25. BÖLÜM - YENİDEN SEV

3.3K 221 23
                                    

Beste'nin son söylediği söz ile Rüzgar kaşlarını çattı, “Ne yapacağız pardon? Boşanacak mısın benden? Bende peki, deyip öylece boşanacağım senden öyle mi Beste?” öfkeli bir sakinlikti bu, kabaracak olan denizin yavaş yavaş dalgalanması gibi. Yüreğini bir bıçak gibi kesti sözler. Beste ondan ayrılacaktı öyle mi? “Ölürüm de bırakmam seni kadın! Ne demek boşanacağız? İyi değilsin sen Beste! Bu hormonlar saçma sapan işliyor. Boşanacakmış! Hanımefendiye bak! O kadar kolaydı çünkü! Delirmişsin sen!”
“Sensin deli! Tamam mı? Yalancısın sen! Allah bilir daha kaç yalan söyledin bana!” adamın bakışları ile daha da öfkelendi ve “Bana öyle delirmişim gibi de bakma!” dedi.


Rüzgar elinin altındaki tabakları yere fırlattı, “Sen de deli deli konuşma o zaman!” diye gürledi.
Beste çıkan gümbürtü ve adamın sesi ile kulaklarını kapattı. Gözlerine dolan yaşlardan dolayı gözleri yanıyordu. Boşanacaktı evet, çok sevse bile gidecekti. Çünkü adam onunla isteyerek evlenmemişti, ona yalan söylemişti.
“Önce abim tehdit etti diye evlendin, sonra da çocuk yüzünden. Öyle değil mi? Hadi itiraf et!”
“Lan ne saçmalıyorsun? Gerçekten öyle mi düşünüyorsun ya? Kafayı yiyeceğim abi!” derken elini saçlarından geçirdi sinirden.

“Asıl saçmalayan sensin. Bitti Rüzgar. Her şeyden önce bana yalan söyledin.”
“Dinlemeyecek misin beni?” fısıltı halindeydi sorusu.
“Hayır.”
“Peki Beste. Peki güzelim, sen bilirsin!” Mutfaktan çıkarken elindeki bezi sinirle yere fırlattı, merdivenleri ağır ağır çıkarken aklındaki şeyler yüzünden ağzında küfürler dolanıyordu. Söylenecek bir şey kalmamıştı. Karısı onu dinlemiyordu bile.

Beste ise mutfakta yerdeki tabaklara tostlara bakıp, hıçkırmaya sonra da bağırarak ağlamaya başladı. Yavaş yavaş arkasındaki duvara yaslanıp yere çöktü. Bir süre orada oturup ağlamıştı. Bu hormonlar onu gerçekten fazla hassaslaştırmıştı. Sebebi de bir önceki hamileliğinin yalnızlık sendromu olabilirdi.
Bir süre sonra yanına bir gölge düştü. Başını kaldırdığında adamın tebessüm eden yüzünü gördü.
“Sana ağlamıyorum. Şu mutfağın haline bak. Tostlar da gitti. Tabaklarım da kırıldı. En sevdiğim tabaklarımdı bunlar. Pembeli. Onlara ağlıyorum. Üstüne alınma yani! Kırdın hepsini. Günah, tostlarda gitti.”

Rüzgar tam karşısına onun gibi dizlerini kendine çekerek oturdu. Ağladığını duyunca merdivenlerin sonunda durmuş, odaya gidememişti. Aklına tek bir şey gelmişti bu halini açıklayacak: Tabi ki hormonlar!
“Alırım sana aynı takımdan. Oldu mu?”
“Ben bunu seviyordum...”
Rüzgar başını sağa sola sallayarak güldü, “Abin beni tehdit etti Beste doğru. Eğer seninle evlenmezsem, seni alıp götürmesi gerektiğini söyledi. Çünkü seni koruması lazımdı. İlişkimizi de ona dedikoducu kuşlar söylemiş,” derken kızın burnunu sıktı.

“Sensin dedikoducu.”
“Nasıl da hemen kendini biliyor,” derken eğilip kızın çıplak dizlerini öperek başını dizlerinin arasına koydu ve devam etti. “Sonra ben kabul etmedim. Ne seni almasını istiyordum, ne de tehdit edilerek evlenmeyi, ama yine de sensizlik gözümü daha çok korkutuyordu, o an için abin seni almasın diye kabul ettim, tamam evleneceğim, dedim. Evet seviyordum, deli gibi aşıktım sana ama evlilik gözümü korkutuyordu işte. Başka bir sebebi yoktu.” Derin nefes aldı. “O gün gece yarısına kadar dışardaydım. Yürüdüm saatlerce, sensizliğin başıma nasıl bir bela açacağını, sonum olacağını düşündüm. Gece eve geldiğimde sen uyuyordun. Sana baktım ve o an seninle gerçekten evlenmeyi istedim. Yani abin tehdit etti diye değil, sana aşık olduğum için o gece sana evlenme teklifi ettim. Yemin ederim Beste.”

Kadın gülümsedi. O geceyi hatırlıyordu. Birden evlenme teklifi etmişti ona. Kocasına sarıldı ve “Birdaha ne olursa olsun bana yalan söyleme!” diye sinirle söylendi.
Rüzgar uzanıp burnunu ısırdı, “Tamam süpürgesiz cadı. Tost?” dedi gözlerini kısarak.
“Hayır, yemeğe çıkaracaktın beni, üç kağıtçılık yapma! Tostla kandıracak.”

RÜZGAR'ın BESTE'si / Y.S.S. I - FİNAL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin