Bir süredir bölüm atamadığım için gerçekten çok üzgünüm :( Affedin beniii
(Taehyung'un Gözünden)
Jimin ile Jungkook basketbol oynarlarken -ya da Jimin, Jungkook'u kovalarken- ayakkabım sıktığı için değiştirmeye gitmiştim. Kuyruğum olan hyung ise peşimden gelmişti.
- Hyung, sen Jimin ile Kook'un yanına gitsene! Ne işin var burada?
- Onları yalnız bırakmak için geldim buraya. Senin için geldiğimi falan mı düşünüyorsun yoksa? Kendini bu kadar önemsememelisin.
- Niye öyle düşüneyim ki benden çok fazla etkilenen hyung. Sadece at kuyruğu gibi dolanıyorsun, bu da beni rahatsız etti.
- At kuyruğu mu?! Kuyruk bensem at da sen oluyorsun yalnız...
- At gibi çocuğum aslında...
Sırıtarak Hoseok hyunga cevap verdince o da oflayarak etrafa bakmaya başlamıştı. Eğilip ayakkabımı değiştiriyordum ve bu süreçte sürekli etrafa bakıyor, arada etrafımdaki yerini değiştirip tekrar etrafa bakıyordu. Amacı neydi bilmiyordum, umrumda da değildi.
Bir süre sonra ayakkabılarımı değiştirmeyi bitirmiştim. Hyunga döndüm.
- Hadi basketbol oynayalım.
Ellerimi çırpıp sevinçle söylediğim cümleye sadece gülümsemiş ve ikiliye doğru yürümüştü. Zıplayarak onu takip ettim. Birden enerji ile doluvermiştim.
- Jimim, Kook! Hadi basketbol oynayalım! Abiniz size yeteneklerini göstersin!
Üçü de birden sırıtmaya başlamışlardı. Ne yani, kötü oynayacağımı mı düşünüyorlardı?! Ben, Kim Taehyung, kötü oynayacak?
Jimin'in elindeki basket topunu alıp üçlük atınca üçünün sırıtan dudakları iyice birbirlerinden ayrılmıştı. Onları şaşırtmanın sevinciyle bağırdım.
- Benim göbek adım Min Yoongi, bebeklerim.
Hemen yanımızda Yoongi hyung ve ekibi olduğundan duymuşlardı. Yoongi hyung yanıma geldi, high-five yaptık.
- Güzel göbek adıymış...
- Kimin asıl adıysa artık...
Yoongi hyung ile gülüşmemiz aramıza giren Hoseok hyungun elimdeki topu alıp üçlük atmasıyla kesilmişti.
- Hadi baskete devam çakma Min Yoongi. Hyung, görüşürüz.
Yoongi hyung, Hoseok hyunga sırıtarak bakmaya başladı.
- Önce Namjoon, sonra Kook, şimdi de sen... Görüşelim bence.
Hyungun ne dediğini ben anlamamıştım ama Kook ve Hoseok hyung anlamışa benziyordu. Jimin ise benim gibiydi.
Hoseok hyung ve Jungkook Yoongi hyungu sallamamıştı. Yoongi hyung Jimin ile bana el salladıktan sonra ekibinin yanına döndü. Basketbola sonunda dördümüz birlikte başlayabilecektik.
Topu Jimin'e verdik. Sonuçta aramızda çalışmaya en ihtiyacı olan oydu. Hoseok hyung ile Jungkook iki tarafına geçti. Bense potanın altında gelen topu tutmak için bekliyordum.
- Bir şey deneyeceğim. Hep yapmak istemişimdir.
- Hyung, nolur deneme. Senin yeteneklerini gördük sonuçta. O yeteneklerle yeni şeyler denersen başımıza kaza falan gelebilir.
- Jungkook, ben o kadar kötü müyüm?!
- Kötüsün hyung...
- Öyle olsun...
- Hyung, yeteneklerini biraz geliştir öyle denersin olmaz mı?
- Hayır, şuan sana inat yapıyorum ve deniyorum.
- O zaman kendimi koruma altına alayayım. Daha çok gencim ben!
Jungkook, Jimin'den baya uzaklaşına kahkaha atmaya başladım. Hoseok hyung da gülüyordu fakat Jimin'in Jungkook'u bakışlarıyla parçalara ayırmasını kesmek için konuşmuştu.
- Ne deneyeceksin Jimin?
Jimin geri geriye gitmeye başlayıp soruya cevap verdi.
