~~~~~~~~~~Yoongi'nin ağzından~~~~~~~~~~~
Uyandığımda hiç olmadığım kadar kendimi huzurlu hissediyordum. Fazlasıyla rahattım. Kollarımdaki bedenin kıpırdadığıni hissettiğimde uyumuş numarası yapmaya karar vererek gözlerimi kapattım. Kollarımdan yukarı fazla hareket etmeden sıyrılmaya başladı. Daha sonra yüzünü yüzüme yaklaştırdı, nefesini dudaklarımda hissedebiliyordum. Dudaklarımda hissettiğim baskıyla beni öptüğünü anladım. Gözlerimi açmadan konuştum.
"Fırsatçı."
Yerinden sıçrayarak kalktığında gözlerim kapalıydı. Gözlerimi açıp yerdeki bedene baktım. Popo üstü düşmüş olmalıydı. Çünkü poposunu ovalıyordu.
"Ne zamandan beri uyanıksın?"
10 dakikadır.
"Sen uyandığından beri."
Kafasını salladı ve ayağa kalkarak odadan çıktı. Bende kalkıp yatağı toplama gereği duymadan dolabıma yönelip pantolonumu ve tişörtümü aldım. Yaz ayında olmamıza rağmen dışarda mükemmel bir hava vardı. Yani bana göre mükemmel. Yağmur yağıyordu. Güneşli havaları sevmezdim. Yağmur beni rahatlatırdı. Her yağmur yağdığında donuma kadar ıslanıncaya dek altında kalırdım. Yağmur bana dünyada 'derdi olan tek sen değilsin. Başkalarıda üzülüyor' diyormuş gibiydi. Bu beni rahatlatıyordu.
Kendi dertlerimi bir kaç haftalığına unutmaya karar vermiştim. Jungkook ve diğerleri bu işimi oldukça kolaylaştırıyordu ama çoğu zaman yatmadan önce düşünmüyor değilim. Sonuçta bir süre sonra hatırlayıp üzülmektense her gece hatırlayıp o güne kendimi hazırlarım.
Üzerimi giyindikten sonra odaya Jungkook gelmişti. Banyoya gidip elimi yüzümü soğuk suyla yıkadım. Dişlerimi fırçaladıktan sonra odama girdiğimde yatağım toplanmıştı. Jungkook üzerini giyinmişti."Bugün birşeyler yapıcak mıyız? Yapıcaksak eğer evde kalmalıyız çünkü yağmur yağıyor ıslanmak istemeyiz."
Komidine vardığımda telefonumdan saate baktım. Saat 9 olmuştu. Öğlene kadar güneş açardı. Şimdi soğuk havanın ve yağmurun tadını çıkarmalıydım.
"Ben çıkıyorum sen kal çok gecikmem."
Odadan çıkmaya yeltenirken ayağa kalkıp koşarak yanıma geldi ve kolumu tutarak kendine çevirdi.
"Hava soğuk Yoongi çıkmamalısın, hasta olucaksın. Ayrıca nereye gidiyorsun?"
Hesap vermek zorunda mıydım?
"Sahile gidiceğim. Yağmurun altında oturup düşünüceğim. Evden sakın çıkma dışarısı senin içim güvenli değil."
Itiraz edicekken devam ettim.
"Evden çıkarsan ve ben bunu bir şekilde öğrenirsem senin için iyi şeyler olmaz Jungkook. Lafımı ikiletme ve evde kal. Kapıyıda arkamdan kitle. Anahtarı almıyorum kapıyı bana sen açıcaksın."
Hem soğuk hemde uyarıcı tonda konuşmuştum. Birşey demedi sadece kafasını salladı. Ayakkabılarımı giyip telefonumu ve cüzdanımı evde bırakarak dışarı çıktım. Islanmalarını istemiyordum. Kapıyı kapatıcakken konuştum.
"Sana güveniyorum."
Saçlarına bir öpücük kondurduktan sonra kapıyı çekip önünde beklemiştim. Kilit seslerini duyunca asansöre yöneldim. Aşağı indiğimde yere çarpan su sesleri içimi rahatlatıyordu. Dış kapıdan çıkıp yavaş yavaş sahile yürümeye başladım.
Yağmuru gerçekten çok seviyordum. Aklıma eskilerin gelmesinde yardımcı oluyordu. Bir ailemin olmayışı, kendi başımın çaresine bakmaya çalışmam, o lanet iş, sürtükler, lanet evim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BETTER TOGETHER // Yoonkook // TaeMin // Namjin //
FanficHayat benim için sadece siyah yüzünü gösteriyor,her gözyaşıma yenisini ekliyordu.Bende sadece siyah yaşamaya çalıştım. B Başardım ve göz yaşı akıtmamaya alıştım, birdaha hiç ağlamadım. Şimdi Yeterince Siyahtım. Jungkook siyahıma damlatılan mavi bir...