BETTER TOGETHER // Yoonkook // TaeMin // Namjin //

BANA İSTEDİĞİMİ VERİCEK (M)İSİN?

~~~~~~~~~~~Hoseok'un ağzından~~~~~~~~~~

Karşımda siyah gelinliğiyle duran meleğime baktım. O kadar muhteşem görünüyordu ki, gözyaşlarım istemsizce akmaya başladı.

Sanki kalbim Sahra çölüymüşte bi anda bardaktan boşalırcasına yağmur yağmış gibi hissediyorum. Güzel mavi gözleri kumral saçları ve beyaz teniyle uyum sağlayan siyah elbise şuan uzundu. Boynunda ona hediye ettiğim ve o günden bu yana hiç çıkarmadığı kolyesi duruyordu. Bir insan olduğundan şüpheliydim açıkçası. Benim hayatımda gözlerimin tanıklık ettiği en güzel varlıktı.

Onu sevdiğim için pişman degildim asla. Yaşadığımız onca kötü şey bize güzel günler olarak geri döndü. Her kötü zamanımızda ona daha fazla bağlandım. Yeni doğmuş bebek gibi olan kokusu, bir koreliye göre fazla iri olan gözleri, narin ve kemikli elleri, pürüzsüz cildi tam anlamıyla Tanrı'nın benim için yarattığı özelliklerdi.

Provalardan sonra benim için smokin bakıcaktık. Aynı salonun arka kısmında olan mağazaya yürüdük. Meleğim okadar heyecanlıydı ki elimden tutup önden beni çekiştiriyordu. Bu güzel görüntüyü aklıma kazıdım. Askıda olan smokinlerin arasında kaybolunca bende birkaç tanesine göz gezdirdim.

Elime simsiyah mat kumaşı olan bir smokin aldım. Ceketinin üzerinde gri mat desenler vardı. İçinde siyah gömlek değilde 'v' yaka bir bluz vardı. Altında ki kumaş pantolonu ayırarak üst kısmı alıp kabine girdim. Se Na kabinin önünde ki pufa oturmuş beni bekliyordu. Giyindikten somra kabinden çıktım ve etrafımda bir kez döndüm.

"Hoseok"

Gözleri şaşkınlık, mutluluk ve hayranlıkla bakıyordu.

"Çok yakışıklı olmuşsun."

Gözlerinin dolduğunu görünce konuştum. "Senin kadar olmasada." Dedim. Güldüğünde alt kirpiklerinde sallanan gözyaşı yanağından çenesine bir yol izlemişti.

Aynadan kendime baktığımda giydiğim dar siyah pantolonun bu kadar uyumlu olucağı aklıma gelmemişti. Düğünüme böyle gitsem hiçbir şey olmazdı. Hatta şuan düğün olmalıydı. Ayakkabımın kenarındaki gri logoyla ceketin üzerindeki gri işlemeler uyum sağlıyordu. Kendimi beğenmiş değilim ama  ben bile benimle evlenirdim.

"Hoseok git üstünü çıkar bunları alıyoruz."

Beni itiklemeye başladığında durdum. Gücü yetmediği için itemiyordu. Oldukça sevimli olmasını boşverip durmaya devam ettim.

"Hoseok kızlar seni kesiyor gir kabine!"

Dişlerini birbirine bastırarak konuşmuştu. Kolundan tutup kabine çektim güzelimi.

"Hoseok!"

"Şşş düğün arefesindeyiz."

Onu kapattığım kapıyla kendi arama alıp yüzüne eğildim. Gözleri kapalıydı ve bende ona ayak uydurarak gözlerini kapatıp dudaklarını öpmeye başladım. Dilimi dudaklarının üzerinde gezdirdikten sonra ağzının içine yolladım. Dillerimiz dans ederken ellerimi belinden kalçalarına indirip kendime bastırdım. Istemeden ağzımdan bir inleme çıkmıştı. SeNa'nın elleri ensemdeki saçlarla oynuyordu. Daha sonra elleri yanaklarıma gelip daka sert öptükten sonra ayırdı dudaklarımızı.

"Hoseok, biraz daha devam etsek burda sevişmek isteyeceksin."

Kadınım beni doğru tanıyordu. Aklımdanda geçirmiştim ama şimdi üzerimi çıkarıp kendi kıyafetlerimi giymeliydim. SeNa'yı kabinden çıkarmadan ceketi ve bluzu çıkardım. Kendi tişörtümü giymeden omuzlarımdan tutup beni kendine çekti. Yapıcaklarını izliyordum çünkü bedenime zâfı olduğunu biliyordum ve bu aşırı hoşuma gidiyordu. Elleri omuzlarımdan göğüs kaslarıma indi ve orda durdu. Yüxünü yaklaştırıp derin bir nefes aldıktan sonra tam kalbimin üzerinde dudaklarını hissettim.