- En azından biriniz kahkaha atmak ya da abartı derecede uzaklaşmak dışında bir şey yapıp düzgün davrandı. Teşekkürler hyung. Deneyeceğim şey şu: Hani maçlarda koşarak basket atıyorsunuz ya. Onu deneyeceğim.
Çoktan koşmaya başlayan Jimin'i es geçip uzaktan cevap veren Jungkook'a döndüm.
- Önce durduğun yerden atmayı başarsaydın hyung. Jimin hyung?! Taehyung hyung dikkat et!
Jungkook birden bağırıp bize doğru koşmaya başlayınca önüme döndüm. Yere düşmeden önce gördüğüm şeyler arasında 0.80 yere uzanmış Jimin, bana doğru koşan Hoseok hyung ve bebek yüzlü suratıma doğru son sürat gelen toptu.
Sırtım soğuk zeminle yüzüm de acıyla buluşunca öldüğüme kanaat getirmiştim. Aynı zamanda acıkmış olduğumu ve yorulduğum için uzanmanın çok iyi geldiğini farketmiştim. Benim gibi muhteşem bir insanın cennete gideceğini düşündüğümden bu
tür konularda kafa yormamaya karar verdim. Böyle uzanıp Azrail'imi bekleyecektim.Kısa bir süre sonra siyah tişört siyah şort giyen Azrail'im gelmişti. Neden bu kadar açık giyinmişti? Azrail'im oldukça terlemişti. Ayrıca suratı da oldukça tanıdıktı fakat bir türlü çıkaramıyordum. Sonradan aklıma gelen isim ile çarpılmışa döndüm. Hatta baya çarpılmıştım. Giderayak çarpılmak da neyin nesiydi yahu?!
- Azrail beyciğim, sen Jung Hoseok-sshi'ye çok benziyorsun. Bunu biliyor muydun? Gerçi ata da benziyorsun ama, orası çok da önemli değil.
- Azrail beyciğim de ne ya? Bir dakika öldüğünü falan mı sanıyorsun? Taehyung, ben Hoseok zaten.
- Ay Azrail beyciğim, yakışıklı olduğunuz kadar komiksiniz de...
- Sen Azrail sandığın benle flört mü ediyorsun, yoksa benim kulaklarım yanlış mı duyuyor?! Azrail ile flört edilir mi salak!
- Hyung, ben Jimin hyungu revire götürüyorum. Ayrıca yanlış yere takılıyorsun, az önce sana yakışıklı dedi.
Azrail beyciğim ile konuşan kişiyi sallamayarak gülümseyerek Azrail beyciğime bakmaya devam ettim
- Taehyung, ben Azrail değilim Hoseok'um. Ayrıca sen de ölmedin!
Kahkaha attım, komikti. Ona baktığımdaysa gülmediğini farkettim. Bir dakika... O ciddiydi! Kahkaha atarak kalkamaya çalıştığımda sırtım ağrımıştı. Yine de sevincimi gizleyemeden Hoseok hyunga sarıldım.
- Oley! Ölmemişim! Daha çok gençtim zaten! Benim gibi bir baby-face zeka küpünü kaybetmiyor bu dünya!
O sırada belime sarılan eller ile ne yaptığımı farketmiştim. Az önce ben Hoseok hyunga sarılmıştım. Ağrımı bahane ederek Hoseok hyungdan ayrıldım.
- Yürüyebilir misin?
Benim gibi kızaran Hoseok hyungun az önceki ortamı bozması oldukça işime gelmişti. Başımı sallayıp ayağa kalkmaya çalıştım fakat ağrıdan dolayı inlemiştim. Bunun üzerine Hoseok hyung beni ani bir şekilde kucağına almıştı. Şaşkınlıkla ona baktım. Ne yapıyordu bu?!
- Madem yürüyemiyorsun, ben de seni kucağımda götürürüm artık revire.
Gözlerimi devirdim. Şuan fırsattan istifade bacaklarımı elliyordu. Sapık hyung...
Bir süre sonra sırıtan Hoseok hyung'un söyledikleriyle ağzım şaşkınlıkla açılmıştı. Ben burda az daha ölecektim, ne düşünüyordu!
- Ben sana demiştim ama, bu şortu giyersen düşüp duracağını...
Beğeni ve yorumlarınızı eksik etmeyin :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coming For L.O.V.E #Tamamlandı#
FanficGrup: Bts Çiftler: Jikook, Vhope (biraz Chanbaek, biraz Namjin, biraz da Meanie) Konu: Bir müzik okulu... İki yakın arkadaş... Odalar, dersler, sınıflar, projeler, klüpler, insanlar... L.O.V.E serisinin ilk sezonudur. İlk bundan başlanması önerilir.