31.BÖLÜM "Moral Partisi"

37 5 0
                                    


***

"Nasıl yani? Ne demek bu?" diyerek soru yönelttiğim Kaan'a yürürken Baran kolumdan tutup yaklaşmamı engelledi. "Bırak Baran," diye bağırdım ona dönerek. "Ne dediğini duymuyor musun? Dalga geçiyor bizimle," diye ekledim ardından. Kolumu Baran'dan sertçe çektiğimde bu sefer Güneş belimden tutarak gitmemi engelledi. "Sen korkağın tekisin," diyerek Kaan'a bağırmaya devam ediyordum. Kaşlarını çatmış, gözlerindeki ateşle bana bakıyordu. Umursamadım. Çünkü aynı ifadeyi ben de takınmıştım.

"Belinda bağırma," diyerek kulağıma fısıldadı Güneş. "Sakin ol."

"Ne sakini Güneş? Korkak işte. Korktu bizden. Görmüyor musun?" diyerek daha da bağırmaya başladım. "Alçak, yalancının tekisin," diyerek Güneş'ten ayrılıp kapıya yöneldim.

"Bekle," diye bağırdığında aniden durup arkamı döndüm. Kaan yanıma yaklaşırken Güneş'i görüp yaklaşmayı keserek olduğu yerden konuşmaya başladı. "Seninle konuşmak istiyorum."

Usulca, "Ne?" diye fısıldadım. Güneş tek elini kullanarak Kaan'ı ittirince birkaç adım gerilemişti.

"Belinda, seninle konuşmak istiyorum," diye tekrarlayınca Güneş tekrar Kaan'a dönüp ona doğru adım attı.

"Güneş, dur," deyip ardından Kaan'a döndüm. "Söyle ne söyleyeceksen," dediğimde gözlerini Güneş'e çevirdi. "Onlar buradan çıkacak," deyince Güneş tekrar Kaan'a doğru hareketlendi.

"Güneş, siz çıkın," dediğimde, "Seni burada yalnız bırakacağımı sanmıyorsun herhâlde," diyerek gözlerimin içine baktı. Mavi gözleri laciverte dönerken içindeki şimşekleri görebiliyordum. "Güneş, çıkın. Bir şey olmayacak," diyerek ikna etmeye çalıştım.

"Bir şey olmayacak..." diye tekrarladı Kaan.

"Boş boş konuşup Belinda'nın aklını karıştırmayı kes," diyerek Kaan'a bağırdı Güneş.

"Benim kimsenin aklını karıştırdığım yok. Endişeni anlayabiliyorum. Ben de senin gibi şeyler yapmış olsam, düşmanım ile kız arkadaşımın yan yana gelmesini istemezdim. Ama merak etme, ben senin gibi değilim. Ona hiçbir şey anlatmayacağım."

Güneş elini sertçe Baran'dan kurtarıp Kaan'a iki adım attı. Kulağına eğildiğinde Kaan çatık kaşlarını alayla kaldırıp bir gülüş attı. Ne söylediğini çok merak etsem de soramamıştım. Çünkü sorsam da söylemeyeceklerini biliyordum. Güneş arkasını döndüğünde bana sinirli bir bakış atıp dışarı çıktı. Buradan çıkınca yapacağım ilk iş ona sarılıp gönlünü almak olacaktı.

Kaan kendi adamlarına da odadan çıkmalarını söyleyince odada sadece ikimiz kalmıştık. Kendi koltuğuna oturduğunda eliyle tekrar koltuğu gösterdi. Bu sefer oturmuştum.

"Çabuk ol," dediğimde kaşlarımı çatık tutmaya özen gösteriyordum.

"Belinda," dedi. "Sence de Güneş çok tuhaf değil mi?"

Kaşlarımı çatıp, sinirle nefesimi üfledim. "Kaan. Ne söyleyeceksen çabuk ol."

"Güneş'le ne zaman tanıştınız?" dediğinde sorduğu sorunun mantığını kavramaya çalıştım. "1 ayı geçti değil mi?" diye kendisi cevapladığında şaşırmıştım.

"Geç bunları," dediğimde tekrar alaycı bir kahkaha attı.

"Sence babanın mezarının başındayken, birinin gelip seninle tanışması çok tuhaf değil mi?" diye sorunca, "Değil," diye cevapladım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 08, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Gecenin SessizliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin