21.BÖLÜM "Büyük Pişmanlık"

32 7 2
                                    

***

Stres, endişe, heyecan ve panik; hissedilen duygular.

Öfke, sinir, nefret ve kin; hissedilmeyen duygular.

"Evime nasıl girdin? Çık odamdan."

Yüzündeki ciddiyeti bozmadan gözlerimin içine bakmaya devam etti. İçimdeki hissedilen duyguları bir kenara bırakıp hissedilmeyen duygularımı açığa çıkarmaya çalıştım. Ama içimde ne öfke, ne de sinir vardı. Hepsi onu görmemle geçmişti. Yine de konuşmamam gerekiyordu. Yaptığı şeyi affedemezdim. Özellikle de söylediği sözleri.

"Benimle konuşmamakta hâlâ kararlı mısın yani? Ne yapacaksın peki? Beni yarı yolda mı bırakacaksın?"

Yatağıma geri yatarak ona arkamı döndüm. "Seninle konuşmak istemiyorum."

Kendime kabul ettiremesem de onunla konuşmayı deli gibi istiyordum. Bana bir neden söylemeliydi. Gördüğüm şeyleri hafızamdan silmeyi başarabilecek bir neden...

Yatağımın yanında ağırlık oluşunca kalp atışım hızlandı. Yavaşça saçlarımla oynarken sesimi çıkarmadım. "Özür dilerim. Gerçekten istemeden oldu. Beni şu bir ayda birazcık tanımış olman lazım Belinda. Nasıl davrandığımın çoğu zaman farkında olmadığımı biliyorsun. Bu isteyerek yaptığım bir şey değil." Gözlerimden düşen yaştan dolayı burnumu çektiğimde derin bir nefes aldı. "Duymak istemediğim şeyler söyleyecekti. Onu susturmamın başka yolu yoktu," dedi.

"Öpmen gerekmezdi," dedim gözlerim tekrar dolarken. Az önceki öfkem bu sefer de kırgınlığa dönüşmüştü. Ruh hâlim gitgide bozulmaya devam ediyordu. Hissettiğim şeyler bir dakika öncesinden farklıydı.

"Bak biraz mantıklı düşün. Senin yan odada olduğunu bile bile neden böyle bir şey yapayım? Sana yemin ederim ki istemeden oldu. O anda aklıma başka bir şey gelmedi."

Sanki haklıydı. Bir tarafımı kendine çekmeyi başarabilmişti. Ama diğer yanım hâlâ şüphe duyuyordu. Yan odada olduğumu bile bile bunu yapmazdı belki. Ama ya bunu, yan odada olduğumu bilerek yaptıysa? Aklıma üşüşen fikirler kafamı karıştırdı. Gerçekten, ya görmemi isteyerek yaptıysa...

Sesli bir şekilde nefes alıp verdikten sonra yataktan kalktı. Bir şeylerle uğraştığını duysam da ne olduğunu anlayamamıştım. Odamdaki sürahiyi eline aldığını, bardağa dolan su sesinden anlamıştım.

"Kalk hadi."

"Git Güneş."

"Belinda, hâlâ çok ateşin var. Şu ilacı içmen lazım."

Ona doğru dönerek yatakta doğruldum. Yatağın üzerine tekrar oturup, elinde tuttuğu hapı bana doğru uzattı. Elinden alarak ağzıma attığımda bardaktaki suyu da içmeme yardımcı oldu.

"Kahvaltıdan ve yatmadan önce tekrar iç." Elini yanağıma koyarak alnımdan öptü. "Hoşça kal."

Odamdan çıktığında yatağıma tekrar uzandım. Kısa bir süre sonra bahçeden gelen araba sesiyle yataktan kalkıp pencereye koştum. Arabası bahçedeki korkunç demirlerin arasından giderken, gözlerimde gizlediğim yaşlar kendini göstermeye başladı. Tek hıçkırıktan sonra arkası kesilmeden, yatağa yatıp uyuyana kadar devam etti.

*

"Kapıda kim olduğuna bakmadan açtığım için içeri girdi. O olduğunu bilsem sana haber verirdim. Üzgünüm."

"Önemli değil. Kapıyı sen açmış olmasan bile benimle konuşmadan gitmezdi."

"Doğru söylüyorsun. Ne konuştunuz peki? Yani, sana ne söyledi?"

Gecenin SessizliğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin