Maşuka Mahallesi (TAMAMLANDI)

Part 5 *Davetiyesiz Düğün*

Geç gelen bölümler :(( Özür dilerim, sınavlardan dolayı yazamadım... Sizi çok seviyorum Maşuka'lılar.

O zaman ben sizi tutmayayım efenim... ;)

Bu hikayeye benzeyen şeyi yazan Maşuka Mahalleli kız sizi seviyor... 💖

Bir an sessiz kaldıktan hemen sonra, dirseğimi arkamdaki çocuğun karın bölümüne geçirdim. "Sen kimsin be? Ulan sen bıraksan mutlu olurum ben! Kafaya bak. Neymiş efendim, bırakmazmışmış... Sana annen süt yerine alkol mü içirdi paşam? Ne bu tavırlar?" diye bağırmayı da ihmal etmemiştim tabii.

"Oo, garson güzeli atarlı çıktı." Dedi, güldü.

"Hâlâ garson güzeli diyor! Manyak! Sen ve çevren, benden ve kardeşlerimden uzak durun!" diyerek arkamı döndüm.

Hafifçe öksürerek sesini düzenledi ve konuştu. "Sana çok meraklı değilim anneanneme benzeyen kız. Ama patronun olduğumu unutmasan iyi olur. Bu da küçük bir uyarı."

"Bo do koçok bor oyoro." diyerek onu taklit ederken dudağımı yuvarladım ve devam ettim. "Anneannene benziyormuşmuşum. Sen kimsin ya?"

"Çağrı ZORLU."

"Bu nasıl bir ego? Çıldıracağım! Çağrı'ymış." derken gözlerimi devirmiştim. Sinirden kıpkırmızı olduğuma emindim. Sakinleşemiyordum...

"Neyse çingene güzeli, sonra görüşürüz." diyerek kafeye döndü Çağrı Bey.

Çingene güzeliymiş!

Hıh, pabucumun Çağrı'sı!

Dilara, elinde bulunan peçete ile burnunu sümkürerek yanıma geldi. "Gitti kızım! Koca adam gitti ya!" derken üzerime atladı. Az daha dengemi kaybedecektim!

"Kızım, çaktırmadan burnunu üzerime siliyorsun, sen hayırdır?" diye güldürmeye çalıştım Dilara'yı. Ben kimsenin yanında ağlamayı sevmezdim.

"Pis misin be? Sen benim sümüğüme kurban ol!" dedi Dilara ve devam etti. "Kız o değil de, annemler ana bacı yürüyecekler bize!" gözleri kocaman olmuştu. Şaşkınlık ile ağzım açıldı. Cidden kızacaklardı.

Bir an da, hayatımda sanırım ilk defa yaptığım şeytani bir gülümseme oluştu dudaklarımda. Kendimi yere atıverdim.
"Allah! Ne yapıyorsun psikopat?" diye bağırdı Dilara.

"Denizde kum, bende taktik yavrum, düştüm zor geldik diyeceğiz!" derken gülüyordum.

"Temizlik kıyafetinin içine sıçtın bu arada!" dedi Dilara. Sözü üzerine, gözlerim kıyafetlerime kaydı.

•Beyaz eski ayak bileğimde etek +
•Çiçekli eski askılı tişört +
• Parmak arası pembe terlikler +
• Eteği kaldırdığında alınmamış bacaklar+
•Fazla temiz olmayan saçlar+
•Saçının kenarında, kulağımın üzerinde çiçek+

Ben, bu saydığım tüm kıyafetler ile, o Çağrı Beye kafa tutmuştum öyle mi?
Çingene Güzeli... "Rezik olduk!" dedim Dilara'ya. O da aşırı fişek(!) gözüküyordu. "Allah'ım! Kara bahtım, kör talihim!"

Yorgunlukla koltuğa attım kendimi. Dilara ile hemen eve gelmiş, peyniri annemlere vermiş, üstüne de azar yemiştik.

'Geç kaldınız kızlar...' adı altında, çok fazla telefon oynamamızdan girmiş, sebze yemekleri yerine yediğimiz fast foodların zararından çıkmışlardı.

Yaman amca, kahvehanedeydi. Bizim genç kızlar ise sabahtan beri biri yufka açıyor, diğeri pasta börek yapıyordu. Bizimse, her yeri çitileye çitileye canımız çıkmıştı. "Mahzun kaderim... Ya canım çıktı! Ellerim 90 yaşındaki büyük pazarcı nine eli kadar buruştu." dedim.