Neden olmuyor sevgilim,
Neden hala doya doya öpemiyorum
O aşk akan dudaklarını...
Neden dokunamıyorum beni kavuran
Ateş gibi olan bedenine...
Ben neden özgür değilim sende,
Sen neden tutuyorsun kendini söyle?-*-
Eve geldiklerinde yorgunlardı. İkili birbirine bakıp gülümsedi. Rüzgar oflayıp arkadaki duvara yaslandı ve Beste’yi kendine çekip sarıldı. “Deli gibi korkuyorum.”
“Başaracak...” diye mırıldandı kız.
“Peki ya biz?”Beste yavaşça uzaklaştı, “Biz derken?”
Rüzgar başını geriye atıp, tavana baktı, aynı anda da derin derin nefesler alıyordu. Bir iki saniye öyle kalıp, başını eğdi ve Beste’nin gözlerinin içine baktı. “Biliyor musun bazen salak numarası yaptığını düşünüyorum Beste’m.”
“Sensin salak Rüzgar! Allah Allah!” başını yana çevirdi önce, sonra adamı itti, “Git ya, dokunma bana. Bırak!”
Rüzgar kahkaha atarak onu kendine çekti. “Bırakmak mı? Aklımı senin gibi peynir ekmekle yemedim. Ne derece yakın olacağımızı ben karar veririm Beste, çünkü ben senin aksine ne olduğumuzu da kim olduğunu biliyorum.”Beste kaşlarını havaya kaldırdı gülerek, “Kimmişim ben?” ellerini boynuna doladı.
Rüzgar kızın teması ile “Ah!” diye hırladı ve dudakları Beste’nin dudakları ile buluştu. Dili cambazlık edip, kendine girecek bir an bulduğu an içeri süzüldü ve Beste’nin tüm savunmasını talan etmişti.
"Kimim ben?” diye inledi kız kendini adamdan uzaklaştırıp, meydan okuyarak ona bakarken.
“Benim Beste’msin! Rüzgar’ın Beste’sisin. Sadece benim, başkasının olamazsın! İzin vermem!” dedi ve yeniden kızın dudaklarında hakimiyet kurdu. Artık durmak istemiyordu. Yeterince acı çekmişti, yeterince beklemişti. Hem bedenen, hem ruhen çekmişti o acıları... Artık mutlu olma ve aşklarını özgürce yaşama zamanıydı.“Beste! Durmayalım... “ dedi, arzudan boğuklaşmış sesiyle. Tüm bedeni alev almış ve şimdiden sertleşen erkekliği onu zorlamaya başladı. Ama yavaş olacaktı... Elinden geldiğince Beste için bu geceyi unutulmaz kılacaktı. Tabi kendi içinde unutulmaz olacaktı... (!)
“Durma!” diye emretti Beste.
Beste’den onay alınca, kızı taşıdı. Beste’nin bacakları beline dolanmıştı. Adam kızın kalçalarından tutarak odaya doğru ilerledi. Yolda ne dudakları ayrılmıştı ne de elleri kalçalarında rahat durmuştu. Yatağa uzanacakları zaman Rüzgar durdu.“Bir saniye,“ dedi gülerek. Bu gece hiçbir şeyin onları engellemesini ya da hızlarını kesmesini istemiyordu. Önce kendi telefonunu kapattı, sonra Beste’ninkini alıp onu da kapattı. Beste tatlı bir kahkaha atınca, Rüzgar kıza birdaha aşık oldu. “Of Beste ölüyorum sana!” diye inleyerek dudaklarına tekrar yapıştığında artık onu durduracak hiçbir şey kalmamıştı. Ama hızını arada kesiyor, kendini tutmaya çalışıyordu. Önceliği Beste’ydi.
Üzerindekileri yavaş yavaş çıkarırken, alışması için ona zaman tanıyor ve kendine de bir güzel işkence çektiriyordu. Kadının adamı deli eden bedeni artık karşısındayken nefes alışları sıklaşmış, dudakları çıplak kalan yerlere tüy gibi öpücükler bırakmıştı. Kulağına eğildi ve “Sende beni soy bebeğim,” dedi.
Beste’nin yanakları kızarmış, ama adamın dediğini de içinden gelen aşkın ve tutkunun cesareti ile yapmaya başlamıştı. Önce tişörtünü yavaşça çıkardı üzerinden. Tamam onu defalarca üstsüz görmüştü, ama dokunmak, onunla bu şekilde olmak başkaydı. Kaslı kolları, göğsü daha bir iri geldi ve ellerini onların üzerinde gezdirdi. rüzgar başını arkaya atıp, kendinden çıktığına inanamayan bir ses çıkardı ve “Devam et!” diye emretti.Beste bu sefer pantolonuna yöneldi. Önce kemerini çözdü, ardından da düğmeleri... Kotu üzerinden yavaş bir hareketle indirmeye çalışırken, Rüzgar da ona yardımcı olmuştu ve şimdi aralarında sadece iki küçük ve ince kumaş parçaları kalmıştı.
“Sıra bende...” dedi ve önce dudakları aşağıdaki ince kumaş parçasında dolandı, sonra yeniden yukarı çıkıp, göbeğine ıslak öpücükler kondurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜZGAR'ın BESTE'si / Y.S.S. I - FİNAL
Roman d'amourBir sonbahar klasiği... Bir Eylül senfonisi... Geçmişi silinen bir adam. Kendi geçmişini silen bir kadın. Rüzgar ve Beste... Aşkın her halini yaşayan iki genç... Arkadaş, dost ve iki inatçı aşık... Gençliğini onun abisi ile yaptığı çapkınlıkları...