Birileri demiş öldü şimdi desinler kral geri döndü fkdkfmg bu söz böyle miydi fkdkf neyseeee yarın kimya yazılım var ama aklıma siz geldiniz ve içim rahat etmedi bu yüzden bir yb yazıp atıyım dedim dkdmf iyi okumalar :)
(Taehyung'un Gözünden)
- Öf bu ne?! Alt tarafı bir ramen yapacağız! Bu kadar malzemeye gerek mi var?
Poşetlere doldurduğum malzemelere bakıp neden o at suratlıya çarptım diye üzülüyordum. Dediklerime cevap gelmeyince yalnız olduğumu farkettim bir de onun için üzülmeye başladım. Bugün gerçekten de üzücü bir gündü.
Yine de yalnız başımayken bu kadar depresif olmak gereksizdi. Üzülme seanslarıma bir son verip poşetleri yüklenip çıktım. Yemek klübünün yapılacağa yere doğru giderken halen saydırıyordum.
En sonunda vardığımda elimdeki poşetlerle biraz zorlansam da içeri girmeyi başarmıştım. İçeri karanlıktı. Işıkları açıp bir masaya poşetlerimi koydum. Yalnızdım, ilk gelen bendim. Şaşırdım. Oysaki buluşma saatinden beş dakika geçiyordu ve geç kaldım sanıyordum. Acaba yanlış yere mi geldim? Eğer öyle ise ağlardım.
Buluşma yerini mesaj atmışlardı. Baktığımda doğruydu. Doğru yerdeydim. E o zaman neden tektim?
Telefonumun saati ile bakışmaya başladım. On dakika geçiyordu şuan buluşma saatini. Nasıl olur da halen tek idim? Acaba sonradan yeri değiştirdiler de benim mi haberim yoktu. Eğer öyleyse bana uyardı. Yatağımda uzanmak varken yemek klübünü hiç çekemezdim zaten.
Tam gidecekken aklıma poşetlerim geldi. O poşetleri geri yurda kadar taşıyamazdım ve o malzemelerle yurtta ne yapabilirdim ki? Yok, benim bu derse girmem lazımdı. Ama neden halen kimse yoktu?!
Dayanamadım ve telefonumu cebimden çıkardım. Yunhyung hyungun numarası vardı ben de. Onu aradım. Meşguldü.
Sonra üzülerek rehberimde A harfine gittim. At suratlıyı bulduktan sonra onu aradım. Bu da cevap vermez ise yapacak bir şeyim yoktu.
İkinci çaldırışımda açtı.
"Ne var!"
"Ooo, yine çok kibarız."
"Her zamanki halim Taehyung. Ne oldu? Zaten klüpte birlikte olacağız, neden aradın? Yoksa çok mu özledin, bekleyemeyecek kadar. Kıyamam..."
"Hyung, eğer ergen triplerinden bir an önce çıkarsan konuşmamız daha kısa sürecek."
"Sen kendine bak! Ergenmiş..."
Ofladım. Bu neden böyleydi?
"Neyse hyung, ben klübün yapılacağı yere geldim ama kimse yok. Herkes nerede?"
"İşlerinde güçlerindedirler. Bir dakika... Lütfen bana şuan klübün yapılacağı yerde olduğunu söyleme."
"Söylemiştim zaten."
"Ahahahahahah"
"Ne gülüyorsun?"
"Taehyung, daha bir saat var!"
"Benim saatime göre 20 dakika geçiyor bile!"
Hyung dediklerimle daha fazla gülmeye başlamış ben de onun kahkahasını dinlemek zorunda kalmıştım. En sonunda gülmeyi bırakıp konuşmuştu.
"Taehyung..."
"Efendim?"
"Sen bir gerizekalısın. Saatler geriye alındı ya." (Yn: Güney Kore geriye almıyor öncelikle ben de bu konularda bir şey bilmiyorum ama siz takılmayın dkdmf okuyun)
O an hatamı anlamıştım. Anlamamla birlikte de yıkılmıştım.
"Kapa Hyung kapa!"
Telefonu kapatıp en yakındaki sandalyeye çöktüm. Üzülmeye kaldığım yerden devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coming For L.O.V.E #Tamamlandı#
FanfictionGrup: Bts Çiftler: Jikook, Vhope (biraz Chanbaek, biraz Namjin, biraz da Meanie) Konu: Bir müzik okulu... İki yakın arkadaş... Odalar, dersler, sınıflar, projeler, klüpler, insanlar... L.O.V.E serisinin ilk sezonudur. İlk bundan başlanması önerilir.