Dreth karanlık ağırda gözleri yaşlı bir şekilde yatıyordu. Çok üşüyordu. Babası sırf ona bakınca sinirinin bozulduğu için onu ahıra kitlemişti. Zavallı annesi ise onu durdurmaya çalışmıştı. Ama babası annesini dövmeye başladı. Halende dayak yiyordu. Dreth'in 15 yaşındaki vücudu çok zorlanmıştı. Bir dantianı vardı ama babası sırf pislik olsun diye onu okula kayıt etmiyordu. Dreth babasının verdiği taşıma görevleri sayesinde şu an 3. Seviye savaşçı idi. Dreth'in hayatta tek korktuğu şey yılanlardı. Bir yılanla aynı ortamda bulunma düşüncesi bile onu ölesiye korkutuyordu.
Birden sağından gelen sesle irkildi. Baktığında gördüğü şey ile şehri inletecek bir çığlık attı. Gri bir yılan sürünüyordu. Dreth hemen samanların üzerine atladı. Yılan Dreth'i fark etmişti fakat ona saldırmayı düşünmüyordu. Yılan sürünmeye devam ederken
Dreth'e gittikçe yaklaşmıştı. Dreth bunu görünce çılgına dönmüştü."yaklaşma banaaaaa!!!"
Dreth eline ne geçerse yılana fırlatmaya başladı. Tahta parçaları, saman, taş ne olursa. Tahtalardan biri yılanın kafasına isabet etti. Yılan yerde kıvrandıktan sonra kafasını yukarı kaldırıp sinirle Dreth'e baktı. Artık ona saldırmak istiyordu. Ona doğru sürünmeye başladı. Bunu gören Dreth şeytan görmüş gibi arkasını döndü ve ahırın duvarına bastırmaya başladı.
Korkudan gözü dönmüş olan Dreth'in gücüne dayanamayan duvar parçalandı. Nede olsa bu duvar 3.seviye bir savaşçı için kolayca yıkılabilecek birşeydi. Korkuyla dışarı çıkan Dreth ahırın yanındaki eve koştu. İçeri girdiğinde babası koltukta oturuyor annesi ise yüzünde morluklar ile yerde ağlıyordu. Ama Artık yeterdi. Kendine acımıyordu fakat annesini bu şekilde görmek onun içini parçalıyordu. Öfkeyle babasına baktı.
Babası ayağı kalktı ve sert bir şekilde konuştu.
"lan piç ahıra geri dön yoksa seni mahvederim!"
Dreth şimdiye kadar babasına vurmamıştı çünkü bunun kötü bişey olduğunu biliyordu. Ayrıca insanlar onun babasını dövdüğünü duyarsa kötü söylentiler çıkardı. Ama canına tak etmişti! Bıkkınlık ve kısık ses ile ağzından şu kelimeler çıktı.
"Benimle uğraşma..."
Sunu duyan babası gülmeye başladı.
"Sen adam mı oldun beni tehdit ediyorsun?"
Babası hızla Dreth'in yanına geldi ve bir tokat savurdu. Dreth babasının bileğini yakaladı. Adam elini çekmeyi denesede milim oynatamıyordu. Dreth 3. seviye bir savaşçıydı ama o adamın daha dantianı bile yoktu. Yani bu Dreth için çocuk oyuncağıdı. Dreth babasının kolunu kavradı. ve onu çekerek karşı duvara fırlattı. Duvara çarpıp yere düşen adam belini tutarak ayağa kalktı. Yanındaki masada duran bıçağı aldı ve küfürler savurarak Dreth'e doğru koşmaya başladı. Mesafe kapanınca adam bıçağını gelişine salladı. Dreth eğildi ve babasının kolunu tutup dizi ile tam ortasına vurdu. Kolu kırılan adam yere düşüp kıvranmaya başladı. Ve Dreth'e iğrenç gelen sesi ile konuştu.
"Ne ara dövüşmeyi öğrendin lan?!"
Dreth gülümsedi ve cevap verdi.
"ahırın sütünları neden sürekli kırılıyor sanıyorsun."
"Onlara ne kadar para harcadım biliyormusun!!"
"Son anlarında bunu düşünmemelisin."
Annesi olaya müdahale etmiyordu çünkü oda bunun bitmesini istiyordu. Ayrıca askerlere bunu haydutlar yaptı diyebilirdi. Adam son gücü ile kalkıp sağlam koluyla bir yumruk savurdu. Dreth bu yumruğu savuşturmadı. Yumruk yüzüne çarpınca bir balon çarpmış gibi hissetti. Çünkü bu adamla arasında epey güç farkı vardı. Dreth bıçağı hızla babasının boğazına sapladı. Babası boğazını tuttu ve diz çöktü. Yer kırmızı renkle boyanırken Dreth huzur içinde izliyordu. Öldürmek güzel gelmişti. Ama Dreth bir psikopat değildi. Ona güzel gelen şey babasını öldürmekti. Arkasına dönüp annesine baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dreth
FantasyKarşısında milyonlarca kişi duran adam konuşmaya başladı. "neden hala devam ediyorsunuski? Zaten 2 milyon kişi öldü bile." Ordunun önündeki yaşayan bir dağı andıran adam öne çıktı. "bunu bizden tanrılar istiyor!" Adam kafasını salladı ve ayağını ye...