12. BÖLÜM "Uzaktaki Arkadaş"

85 14 1
                                    

***

Uyandığımda, başımda dönüp duran ağrıyla kendime gelmeye çalıştım. Elimi başımın üzerine koyup ağrısının geçmesini dilerken, tavanda gördüğüm eksiklikle yattığım yatakta doğruldum. Burası benim odam değildi. Kendime gelmem uzun sürdüğü için, dün gece Güneş'le birlikte onun evine geldiğimizi yeni hatırlamıştım. Yataktan kalkarak odanın içinden aşağıya inen merdivenlere yöneldim. Merdivenlerde ne kapı, ne de odayı alt kattan ayıran başka bir şey vardı. Aşağıya inip etrafa biraz göz gezdirdim. Dün dikkat etmemiştim ama evin içi hayatımda gördüğüm en farklı iç tasarıma sahipti. İki katlı gibiydi; merdivenden indiğim anda karşı tarafta bir tane daha merdiven beliyordu. İki merdivenin bulunduğu bölüm ise kocaman bir holdü ve dış kapı da, karşımda duran merdivenin yan tarafındaydı.

Evin içini gezme isteğim dolup taştıkça, işe karşıdaki merdivenden üst kata çıkarak başlamıştım. Merdivenlerden çıkar çıkmaz, Güneş'in odasına çıkan merdivenin aksine bu merdivenin sonunda bir kapı olduğunu gördüm. Ne kadar denesem de kilitlenmiş olan kapıyı açamayıp geri inmiştim.

Merdivenlerin olduğu bölümün sol tarafı kocaman bir salon, sağ tarafı ise uzayan bir koridordu. Salona bakma işini sona saklayıp, koridora doğru ilerlemeye başladım. Geniş koridorda dizili kapıların ilkinde mutfağa giriş vardı. Tıpkı ev gibi, mutfak da fazlasıyla genişti. Siyah ve grinin ağırlıklı olduğu mutfağın ortasında bir tezgâh, duvarla bitişik yerde ise masa, buzdolabı ve diğer küçük mutfak eşyaları mevcuttu. Mutfakta fazla oyalanmayıp çıktığım sırada dış kapının kapanma sesi geldi. Evi kurcalamayı kesip büyük hole koşarken, Güneş elindeki poşetlerle içeri girdi.

"Günaydın," diyerek kapıyı kapatırken, "Günaydın," diye karşılık verdim. Elindekileri mutfağa götürürken peşinden gittim.

"Bunlar ne böyle?"

"Akşam film partisi yapacağız."

"Film partisi ne?"

"Sadece film izleyeceğiz. Sen şimdi salona geç. Ben de kahvaltı hazırlayayım."

"Yardım etmemi istemez misin?"

"Hayır, gerek yok."

Güneş mutfakta bana kahvaltı hazırlıyorken salona geçip biraz da orayı incelemem gerektiğini düşündüm. Karşılıklı merdivenlerin arasından geçip salona doğru ilerledim. Salonun içindeki siyah ve koyu mavi uyumu, eve hem erkeksi hava katmış, hem de büyüleyici gözükmesini sağlamıştı. Büyük salonun bir tarafında koyu mavi koltuklar ve televizyon, diğer tarafında ise mini bar tezgâhı ve tabureleri vardı. Tam karşımda, bahçeye açılan cam kapı ise bahçenin tüm yeşilliğini gözler önüne seriyordu.

Salonun oturma bölümünden çıkıp cam kapıya ilerleyerek bahçe kapısını açtım. Büyük bahçede bir sürü ağaç ve ağaçlara ulaşmadan önce de berrak suyuyla kocaman bir havuz vardı. Kapının sol tarafındaki kahverengi yemek masasına yavaş adımlarla ilerledim. Sandalyeye oturup ağaçların olduğu tarafa baktım. Güzelliği büyüleyiciydi. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldığımda temiz hava başımı döndürdü. Güneş'in bu kadar güzel bir evde yaşadığını tahmin etmezdim.

Güneş kahvaltı masasını hazırlarken ona yardım etmiştim. Kahvaltımız bittiğinde Güneş telefonuyla uğraşınca benim telefonumun olmadığını yeni hatırlamıştım.

"Telefonumu aldın mı?"

"Şirkete götürmüşler. Bugün alırız," dediğinde yerimden kalktım. "Tamam, o zaman ben üzerimi değiştirip geleyim. Sonra birlikte çıkalım." Odanın içindeki eşyalarımı alıp üzerimi değiştirerek aşağıya indim. Güneş beni görünce birlikte evden çıkıp arabaya bindik. Şirkete doğru ilerlerken aklıma dünkü olaylar gelmişti.

Gecenin SessizliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin