Part 7 *İstifa*

7.3K 354 94
                                    

Kağan TÜRKER'den

"Annem, iyi bak kendine. Ben çıkıyorum okula gideceğim. Gelirken ilaçlarını da alırım." dedim ve hasta annemin elini öptüm.

"Tamam oğlum, yorma kendini fazla." diyen annemin, üzerini örttüm ve çantamı sırtıma alıp evden çıktım.

Cebimden, sigara paketimi çıkarttım ve içinden aldığım bir dal sigarayı, dudaklarım arasına yerleştirip, yine cebimden zorla bulduğum çakmakla yaktım.

Dumanı, içime çekerken, ciğerlerime aynı anda hem işkence, hemde iyilik yaptığımı hissediyordum.

Yolda yürürken, ileride bir kız gördüm. Üzerinde, yırtık siyah bir pantolon vardı. Yağmurlu havada, göbeği açık kırmızı tişört giymişti. Deli olmalıydı!
Yaza giriyor olabilirdik fakat hava bazen, bugün olduğu gibi, bozabiliyordu.

Boyalı sarı saçlara sahipti. Düzgün bir fiziği olduğu anlaşılıyordu. Yıkık dökük duvarın arkasında, iki kızı birden duvara yapıştırmıştı. Müdahale etmesem, ikisini de orada öldüreceği çok açıktı.

Çantamı kaldırıma bırakıp, sigaramı yere attım ve ezerek söndürdüm. Kızın yanına yürüdüm. "Hey, sen!" diyerek kızı belinden tutup kaldırdım ve diğer kızlardan biraz uzaklaştırdım. Birinin gözü mor, diğerinin burnu kanlıydı.

"N'apıyorsun sen? Kimsin?!" diye bağırdı kız. Kulağımı tutma isteğimi bastırıp, dayak yemiş olan iki kıza döndüm. "Bence kaybolun."

İkisi de toz olurken, kızı yere bıraktım. "Ne yapıyorsun ya? İkisini de diri diri gömecektim ben buraya!" diye bağırdı kız. Öyle sinirliydi ki, zayıf bedenine rağmen, nasıl yumruk attıysa elleri kızarmıştı.

"Diri diri mi? Kızları öldürüyordun be gelmesem!" dedim sertçe, kendi hayatını karartmaya mı niyeti vardı?

"Kes sesini! Buna karışamazsın." Dedi, aksi bir tavırla.

"Öyle bir karışırım ki!"

"Vay, beyimiz kendini beğenmiş," diyen kıza sertçe baktım. İyiliğini düşünmek de suç olmuştu...

Bir süre sessiz kaldık. Kız, ellerini avucuna göreceğim şekilde kaldırdı ve gülümsedi. Yanağında gamzesi çıkarken, masumca baktı. "Kusura bakma, ben sert çıktım biraz. Sadece, fazla sinirliydim. Pardon." dedi ve kendini kaldırıma attı. Yorgun duruyordu bayağı.

"Önemli değil, herkes her zaman güzel şeyler yaşamaz sonuçta. Anlatmak istediğinde, dinlerim." Gülümsedim ve devam ettim. "Ee, adın?"

Gülümsedi ve "Anka." dedi.

"Zümrüt-ü Anka ha?" derken güldüm. Anka da başta kaşlarını çatsada, az sonra gülüşüme dahil oldu.

"Sen kimsin?" diye sordu Anka. Kaldırımda otururken, cebimden sigaramı çıkardım, "Kağan ben." dedim ve sigaramı yakmaya çalıştım. O sırada, dudağının kanadığını gördüm. Az önce olmuş, olmalıydı.

"Ben de ondan alabilir miyim?" diye sordu Anka.

"Hayır. O zararlı." dedim ve içmesine izin vermedim Anka'nın.

"Tek bana zararlı değil ya! Sen içersen, ben de içebilirim." diyerek dudaklarımın arasında yanmakta olan sigarayı aldı Anka ve kendi dudaklarının arasına koydu...

Elimi istemsizce, Anka'nın dudağının kanayan yerine getirdim ve baş parmağımla, yavaşça sildim.

"Yara almışım sanırım." diyerek güldü Anka, çok masum ve bir o kadar yaralı bir kıza benziyordu.

Maşuka Mahallesi (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin