JUNGKOOK
Aklımda Taehyung'un söyledikleriyle dersi takip etmeye çalıştım. Ama başarısız oluyordum. Jimin'in neden benden bahsetmediğine o kadar aklım takılmıştı ki, hocanın gösterdiklerini yarım yamalak takip ediyordum. İhtiyacım da yoktu hocanın gösterdiklerine. Başlangıç olarak kolay hareketler vermişti. Bunların hepsini pratiksiz bile harika yapabilirdim.
Ayrıca Hoseok hyungun dersin başından beri bana olan bakışları dikkatimi dağıtmıştı. Neden baktığını merak ediyordum, ders bitince soracaktım da.
- Jungkook, buraya odaklanır mısın lütfen?
- Özür dilerim, hocam. Bir şey düşünüyordum da, dalmışım.
- Tamam, ama bir daha olmasın.
- Peki hocam.
Başka bir okulda olsaydım saygısızlık yapardım fakat bu okuldaki popülaritem sadece öğrenciler arasında yoktu. Öğretmenler arasında da oldukça popülerdim. Her yerde korumak lazımdı izlenimimi. Bu yüzden dersin geri kalanında Jimin'i, Taehyung'u ve Hoseok'u kafamdan atmış; hocanın söylediklerine odaklanmıştım. En sonunda zil çalmıştı. Hoseok hyungun yanına gitmeden önce Taehyung hyungun yanına gittim. Taehyung hyungla aramızı iyi tutmayı düşünüyordum. Gelecekte işime yarayabilirdi. İyi ve kafa dengi birine de benziyordu ayrıca.
- Taehyung hyung!
- Efendim Jungkook.
- Vokalmişsin ya, sınıflarımız aynı mı diye merak ettim.
Taehyung hyung ders programını çıkardı. Aslında merak etmemiştim ama sırf konuşma açmak için sormuştum. Sıradaki dersin vokal dersi olması da işime gelmişti. Vokal dersinde aynı sınıfta değilik fakat bestecilikte aynı sınıftaydık.
- Aynı sınıfta değilmişiz ama bestecilik dersinde aynı sınıftaymışız hyung.
- O zaman bugün klüpten önce tekrar görüşeceğiz desene. Bu arada Jungkook, sana bir sorum olacak? Pazartesi günleri hiç yok ama, bazı günlerde ders programında boşluklar var. Onlar neden boş?
- Her sene birinci sınıflar seçmeli derslerini seçer. O boş dersler seçmeli dersin oluyor hyung. Bugün seçmeniz lazım. Size haber vereceklerdir.
- Teşekkürler Jungkook.
- Hyung, bana istersen Kook falan diyebilirsin. Herkes öyle seslenir.
- Ben öyle seslenmeyi pek sevmem.
- Peki, Kook! Sen de bana Tae hyung diyebilirsin. Kook!
Hoseok hyung gelmiş ve lafa karışmıştı. Her zaman bana Kook demesine karşın neden böyle dediğini anlamamıştım. Taehyung hyung ise Kook'u bastırarak söylemişti. İkisi de benimle konuşuyordu fakat birbirlerine bakıyorlardı. Birbirlerine ters ters bakıyorlardı. Sadece bir çarpışmadan dolayı böyle bakmaları da abartıydı ama.
- Neyse, ben artık gitsem iyi olacak. Görüşürüz, Kook.
- Görüşürüz Tae hyung.
Taehyung hyung gittikten sonra Hoseok hyung bana döndü.
- Gerçekten ona Tae mi diyeceksin?
- Evet hyung. Neden sordun ki?
Hoseok hyung cevap vermek yerine kendi kendine mırıldandı.
- Dersin başında bana deme demişti. Sonra senin Tae demene izin verdi. Ah...
- Hyung, derste bana bakıp durdun. Ayrıca garip de davranıyorsun. Ne oldu?
- Asıl sana sormak lazım ne olduğunu?
- Ne?!
- Jungkook, açık olacağım. Sen öyle her yeni gelene iyi davranan biri değilsin. Hayırdır?
- Eh... Yakışıklı yeni gelenlere iyi davranırım.
- Tae'yi kirletme Jungkook. Seninle olmak için her şeyi yapabilecekler var. Onları kullan. Taehyung'u değil.
Bunları dedikten sonra gitmişti. Herkes neden benim azgın çocuğun teki olduğumu sanıyordu? Önce Jimin, şimdi Hoseok hyung... Tamam, her gece başka biriyle olabilirim ama bu azgın olduğum anlamına gelmezdi ki. Değil mi?
Hoseok hyungun da neden garip davrandığını anlamaya başlamıştım. Jung Hoseok ya da J-Hope kıskanıyordu.
Bu bölüm biraz kısa oldu. Bu yüzden özür dilerim :)
Beğenilerinizi ve yorumlarınızı eksik etmeyin ;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Coming For L.O.V.E #Tamamlandı#
FanfictionGrup: Bts Çiftler: Jikook, Vhope (biraz Chanbaek, biraz Namjin, biraz da Meanie) Konu: Bir müzik okulu... İki yakın arkadaş... Odalar, dersler, sınıflar, projeler, klüpler, insanlar... L.O.V.E serisinin ilk sezonudur. İlk bundan başlanması önerilir.