Part 19

3.3K 178 98
                                    

Haydi ama Hazan! Bir sakinleş, nefes al-
"Hanım efendi iyi misiniz?" Lavabonun kapısı açılmıştı. Bana hızla gelen kadının, yüzümdeki kanı görünce ağzı açılmış olmalıydı.

"Durun, dokunmayın." Derken kenardaki otomatik peçetelikten peçete aldı, biraz ıslatıp kanlı kısımların üzerinde dolaştırdı. Aynadan görebiliyordum.

"İyi misiniz? Ne oldu böyle?" Dedi bakışları ile üzerimi tararken, başka bir yerimde yara var mı diye bakıyor olmalıydı.

"İyiyim, sanırım... Önemli değildir eminim, lütfen sizde bahsetmeyin kimseye." Diyerek ellerimi yıkadım ve enseme götürüp hafifçe ıslattım.

"Bakın, kimseye söylemem tabi ama doktora görünmelisiniz..."

"Fikriniz için teşekkürler, ama bunu yapmayacağım. Önemsiz bir kanama sadece, saolun tekrar." Derken arkamı döndüm ve gülümseyerek lavabodan çıktım. Dudağımı ısırdım, hızlı adımlarla yürüdüm.

Masaya geldiğimde, Sarp telefonuyla ilgileniyordu. "Geldin mi? Hazan! İyi misin? Bu suratının hali ne böyle?" Dikkati esmer tenime inat beyazlayan yüzüme kaymış olmalıydı.

"İyiyim, harikayım. Şey, yemek mi yesek? Acıktım da..."

"Emin misin? İyi gözükmüyorsun..."

"Dedim ya, hiç böyle bomba gibi olmamıştım!" sesimi sonlara doğru alçaltıp, başımı çevirmeden etrafımda göz gezdirdim ve tekrar konuştum. "Şey... Fırat nerede?"

"Az önce çıktı-" Gözleri arkamda sabitlendiğinde, neler olduğunu anlayamayıp, omzumun üzerinden ardıma baktım.

Çağrı geliyordu, gözleri yüzümde dolandı. Adımları hızlandı ve Sarp'ı umursamadan dizleri üzerinde çöküp yüzüme dokundu.

"Neyin var senin?"

Ne diyeceğimi bilemeyip gözlerinin içine baktım. Aslında, birazdan boynuna sarılıp hıçkıra hıçkıra ağlayacağımın farkındaydım. Nasıl yapmazdım zaten? O bana hatırlatmıyor muydu geçmişi...

"İyiyim Çağrı..." dedim Sarp'ın gözlerini üzerimde hissedip. Biraz geri çekildiğimde, o da konumunun yeni farkına varıp ayağa kalkmıştı.

"Şey o zaman-" sözü, bana çok tanıdık gelen sesle kesildi. "Hayatım! Seni bekliyordum."

Başımı çevirdiğimde, lavabodaki kız gelmişti yanımıza. Şimdi daha dikkatli inceleyebiliyordum onu. Hafif balık etli, kısa kahverengi saçlı, üzerine yakışan kot etek ve bedenini saran kırmızı kazakla güzel gözüküyor gibiydi. Çağrı yutkundu, Sarp ve benim üzerimde gözlerini gezdirdi. Hiçbir şey hissetmiyordum, hissizleşmiş gibiydim.

Çağrı, hareketlendi ve kızın elini tutup konuştu. "Nişanlım, Defne. Defne, bu arkadaşlar da Hazan ve-" Sarp'a dönüp durdu. Sıfat olarak ne kullanacağını seçememiş olmalıydı. Ben tamamladım, "sevgilim Sarp."

•••••••••••••••••••••
"Harika bir gündü, sevgilim Hazan." Dedi Sarp latife yaparcasına. Ağzımdan öyle çıkmıştı! Ne olmuştu yani?

"Sussana sen," dedim ciddiyetsizce kaşlarımı çatıp. "Tamam çatma kaşlarını, yat uyu. Yorgunsun zaten. Dilara'ya selam söyle. Annene de!"

"Hay hay,Sarp bey. Başka emriniz efendim?"

"Yok Hazan Hanım, teşekkürler." Gülümseyerek eve girdim. Ayakkabılarımı çıkartıp, bağırdım. "Anne! Dilara! Ben geldim!"

"Dilara evlerine gitti, Deli kızım! Hem bağırma bakayım, mahalleli şikayetçi olacak valla!"

Maşuka Mahallesi (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin