~24~

367 38 44
                                    


Kendimi tutamayıp YENİ BİR FİC yayımladım. Yine JİKOOK fici! Sayfamdan bulabilirsiniz:) Sorudaki ficlerden biri değil çünkü aklıma birden tüm senaryo geldi neredeyse bu ficin dkdmkf birden yazayım nasıl olacak dedim ve kendimi tutamayıp ilk bölümünü dün paylaştım :) Okursanız mutlu olurum:) Bu arada hesabımdaki diğer ficlerime de bir göz atın :)

(Jimin'in Gözünden)

Jungkook'un bana attığı topu zor bela yakalamış, şimdiyse o topu basket yapmaya çalışıyordum. Daha doğrusu bir elimdeki topa, bir benden oldukça yüksekteki potaya bakıyordum. Basketbolla aram hiç olmadığından nasıl atış yapacağımı bile bilmiyordum. Düşünmeliydim...

Biraz geriye doğru gittim. Herhalde direk potanın altından havaya atamazdım, dimi? Bu kadarını ben bile biliyordum. Geriye gidince potaya bakıp topu karpuzlama attım. Fakat top ne mesafe bakımından ne de boy bakımından potaya yaklaşamamıştı. Jungkook'a baktığımdaysa kendini gülmemek için zor tuttuğunu farkettim. Rezil olmuştum.

- B-bir daha d-denemek istiyorum.

- Tabi hyung, nasıl istersen.

Jungkook konuşurken hafiften gülmeye başlamıştı. Komik bir şey yoktu ortada! Ortada sadece ben, top, pota ve rezilliğim vardı!

Topu aldım ve tekrar aynı şekilde attım. Bu atışım diğer atışımdan bile kötüydü. Yine başarısız olmuştum ve Jungkook da başarısız olmuştu. Kahkahasını tutma konusunda... Evet, şuan gerçek anlamda gülmekten yerlere uzanmıştı. Yanına gidip ona hafifçe vurmaya başladım.

- Jungkook, gülme! Şuan ben çok ciddiyim!

- Hyung, durduramıyorum kendimi! Ahahahah hyung cidden süpersin ya!

Bana süpersin demesiyle hafifçe gülümsesem de ne anlamda kullandığını anlayınca bu sefer sertçe vurmuştum.

- Jungkook! Sana demiştim kötüyüm diye!

- Bu kadarını beklemiyordum ama!

Halen gülen Jungkook susmak nedir bilmiyordu.

- Yha Jungkook, sen benim öğretmenim değil misin? Öğretmen öğrenciye güler mi böyle? Ayrıca yatma yerde eğilmek zorunda kalıyorum, belim ağrıdı!

Sahanın ortasında 2.80 yatıp gülen Jungkook gülmeyi kesmeden bana baktı. Sonra da kolumdan çekti. Bu onun üstüne düşmemi sağlamıştı. Bedenlerimiz hızla çarpışınca ikimiz de inlemiştik ama o anlamda değil...

- Jungkook napıyorsun?!

- Belim ağrıdı demiştin hyung~

Tatlı tatlı söylemesi beni benden alsa da onun amacının daha farklı olduğunu bildiğimden hızla üstünden kalktım.

- Kirli yere mi yatırdın yani, belim ağrıyor diye?

- Hyung, üstümdeydin...

- O daha kötü!

- Bence de! Benim üstte olmam gerekirdi.

Sırıtarak konuşan Jungkook'un imasını anlayınca ona ters ters baktım. O da hemen masum bir görüntüye kavuştu.

- Ben senden yaşça küçük olduğumdan iyi bir hyung olarak yerde sen yatmalıydın demek istemiştim.

- Hı hı...

Artık yerde yatmayıp oturan pozisyona gelen Jungkook tch tch'ladı.

- Hyung, ne kadar fesatsın ya... Ne yapsam o tür anlıyorsun!

- O tür yapıyorsun zaten!

- Öyle mi?

Jungkook sırıtıp duruyordu bu da ağzına vurma isteği uyandırıyordu bende. Daha fazla Jungkook ve sapıklıklarına katlanamayacağımdan arkamı döndüm. Bir adım atacağım sırada iki bağcığımın da açık olduğunu farkettim. Eğilip bağcıklarımı bağlamaya başladım. Fakat oldukça garip hissediyordum. Aynı pozisyonda kafamı arkaya çevirdiğimde de sebebini gördüm. Jungkook sırıtarak eğildiğimden dolayı ortaya çıkan kalçalarıma bakıyordu.

- Jeon Jungkook! Seni sapık veled! Gel buraya!

- Hyung ne sapıklığımı gördün?!


Bu bölüm biraz kısa oldu ama güzel oldu bence dmmdmd

Beğeni ve yorumlarınızı eksik etmeyin :)

Coming For L.O.V.E    #Tamamlandı#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin