Part 1 *Bizim Ekip*

40.2K 849 306
                                    

Düzenlenen bölümlerde, bölüm sayılarının yanında başlıklar da bulunmaktadır ❤️

Sizi seviyorummmm, iyi okumalar! 🌻

"Yapacak bir şey yok." diye başladım cümleme. Dilara, yine efkar kasıyordu. Sınavları kötü geçiyordu ve bu onu gerçekten üzüyordu. Derslerine önem veren bir kızdı.

"Sağ ol Hazan. Verdiğin moral içimi rahatlattı." diyip göz devirdi Dilara. O haline kıkırdayarak ciddileştim. "Kızım kötü geçti dediğin sınavdan 80 aldın. Liseliyiz biz! Nesi kötü? İnek mi olalım? Saman yiyip her sınavdan yüz alıp, egomuzu öyle mi kasalım? Güzelliğimiz yeter." dedim ve topuzumdan fışkıran saçları arkama attım.

Tamam fazla ciddileşememiş olduğumuzun farkındayım. Ama saat 3. Nasıl ciddileşeyim? Uykum var lan. "Bana ne." diyip omuz silkti Dilara.

"He ananın cebi Dilara! Ne diyeyim şimdi?" dediğim sırada telefonu çaldı Dilara'nın. Kendimi, yarım dakikalığına falan sessize almaya karar verdim.

"Hıh, annem arıyor!" Dilara'nın hali fazla komiğime gitti ve kahkaha patlattım. O da kafama bir tane patlattı ve çenemi kapattım.

"Efendim anniiş?" diye açtı telefonu. Kısa bir süre dinledi ve devam etti. "Hazan'lardayım anniş." Durdu, tekrardan devam etti. "Saat üçse n'olmuş anniş? Sen Bernoş teyzeme güvenmiyor musun?" Dediği kelime ile gözlerim kocaman açıldı, gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdığımda, devam etti. "Tamam, Bernoş'a güvenmiyorsan gelirim anniş. Bana o koymaz ama... 50 yıllık dostunun evinde kalmama izin vermemen, ah... Kaldıramıyorum."

Fena pot kırmıştı! 50 yıllık dost da neydi? Kadına küfür etse; eminim daha az acırdı... "Yok be anniş, sana neden 50 yaşında diyeyim? Çüş yani. Sen ki, 18'lik kı-" Sevgi teyzem, sözünü kesmiş olmalı ki dudağını ısırdı. "Abartmayayım o zaman ama-" sustu. "O zaman yarın görüşürüz anniş." Diyerek telefonu kapattı.

Ellerini uzattı. Ben de hızla çaktım. Bizim evde kalma izni aldığını anlamak zor değildi. Aynı mahallede oturuyorduk zaten. Evimizin arası 2 dakikaydı. "Nasıl başardın?" dedim.

"Berna teyzeme güvenmiyorsun dedim kız işte." diyip güldü. Berna, annem. Babamın olmaması üzerine, tüm zorlukları üstlenen annem...

"Hadi yatalım artık be!" dedim ve yatağa girdim. O da yanıma yattı...


Sabah gözlerimi açtığımda, dışarıda yağmur yağdığını gördüm. Şimdi narin bedenlerimiz, dışarıda üşürdü. Bu havada okula gitmezdik değil mi? "Lan, yollu. Dilaraa. Uyan!" diyerek Dilara'yı uyandırmaya çalıştım.

ÇALIŞTIM.

Tabii ki uyanmadı, iyi misiniz? Planlarıma göre, direkt kafeye geçerdik. Maddi durumumuz muhteşem değildi. Kenar mahallenin birinde, maddi durumumuz ne kadar iyi olabilirdi Allah aşkına?

Ailemiz ne kadar istemese de, inat etmiş, okul çıkışlarında çalışmak istiyoruz diye diretmiştik. En sonunda, dayanamayıp izin vermişlerdi. Kafe dediğim büyük bir yer değildi zaten. Bizim mahallede oturan Ahmet amcanın kafesiydi.

Maşuka Kafe...

Maşuka nerden mi çıktı? Bizim mahallenin adı, Maşuka... İzmir'in, bir kenar mahallesi işte.

Dilara'yı uyandıramayınca yatağımdan çıktım ve hafifçe gerindim. Pijamamın paçası dizime kadar sıyrılmıştı. Ne kadar becerikliydim ben öyle? Kapımın hemen yanındaki aynaya baktığımda, topuzumun benim gibi yıkılıp, ensemde sürüm sürüm süründüğünü gördüm. Kendi halime gülüp, odamdan çıktım.

Maşuka Mahallesi (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin