Bölüm 40 - O öldü

1.4K 132 19
                                    

Olimpos'un kimse tarafından görünmeyen gizli bir yerinde rengi hafif maviye kayan bir portal oluştuşmuştu. Üçlü portaldan çıkınca Illınad duvardaki çatlaktan dışarı baktı.

"lanet olsun!"

Tüm titanlar Kronos'un önünde diz çöküyordu. Bir ihtimal Medusa sayesinde titanları yenebilirlerdi. Fakat Kronos farklıydı. O bir tanrı titandı. Zeus'un, Hades'in ve Poseidon'un babası idi. Dreth Kronos'u görünce öfke ile konuştu.

"ne yapacağız?"

"ben Kronos'un dikkatini çekeceğim. Sen ise Medusa'nın başı ile onları hakla."

Dreth kafasını salladı ve rüzgara dönüşüp koşmaya başladı. Bunu babasından öğrenmişti. O bir yarı tanrıydı ve rüzgar elementi onun için çocuk oyuncağıydı. Dreth önüne gelen sütun ve duvarları aşarak Kronos'un arkasına geçti. Artık enerjisini gizlemesine gerek yoktu. Luke'un güçleri gittiğinden dolayı enerjisi bu devasa varlıklar tarafından hissedilmezdi.

Artık büyücülük gücü dünyadaki çoğu insanla aynıydı. Hatta ondan üstün binlerce insan vardı. Ama savaşçılıkta ona karşı koyacak biri yoktu. Bunu daha önce açıklamıştık. Dreth Kronos'un arkasındaki dağa çıktı. titanlar onu hala görmemişti.
Dreth yüzüğünden kafayı çıkardı ve yıldırım titanının gözlerine doğrulttu.

Parlamaya başlayan yılanlar ile Medusa'nın başı yeniden hayat bulmuş gibiydi. Ağzını açarak dişlerini gösterdi ve titanı taşa çevirmeye başladı. Dönüşmeden önce havaya bakarak çığlık atan titan artık bir heykelden ibaretti.
Kronos öfke ile arkasını döndü.

"davetsiz bir misafirimiz var!"

Toprak ve hava titanı elementlerini fırlatırken Dreth rüzgar modunda etrafta zik zak çizerek saldırılardan kaçıyordu. Yoldayken kılıcını çoktan çekmişti. Medusa'nın başını ise yüzüğüne koymuştu. Dreth toprak titanının ayaklarına basıp kafasıma doğru koşmaya başladı. Titanın vücudundan çeşitli ağaç kökleri çıkarak Dreth'i durdurmaya çalışıyordu.

Yarım dakikanın ardından Dreth Titanın kulağına ulaşmıştı. Kılıcını çekti ve kulaktan içeri atladı. Karşısında kulak zarı duruyordu. Elinde karanlık elementini oluşturdu ve büyütebileceği kadar büyülterek fırlattı. Dışardan bakıldığında titanın sol kulağından büyük bir hava dalgası gelmişti. Ardındanda kanlar.

Dreth rüzgara dönüşerek titanın anlının üstüne geldi. Ardından yüzüğünden kafayı çıkarıp ileriye atladı. Havadayken kafayı titanın gözletine tutmuştu. Sonuç... Bir devasa heykel daha. Dreth'in gözleri Kronos'a kaymıştı. Illınad ile dövüşüyordu. Kronos devasa elini kaldırarak yerdeki Illınad'a savurmuştu. Illınad ise iki eliyle yumruğu tutmuştu. Etrafta oluşan dev göçükler çarpışmanın ne denli güçlü olduğunu gösteriyordu.

Illınad titreyen kolları ile yumruğu daha fazla tutamayacağını anladığında rüzgara dönüşerek yumruğun içinden geçmesini sağlamıştı. O sırada gökten ışıklar saçılmaya başladı. Dreth meraklı gözlerle göğe bakıyordu. Yarılan bulutlardan ışıktan oluşmuş bir ejderha çıkmıştı. Bu ejderin üstünde ise Serio vardı.

Ejderha gözle zar zor görülecek hızda Kronos'a kafa attı. Çarpışma olur olmaz büyük bir patlama tüm toprakları ve kayaları etrafa saçmıştı.
Birden yeri göğü inleten bir ses duyuldu. Bu ses o kadar güçlüydüki Dreth'in, Serio'nun, Illınad'ın ve hatta Kronos'un bile kulağı kanıyordu.

"ses çıkarmayı bırakın! Uyumaya çalışıyorum!"

Dreth bu kadar güçlü bir sesin nereden geldiğini az çok tahmin edebiliyordu. Bu kişi Deathwing'ti. Sadece konuşmasıyla tanrıların kulaklarını kanatacak biri! Dreth bunu anladığında Deathwing'i yenmek için binlerce yıl çalışması gerektiğinide anlamıştı. Ama onun bilmediği şey Deathwing'in evren yok olmasın diye yapabildiği kadar düşük bir sesle fısıldamış olmasıydı.

DrethHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin