~3~

594 53 18
                                    

JİMİN

Baekhyun hyungla Tae'nin yerleşmeleri bitince gelip beni almışlardı. Şuan okulu geziyorduk. Jin hyung işi olduğunu söyleyip bizimle gelmemişti. Bir yandan geziyor bir yandan da Baekhyun hyungun tanıtımlarını dinliyorduk. Jin hyungun neden gelmediğini ve neden o ikisinin iyi anlaşacağını düşündüğünü anlıyordum. Baekhyun hyung gerçekten çok konuşuyordu. Tıpkı Tae gibi...

- Ve gençler sonunda gezimizin en güzel kısmına geldik. Okuldaki insanlarla sizi tanıştırıp dedikodu yapma kısmı...

- Sonunda...

Bir an hiç gelmeyecek sanmıştım ama bunu sesli söylemedim. Sadece gülmüştüm. Baekhyun hyung boş bir masaya geçmeden önce bizi 6 kişinin oturduğu bir masaya sürükledi.

- Sevgili oda arkadaşım ve onun sevgili çocukluk arkadaşı... Benim en yakın arkadaşlarımla tanışın. Çocuklar bu benim oda arkadaşım Taehyung ve bu da hemen yan odamızda Jin hyungla odayı paylaşan Jimin.

- Merhaba, ben Jongin. Okulumuza hoş geldiniz çocuklar. Bu masada Minseok hyung dışında herkes ikinci sınıf. O üçüncü sınıf. Ben hiphoptayım. Okulun yarısından fazlasıyla birlikte. Ayrıca şu gördüğünüz kalp dudaklı da benim sevgilim, yani ona yavşamazsanız iyi olur.

Son cümlesiyle yanındaki çocuktan göğsüne yumruk yedi.

- Teşekkürler beni de tanıttığın için Jongin. Ben Minseok. Bu masadaki tek üçüncü sınıf benim. Rapperım ve ben de hiphop. Okulun yarısından fazlasıyla aynı yerdeyim yani.

- Merhaba çocuklar. Jongin salağını takmayın. Ben Kyungsoo. Dudaklarım için hiçbir şekilde estetik ameliyatı falan geçirmedim. Vokalim ve modern dansım.

- Ben de Jongdae! Hoşgeldiniz çocuklar. Sıkıntınız olursa ya da sıkılırsanız yanıma gelin. Dedikodunuz varsa da ilk bana gelin. Yani hep gelebilirsiniz ama bu durumlar öncelikli. Vokalim ve dans edemem. Fakat acayip iyi sesimle okula girmeyi başardım.

Luhan ve Sehun da kendini tanıtınca biz de kendimizi tanıttık. Baekhyun hyungun kendisi gibi arkadaşları vardı ve onları da oldukça sevmiştim.  Ayrıldıktan sonra Baekhyun hyung bize Sehun ile Luhan'ın; Minseok ile de Jongdae'nin sevgili olduğunu söyledi. Yani ortamdaki tek sap kendisiymiş.

- İşte sana bahsettiğim Chanyeol'den hoşlanıyorum. Ama o egoistin teki. Beni sinir etmekten başka hiçbir şey yapmıyor. Piç!

Güldüm. Chanyeol'den bahsedişi komikti. Bir yere oturunca etraftaki insanlara bakmaya başladım.

- Aha geldiler!

- Kim geldi?

- Basketbol takımı.

Baekhyun hyungun gösterdiği yere baktım. Bakmamla ağzımın suları akması bir oldu. Gerçekten yakışıklılardı. Ben pek yakışıklı erkek arayışına falan girmezken Tae'nin hayatı bununla geçerdi. Onunsa gözleri yuvalarından çıkacak kadar büyüdü, ağzı kocaman açıldı ve salyaları masaya akmaya başladı. Baekhyun hyung ise derin bir nefes alarak onlara bakıyordu. Aklıma Chanyeol'ün de takımda olduğu geldi. Hangisinin Chanyeol olduğunu merak etmiştim.

- Hyung! Bunlar ne hyung?! Hemen bana hepsinin isim, sevgili geçmişleri ve tercihlerini söyle. Yok ya da vazgeçtim, sadece eşcinsel ya da biseksüellerden bahset. Gerisi önemli değil.

Taehyung'un gözlerini o masadan ayırmadan bunları demesine ikimiz de gülmüştük. Baekhyun hyung ayrıca gururlanmıştı da.

- Ama hyung öncelikle eniştemizi göster. Merak ettim.

- Jimin ben senin enişte diyen dillerini yerim ya.

Baekhyun hyung anlatmaya başlamıştı.

Coming For L.O.V.E    #Tamamlandı#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin