Ben geldim, özlediniz mi bizi? Neyse, sondaki kısacık yazıyı okuyun efenim. Sizi seviyorum, bölüme geçebilirsiniz.❤️
6 yıl sonra, İstanbul
Yanıbaşımda çalan alarmımı göz kararı bulup, kapatmıştım. Gözlerimi açtım. Saat, 8'e geliyordu ve benim 9'da çekimim vardı! Nasıl yetişecektim? Hızla ayağı kalktım. Üzerime, kalem şeklinde dizimin üzerinde biten bir elbise giydim. Saçımı, at kuyruğu yaptım.
Evimin merdivenlerinden koşarak inerken, ayakkabılıktan ayakkabılarımı alıp, giydim. Evden çıktım. Çalan telefonumu fark ettiğimde, acele ile konuşmaya başladım.
"Efendim, anneciğim?"
"Kızım, nerede kaldınız? Hani 6 yıldan sonra, bugün dönüyordunuz?"
"Uçak biletimiz 8'de. Geleceğiz inşallah, Dilara'da işlerini bitirebilirse. Olmazsa da, yarın söz." Derken açtığım arabanın yolcu koltuğuna çantamı bıraktım, bende etrafından dolaşıp, şöför koltuğuna oturdum.
"Hazan, yetmez mi kendinize çektirdiğiniz? İş, iş, iş, iş... Sıkılmadan yapıyorsunuz. Amacınız ise, Kağan'ı unutabilmek. Yapabileceğinizi mi düşünüyorsunuz siz? O sizin---" derken annemin ağladığını hissedebiliyordum.
"Anne, tamam. Konuşma saçma yerlere gidiyor ve ben duymak istemiyorum. İşe geç kalacağım. Görüşürüz." Diyerek kapattım telefonumu.
Arabamı kaldırırken, biraz debriyaja bastım ve vitesi 1'e attım. Hareket ettiğinde, 3'e çevirdim. Biraz gittikten sonra 5 yaptım. Hızlı bir şekilde giderken, gözümle ışıklara bakıyordum. Kırmızı gelmemeliydi, geç kalırdım.
•••••••••••••••••
Aynı zamanda, KURTOĞLU Bilişim FirmasıDilara işini severek yapıyordu. O, Solutions architect*'ti. (*Genellikle bilişim alanında faaliyet gösteren firmalarda sorunları çözmekle yükümlü olan kişi)
Ama şimdi içi kan ağlayarak da olsa, istifasını vermişti. Artık İzmir'de kendisine göre bir iş bulup, devam etmesi gerekiyordu. Korkuyordu, oraya gitmek istemiyordu. Burada, Hazan'dan başka orayı hatırlatan kimse yoktu... Ama ya orası? Orada herkeste bir Kağan olacaktı. Belki gülüşü, saç şekli, giyimi, yüreği... Unutulmadığına emindi onun, ama anne ve babasının yokluğuna da dayanamıyordu. Çalan telefonuna baktı, Hazan arıyordu.
"Efendim, Hazan?" Diye sordu. Üzerinde, siyah kadınlar için özel tasarlanan klasik takım elbise bulunuyordu.
"Akşam 8'e bilet aldım, aşk. Gidiyoruz."
"Akşam 8'mi? Çok erken..." dediğinde, güçlü olması gerektiğini tekrarladı, Dilara.
"Dilara, evet çok erken. Ama bizim için 5 yıl sonrası, 15-20 yıl sonrası da çok erken olacak. Çünkü biz, unutamayacağız. Belki de, yarın mezarına gidip, özür dilemeliyiz Kağan'dan."
"Yapamam, Hazan. Olmaz!" Diye bağıran Dilara ile, gerekli gereksiz herkes başını ona çevirmişti. Çoğundan, konum olarak üstündü.
"Derhal önünüze dönün!"Telefondan, Hazan konuşmaya başladı hemen. "Dilara, milleti haşlama lütfen!"
"İyi değilim ben, Hazan..."
"İyi olmak zorundayız, Dilara. Akşam 8'de hazır ol."
••••••••••••••••
Çekim yapılacak alana geldim. Sarp beni bekliyordu. Evet, Gök Sarp Vurgunlu. Bu gün ki dergi çekimimde, aile fotoğrafı esas alınacaktı. 2 bebek, bir anne ve bir de baba.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maşuka Mahallesi (TAMAMLANDI)
Novela JuvenilHazan, biricik annesi ile Maşuka Mahallesi'nde yaşıyor. Maşuka Mahallesi... Bir mahalle ne kadar sıcak olabilir? Dedikoducu, pardon... Halka bilgilendirme yapan bu kadar kokuşuk, pardon... Ponçik teyze varken? Gençler, ailelerine yardım için, mah...