BETTER TOGETHER // Yoonkook // TaeMin // Namjin //

BENDE SENDEN HOŞLANIYORUM

~~~~~~~~~Jungkook'un ağzından~~~~~~~~~~

Herşeyin yoluna girmiş olması hepimiz için oldukça iyi gelmişti. Se Na ve Hoseok tekrar mutlu bir çiftti. Namjoon Hyung ve Jin Hyung aynı eve çıkmışlardı. Taehyung halinden memnundu. Jimin Taehyung ona yüz vermediği için üzülsede pek belli etmemeye çalışıyor sürekli gülümsüyordu. Jackson okuldan kendine bir kız arkadaş edinmişti. Ben ve Yoongi sürekli görüşüyorduk, geziyorduk. Aramızda bir sorun yoktu. Şimdi Yoongi'yle birlikte dışardaydık. Üzerimize eşortmanlarımızı giymiştik. Hoseok'un spor salonuna gidiyorduk.

Salona geldiğimizde çantamı girişin ordaki dolaplardan birine koydum.  Çoktan koşu bandında ısınan Yoongi'nin yanına giderek diğer koşu bandında koşmaya başladım.

Yaklaşık 40 dakika sonra ikimizde ter içindeydik 3 kilometre koşmuştuk. Çok iyi hissediyordum.

"Bir iddaya var mısın?"

Elimdeki havluyla terimi silerken Yoongi'ye döndüm.

"Ne iddası?"

Çenesiyle kenardaki ağırlıkları gösterdi. Ah hadi ama ben ondan daha iriydim. Yoongi zayıftı, demek istemiyorum iki tane izbandut gibi adamı yere sermişti o zayıf çocuk.

"Kabul ediyorum teklifin nedir?"

Sorumla bana baktı. Bu bakış sanki 'seni ezicem velet.'dermiş gibiydi.

"Kazanan kaybedenin bir istediğini yapıcak."

"Ne gibi bir istek?"

Gülümsemesi büyürken cevapladı.

"Bunu sen kaybettikten sonra söyleyeceğim"

Ah haksızlık. Herneyse. Ben kazanmalıydım.

"Tamam, başlayalım o zaman."

Ağırlıkların olduğu yere doğru yürüdük. Eline ilk olarak 70 kiloluk ağırlığı alıp 5 kere indirip kaldırdı. Ağırlığı yere bırakıp bana baktı.

"Sıra sende."

Halterin olduğu yere gittim. 70 kiloluk ağırlığı kolayca ellerimle kaldırdım. 5 kere indirip kaldırdıktan sonra yere bıraktım. Gözlerimi kısarak gülümseyerek Yoongi'ye baktım.

"Iyiydi velet."

Daha sonra tekrar haltere 20şer kiloluk ağırlıkları taktı. Şimdi 110 kilo olmuştu. Ağırlığı 3 kere indirip kaldırdığında şaşırdım çünkü onun iki katıydı. Halteri bırakıp kollarını ovaladıktan sonra eliyle bana yön verdi. Halteri kaldırıp 2 kere indirip kaldırdım. 3. Kez kaldırıcakken kollarımın ağrıdığını hissedip halteri düşürdüm.

Güzel gülüşü kulaklarımı dolduruyordu.

"Kaybettin."

Kafamı salladım. Birşey demedim.

"Hadi eve gidelim. Duş alırız sonra şu idda işini konuşuruz."

Çıkışa yönelirken boynumuzda havlularımız asılıydı.

¤¤¤¤¤¤¤¤¤

Bizim eve geldiğimizde odama girmistik. Ben üstümdeki swetşörtü çıkarıp sandalyemin kenarına astım. Banyoya girip duş aldım. Çıktığımda Yoongi uzanıyordu. Benim çıktığımı görünce o da girdi. Kapının ordayken omuzunun üzerinden bana baktı ve konuştu.

"Üzerini giyinme."

Daha sonra içeri girdi ve kapıyı kapattı. Daha sonra su sesleri gelmeye başladı. Üzerimi giyinmeden yatakta uzanmaya başladım. Yorgundum ve mayışmıştım. Uyumamak için kendimi zor tutuyordum. Gözlerim kayıyordu, dayanamadım ve gözlerimi kapattım. Kapının açılma sesini duyuyordum. Gözlerimi açamayacak kadar yorgundum. Kaslarım ağırıyordu. Yatağın yan tarafı çöktüğünde yanıma uzandığını anlamıştım. Yan dönüp hareketsiz kaldığında ya uyuyordu ya da beni izliyordu. Her iki halukarda da kalbim hızlanmıştı. Ikimizde havluylaydık.