PİŞMANLIK-ACI-ÖZLEM

46 3 0
                                    

~~Jungkook~~

Yoongi, eski hastaneyi terk ettikten sonra dizlerimin üzerine çöküp ağlamaya başladım. Alt tarafı ufak bir şaka olucaktı ama herşey ciddileşmişti ve büyümüştü.

Taehyung yüzünden!

Yoongi'nin bileklerini ipler kesmişti. Ufak bir oyun olucaksa onun acı çekmemesi, sonunda ise gülmesi gerekirdi. Ağlaması değil. Gözyaşlarını gördüğüm zaman kalbimin üzerine oturan öküz sadece canımı yakmakla kalmamıştı. O güzel gözlerinden dökülen her bir inci tanesi için, kendimden nefret ettim.

Bütün hata benimdi. Jimin ve Taehyung'u ayrıca JaeBum ve Mark'ıda oyunuma alet etmiştim. Benim yüzümden onlarda dayak yemişlerdi.

Şakalar komik olurdu... Kimse dayak yemez ve ya pişman olmazdı. Şaka kaka oldu. Çok pis bir kaka.

Yoongi'yi düşünmeden edemiyorum. Ondan nasıl özür dilemeliyim?

Ayağa kalktığımda baş ağrım yüzünden sendelensemde umursamadım. Yerdeki kan ve toz olmuş ceketimi üzerime giydim. Yavaş yavaş Hasteneden çıkarken, diğerlerininde benim peşimden geldiklerini duyabiliyordum.

Dışarıya çıktığımda yüzümü seven rüzgarla olduğum yerde durdum ve gözlerimi kapatarak, serinliği daha derinlerde hissetmeye başladım. Içimdeki yangını söndürmek için büyük bir okyanusa ihtiyacım vardı. Bu rüzgar, onu yelleyerek büyütüyordu. Yürümeye devam ederek Jimin'in arabasına bindim. Arka koltuğa oturarak gözlerimi kapattım.

Sağıma iki beden oturduktan sonra önede iki beden oturdu. Araba hareket edince üzerime baktım. Kan ve kir.

Kimse konuşmuyordu. Arabada sadece nefes alış verişlerimizin sesi yankılanıyordu. Hepimiz kötü bir durumdaydık ve kendimizi nasıl affettiriceğimizi düşünüyorduk.

Yoongi'yi kırmamam lazımdı...

Canını yakmamam lazımdı...

Bu oyunun sonu güzel bitmeliydi ve deli gibi gülmeliydik...

Eve geldiğimizde Yoongi'yi görme umuduyla hızla odamıza çıktım. Gördüğüm tek şey ise yerde bir iki parça kıyafetti. Adımlarımı, odadaki banyoya yönelttim. Banyo da boştu. Jimin, yanıma geldiğinde ona baktım.

"Yoongi yok."

Hayal kırıklığı, utanç, nefret, kin, sinir, adilik...

Bu duyguların hepsi kalbimdeki tarlada yeşermişti. Onun canını yaktığım için hayal kırıklığına uğradım.

"Ben ne yaptım?"

Odaya sarsak adımlarla ilerleyip yatağa oturdum. Jimin 'de yanıma oturdu. Ikimizde, yeri seyrediyorduk.

"Belki bir süre kafa dinlemek istemiştir. Onu rahat bırakalım, bir süre sonra herşey normale döner. Kendini affettiricek bir yol bulursun. Bizimde birer yol bulmamız lazım."

Haklıydı.

"Arkadaşımı tanıyorum. Sana olan kırgınlığını unutucak ve gelicek. Sende o zaman, yapman gerekeni yapıcaksın. Birbirinizi seviyorsanız, bu saçma şey fazla uzun sürmez zaten."

Gözlerimi yerden bir saniye olsun bile ayırmadım. Dediklerine kafa sallamakla yetiniyordum. Elini omuzuma koyduğunda başımı kaldırdım.

"Şimdi bir duş al ve temizlen. Misafir odasını JaeBuma ve Mark'a hazırlamalıyım. Daha sonra aşağı inersin ve yemek yeriz.

Kafa sallayıp, kollarımı Jimin'e doladım. Tıpkı, abi gibi şefkatliydi. Ayrıldığımızda, güzel bir şekilde gülümsedi ve kapıyı çekerek odadan çıktı.

BETTER TOGETHER // Yoonkook // TaeMin // Namjin //Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin