~1~

1.3K 65 17
                                    

JİMİN

- Oo, my roommate gelmiş! Oda arkadaşlarının en besti gelmiş! Dur bekle yolunu açıyım. Pardon! Çekilir misiniz yoldan acaba?! Park Jimin geçiyor! Bu ne saygısızlık ya, ben böyle saygısızlık görmedim. Açılın lütfen. Aynen öyle. Ablacığım kendinden ağır çantayı taşıyorsun tabi yürüyemezsin! Ne koydun acaba o çantaya?! Polise falan haber vermemi gerektiren bir durum değildir umarım.

Kim Lanet Olasıca Çocukluk Arkadaşım Taehyung, yine özüne sadık olma yeminini yerine getirmekle meşguldü. Size diyorum ki, çocukluk arkadaşım... Daha mantıklı davrandığını görmemişimdir. Önümdeki insanları uzaklaştırmak da ne ya?! Yanlarına gidip Tae'yi ensesinden tuttuğum gibi -tabi parmak uçlarına çıkarak- abladan uzaklaştırdım. Gitmeden önce özür dilemeyi de ihmal etmedim tabi.

- Hayatımdaki en büyük sınavsın Tae.

- Bende seni seviyorum Chimchim. Ee nasılsın görüşmeyeli?

- Ne demek görüşmeyeli nasılsın? Buraya gelmeden önce birlikteydik ya! Sadece farklı arabalarda geldik!

- Beni özlediğini biliyorum saklamana gerek yok.

- Eminim eminim. Ayrıca sen neden bana karşı iyisin böyle? Yolumu açmalar falan... Ya da soruyu şöyle sormalıyım... Ne istiyorsun?!

- Jimin, senin her zaman zeki biri olduğunu biliyordum zaten. Beni yine hayalkırıklığına uğratmadın. Ben diyordum ki, şimdi biliyorsun ki ben senden uzunum, doğal olarak da Dünya'da daha çok yer kaplıyorum. Bu yüzden daha çok yayılıyorum. Sen de böyle minyonsun falan ya hani, her yere sığarsın ki bu manyak bir şey. Mesela ben her yere sığamıyorum. Saklanmak istedim mi saklanamıyorum. Ama sen yapabiliyorsun. Miniminnacıksın.

- Sadede gel gittikçe sinirleniyorum çünkü.

- Sinirlenme minnoşum sinirlenme. Kötü bir şey demiyorum ki gerçeklerden bahsediyorum. Neymiş? Dost acı söylermiş.

Elimi kaldırdığımda Tae hemen savunma pozisyonuna geçmişti.

- Tamam apla sustum apla.

Bebek sesi çıkarınca istemsizce gülmüştüm. Kaç yaşına geldi halen beyninde gıdım büyüme yok.

- Devam et Tae. Gerçekten merak ettim.

-Şimdi biz oda arkadaşıyız ya. Diyorumki büyük olan yatağı ben alsam...

- Ah... Eğer oda arkadaşı olursak alırsın ama oda arkadaşı olacağımız belli değil ki.

- Ne demek belli değil. Konuştuk tamam dediler ya. Eğer olmazsa bu yurdu da okulu da başlarına yıkarım. Şimdiden söylemesi...

- Ne diyorsun Tae?! Ne yıkması! Yıkma değil de yırtmadan bahsediyorsun heralde. Hatırlatırım da bu yıkacağım dediğin okula gelmek için bir yerlerimizi yırttık.

- Haklısın ya. Tamam yıkmam ama çok sinirlenirim.

- Yıkmadan sinirlenmeye nasıl bir düşüştür o.

Bu sırada çoktan koca okulun koca yurdunun lobisine gelmiştik. Yurt değildi oteldi resmen. Kore'nin en pahalı okulu. Aynı zamanda dünyada en iyi müzik eğitimi veren okullardan biri burası. Buraya kolay kolay öğrenci almıyorlar. İster cumhurbaşkanının çocuğu olsun yeteri kadar yetenekli değilse istedikleri kadar para versinler giremez. Burada olduğumuz için çok şanslıyız. Tae ile çocukluktan beri hayalimizdi burası. Birlikte çalıştık ve birlikte kazandık. Tae ile yakın olmamı sağlayan etken de burasıydı zaten. Burası ve müzik ile dansa olan aşkım... Çünkü o da aşıktı.

Görevli öğretmenin yanına gittik. Oda anahtarlarımızı ve numarımızı istedik. Buraya gelmeden önce bir tanıdığınız varsa sizi onunla aynı odaya koyalım demişlerdi. Bizde acayip sevinmiş ve teklife hemen atlamıştık. Birbirimizin adını vermiştik.

- Heralde birlikte olmak istemişsiniz dimi?

- Evet öyle istemiştik.

- Üzgünüm, ama bu yıl okul kurallarında bazı değişiklikler yapıldı. Okulda kaynaşmayı daha da artırmak için bir dolu yenilik ve düzenleme geldi. Kimse sınıf arkadaşıyla aynı odada kalamıyor. Bu yüzden farklı odalardasınız. Fakat isteğiniz doğrultusunda bir iyilik yaptık. Odalarınız yanyana. Buyrun anahtarlarınız.

- Ne demek aynı odada değiliz?! Bir de iyilik yaptık diyorsunuz?! Bu nasıl bir iyilik! Aynı odada olmadıktan sonra yanyana olmanın ne faydası var? Gerçi ben de bardak dayayıp Jimin'in odasını dinlemek istiyordum hep! Artık bunu yaparım çok sağolun gerçekten! Kaynaşmakmış! Kaynaşırız kaynatırızda biz siz hiç merak etmeyin! Ayrıca biz sınıf arkadaşı değiliz ki! En azından dansta... Ben hiphop'um o modern dans! Müzikte vokaller arası sınıflar zaten ayrılmıyor!

- Beğenmediyseniz geldiğiniz yerden geri dönebilirsiniz!

Tae, napıyordu böyle? Kariyerimin başlamadan sonlanmaması için söze karıştım.

- Biz özür dileriz. Her şeye rağmen bizi düşündüğünüz için teşekkürler. Arkadaşımın kusuruna bakmayın lütfen. Biz diğer sınıflarla da kaynaşmaya çalışcağız, değil mi Tae?

Tae bana bakıp 'ne?!' dediğinde ona attığım dirsekle yola geldi.

- Heralde. Sonuçta kaynaşmak bizim işimiz.

-Yürü Tae yürü! Tekrar teşekkürler...

Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen... :))

Coming For L.O.V.E    #Tamamlandı#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin