen geliyorum."
Beste kıkırdadı, "Pis şey..." dudağını ısırdı, "Tamam, çıkarmam. Ama gecikme..." adamın kolunu okşadı, "Çünkü senin aksine ben tüm gecelerimizi dün gibi hatırlıyorum ve seni çok özledim."
Rüzgar çektiği nefesi bırakamıyordu, boğulacaktı neredeyse. "İki dakika sonra yanındayım."
Hızla koridorun sonundaki odaya gidip oğlunu yatırdığı sırada Çınar gözlerini açtı. "Baba asal."
"Hayır oğlum, bu bir kabus, ne masalı. Hadi kapat gözünü."
Çocuk dudaklarını büzdü, "Baba asal."
Rüzgar alnını ovaladı ve "Bir varmış bir yokmuş," diye masala başladı. "Bir zamanlar bir kral varmış, kızını kapatmış zindana, sonra bir prens ona elma yedirmiş, bu bayılmış. Sonra başka bir prens gelmiş, bunu öpmüş, bu kız uyanmış. O sırada kızın babası gelmiş, basmış bunları. Adam kaçmak için tutmuş kızın uzun saçını kuleden aşağı sarkıtmış ve hızla inmiş oradan kaçmış."
"Kızın taçı topmamıs mı?"
"Yok. Pantene bambuyla yıkanıyormuş. Çok dayanıklıymış. Maşallah. Neyse bu tüymüş oradan. Sonra bu baba kızına demiş işte, 'Bu çocuk korkak, bir halt olmaz bundan' falan demiş. 'Bırak sen bunu' demiş, 'bak saçını koparacaktı az daha' demiş kız da 'tamam babacığım nasıl istersen' demiş ve baba kız ömür boyu mutlu yaşamışlar. Gökten üç elma düştü, biri krala, biri kızına, uyumazsan az sonra diğeri de sana."
Çınar "Anni!" dedi dudaklarını büzerek.
"Oğlum kurban olayım uyu işte, masal anlattım işte."
Kapıda duran Beste "Sana inanamıyorum Rüzgar ya," dedi başını sallayarak. "Anlattığın masala bak."
"Ne? Yok bir de prens alsın gitsin mi adamın kızını?" diye inledi. "Ben vermem kızımı." Çınar'a baktı, "Sana da kız yok!"
"Ay sen git duş al Rüzgar, ben uyutup geliyorum çocuğu."
Rüzgar kahkaha attı, "O duşa da o yatağa da sensiz girmeyeceğim Beste!"
-(Gece: 04.30)
Rüzgar oturduğu halının üzerinde uyuyakalmışken, Beste de başını oğlunun yatak korkuluğuna koymuş uyuyordu ki elinin kayması ile birden irkilerek uyandı ve yerde uyuyan kocasını görüp gülümsedi.
"İnatçı..." ayağa kalktı, oğlunun üstünü örtüp, kocasının yanına gitti. "Rüzgar..."
"Hıı..." diye homurdandı önce.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜZGAR'ın BESTE'si / Y.S.S. I - FİNAL
Roman d'amourBir sonbahar klasiği... Bir Eylül senfonisi... Geçmişi silinen bir adam. Kendi geçmişini silen bir kadın. Rüzgar ve Beste... Aşkın her halini yaşayan iki genç... Arkadaş, dost ve iki inatçı aşık... Gençliğini onun abisi ile yaptığı çapkınlıkları...